22 ekim 2009 steaua bükreş fenerbahçe maçı

• hepimiz biliyoruz ki; zico döneminde, şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale kadar uzanılan görkemli ve heyecanlı sezon dışında pek keyifli ve gururlu olamadık avrupa arenasında. devamı gelirse havamızı buluruz, avrupa gediklisi oluruz dedik ama olmadı, olmuyor. hâlâ paragözler yönetiminde türkiye ligi şampiyonluğu hedefindeyiz.
  
  takım heyecanlı ve arzulu değil ki ben burada heyecanlanayım. sheriff bile olsa, avrupa'da galibiyet galibiyettir diyerek geçiyoruz televizyon başına ama uykumuz geliyor, keyif almıyoruz. daum otomatiğe bağlamış, zorlu rakiple oynuyoruz, saygı duyuyoruz teraneleriyle geçiştiriyor avrupa'yı. bir önceki serüvende de böyle değil miydi zaten?
  
  başkanın ve teknik direktörün hedef koymadığı bir avrupa serüveninde futbolcunun varını yoğunu ortaya koyması mümkün değil. en azından fenerbahçe'de böyle işliyor makina. sizin aklınız alıyor mu; haftasonu galatasaray'la oynayacak olan fenerbahçe'nin dahi teknik direktörü bu maça odaklanacak? onun için ayakbağından başka bir şey değil bükreş deplasmanı. neyse belki bu kafayla bakınca özer'i falan oynatır hiç değilse. yanlışlıkla yaratıcı, istekli ve yapıcı bir ekip çıkarmış olur sahaya. ama yok, heyecanlanamıyorum işte. güzel bir galibiyetin fotoğrafını çekemiyorum kafamda.
  
  her neyse bu arada steaua mütevazı fakat sıkı, diri ve çalışkan bir ekip. öyle avrupa maçlarında kolay kolay gol yemiyor evinde. fenerbahçe'nin de pek parlak olmayan deplasman karnesini elimize alınca kafada bir soru işareti çıkıyor haliyle. öte yandan becali diktatöründen nefret eden taraftarının da kulüple arası bozuk son zamanlarda. istiyorlar ki, adam bir an evvel defolsun gitsin ama bu mümkün değil. takımda en beğendiğim oyuncu, ekibin hamallığını yapan banel nicolita.
  
  yine de biz heyecanla bekleyelim maçı. hiç değilse 12 sene önceki buluşmadan farklı şeyler yapacaktır fenerbahçe, buna eminim.