9 entry daha
  • içimin kıyım kıyım kıyılacağını bilsem de üç vakte kadar izleyeceğim film.
    ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim:
    önce, (bkz: #3415294)
    akabinde, (bkz: #805094)
    islam'da kadının yeri her ne kadar fenalarda olsa da, recm cezasını ve filmde görülen çirkin iftirayı islama atfedip bunun üzerinden küfretmeyi hiç adil bulmuyorum.
    ilgili surede* de görülebileceği gibi, islamın zina için öngördüğü ceza bi temiz kötektir, iftira atanları ise hem bu dünyada (yakalanırlarsa) hem de öbür dünyada beter şeyler beklemektedir.

    bence burada küfredilmesi gereken islamdan önce de kız çocuklarını gömen zihniyetin ta kendisidir, ki islam hükümleriyle kadının yeri "eskisine nazaran" iyileştirilmeye çalışılmış olup (islam öncesinde kadın değil öyle ya da böyle şahit kabul edilebilmek, insan bile sayılmıyordu) görüldüğü üzere pek bir başarı kaydedilememiştir.
    aynı sorunu gerek ilk hristiyanların kadın filozof hypatia'yı katletmelerinde*, gerek ortaçağ boyunca süren engizisyon uygulamalarında da görebiliriz. oysa isa hiç böyle şeyler söylememişti... misal, (bkz: maria magdalena)

    dinler eleştirilebilir, eleştirilmelidir de.
    ancak bu eleştiriler yapılırken zeminleri birbirine karıştırmamakta fayda var.
    örneğin kuran'da geçen kadının erkeğine itaat etmesi gerektiği yolundaki ifadeler islam başlığı altında eleştirilebilir.
    ancak recm ya da filmdeki gibi bir iftira ve akabinde gelişen olaylar islam değil şeriat, hatta daha da doğrusu "islam ülkelerindeki şeriat uygulamaları" başlığı ile birlikte insanın karanlık tarafı gibi bir başlık altında eleştirilmeli ve kuran'da bulunmadığı halde bu ülkelerde gerçekleştirilen bir takım uygulamalar islam'a veya kuran'a halel getirmemelidir.
    keza hristiyanlığı eleştirirken isa'nın öğretisi ile kilise'nin öğretisi ve uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır.

    ortada bir sorun varsa bu en temelde yozlaşmış din kurumlarını ve daha pek çok çarpık anlayışı ortaya çıkartan insanın, insan doğasının kendisidir.
    tarih bize gösteriyor ki genel anlamda insanın kendi türünü, özel anlamda erkeğin kadını böylesine katletmesi dinlerden bağımsız olarak da varolan bir olgudur ve dinler de bu minareye kılıf oluyorlar daha çok.
    guns germs and steel gibi kitaplar insanın dinler olmadan da ne haltlar karıştırmaya muktedir olduğunu pek güzel göstermektedir.

    insanın bu tür uygulamalarla karşılaştığında isyan etmesi ve nefretini kusması elbette ki doğaldır, ancak aklı başında insan bu noktada kalmayıp soruna ilişkin gerçekçi çözümler üretmeye çalışacaktır.
    bu çözümlerin üretilebilmesi için öncelikle sorunun kaynağının doğru tespit edilip çözümlenmesi gerekir.
    yukarıda bahsettiğim gibi -özellikle duygusal davranarak- zeminleri birbirine karıştırmak ve bütün suçu dinlere yüklemek insana ilişkin pek çok gerçeği de göz ardı etmeye sebep olacak, dolayısıyla ideal* toplum yapısına ve yaşam düzeyine ulaşma yolunda üretilen teorilerin basit ifadeyle "uygulamada sıçmasına" sebebiyet verecektir.
172 entry daha
hesabın var mı? giriş yap