8 entry daha
  • italyan sinemasının yaramaz çocuğu olarak adlandırılabilecek yönetmen pier paolo pasolini'nin, 1964 yılında italyan neorealizm akımına göre çektiği, isa mesih'in hayatını anlattığı, ve hem sinema eleştirmenleri hem de tarihçiler tarafından en tarafsız ve gerçekçi isa mesih tasviri olarak adlandırılan film.

    isa mesih filmlerinin en bilinenleri ile mukayese ile bu filmi anlatmaya çalışalım bakalım. bu açıdan hollywood'un çıkardığı iki önemli isa mesih filmi var elimizde popülerlik açısından: biri ben-hur, diğeri the passion of the christ. hoş, aslında ben-hur anlatım bağlamında passion'a yaklaşamaz bile ama mukayese için bunu da alalım. ne de olsa hollywood'un pek değerli(!) bir filmi olarak addedilir.

    mel gibson'ın çekmiş olduğu passion, tam anlamıyla bir misyoner işlevi görmüştür ve hatırlayacaksınız, ne kadar büyük bir infiale neden olmuştu hem israil'de hem de yahudi diasporası arasında. koyu katolik mel gibson'ın malikanesinin içerisine yaptırdığı mini kiliseden bir çoğumuzun haberi vardır. bu filmi yaparken dini duygularının yanında sansasyonel bir ortam yaratma güdüsünü de hesaba katmak gerekir. sonuçta tarihi doğruluğa çok sadık kalmadığını çok iyi biliyoruz mel gibson'ın. bunu braveheart'ta da fazlasıyla gördük. savaşların sonuçlarının bile abartıldığını ingiliz tarihini bir nebze bilen herkes fark eder. sezar'ın hakkı sezar'a şimdi: il vangelo secondo matteo'da da belirtildiği gibi. apocalypto'da böyle bir tarihi çelişkiler örüntüsünden büyük oranda bahsedemeyiz; ancak the passion of the christ inanılmaz derecede gerçekleri görmeyi engelleyen bir duygusallık içerisinde çekilmiş bir film. -sanki havari luke çekmiş filmi. ne demek istediğimi birazdan anlayacaksınız- amaç da bu zaten.

    ben-hur'da ise hikaye içerisinde eritilmiş bir isa portresi görmekteyiz. ben-hur'un hayatını izlerken arada sadece isa mesih'in sırtını, vaazlarını, başörtüsünü, yardımlarını görüyoruz; uzaktan izliyoruz bu gizemi. tam anlamıyla gizemli bu filmde isa mesih. -sanki havari john çekmiş filmi. ne demek istediğimi birazdan anlayacaksınız- yüzünü göremiyoruz, acısını, kanını göremiyoruz. dinleyemiyoruz. tanrı boyutu öne çıkartılmış bir isa mesih var karşımızda.

    ama gelgelelim il vangelo secondo matteo'da böyle mi? isa'yı canlı kanlı tüm haliyle görüyoruz. bütün halleriyle görüyoruz. ben-hur'da olduğu gibi uhrevi, tanrısal, konuşmayan, görünmeyen bir isa yok ortada ya da mazlumlaştırılmış, vurun abalıya moduna sokulmuş bir isa mesih de yok passion'da olduğu gibi. burada sözü pasolini'ye vermek gerekiyor. çünkü azılı bir ateist olan pasolini bugüne kadar çekilmiş en tarafsız isa mesih filmini çekebilmiştir.

    pasolini, isa mesih'i bir peygamber olarak görmediğini ancak büyük bir devrimci olarak kabul ettiğini söylemiştir. tüm havarilerin isa mesih tasvirlerini okuduğunu, havari john'un tasvirlerini çok gizemli ve mistik; havari mark'ın tasvirlerini çok kaba ve havari luke'un tasvirlerini ise çok duygusal bulduğunu söylemiş. bu sebeple tarihi kayıtlara en yakın tasvirleri barındırdığı için havari matthew'un(bkz: matteo) tasvirlerini kullandığını belirtmiştir.

    bununla birlikte bu filmdeki mekan ve kast kullanımı da ayrıca önemli bir muhabbet membaıdır. başka sefere. belirtmeden geçemeyeceğim: izlemeniz şiddetle tavsiye olunur.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap