64 entry daha
  • kazanın doğurduğuna inanıyorsunuz da öldüğüne niye inanmıyorsunuz diyesim geliyor filmin üzerine kurulduğu temeli mantıksız bulanlar için.

    edebiyat ve sinema tarihinde ben bilimkurgu tarzında yazıldım/çekildim demeyen nice film vardır hiç varolmayan bir yaşam/toplum bçimini veya hayatları konu edinen. amacı da olabilirliği düşünmektir. district 9 niye çok sevildi mesela? baştan zaten uzaylının dünyaya gelip böyle christopher diye isim filan alıp gayet normal yaşamalarını kabul etmemizin sorumlusu filmin sergilemekte serbest olduğu hayalgücüdür değil mi? ama sırf bunu mu düşündürdü mesela district 9? ırkçılık, yabancılık, azınlık kavramları uçuşmamış mıydı izleyenlerin bir kısmının kafasında? bir kısmı diyorum tabii çünkü bir şey göze sokulmadan ve 'ben lafımı ortayan koydum beğenen alııır beğenmeyen gider!' demiyorsa fikir düşünmek pek olası olmuyor.

    diyeceğim şu ki. yazarı tarafından 2005 yılında yazılmış bir kitapta hikaye 1967 yılında ve o yıl için dünya tarihimizde yer almayan tıbbi/teknolojik gelişmelerin olmuş olduğu varsalıyarak başlıyorsa zaten zaman-mekan-olay mantığını aramak baştan saçma oluyor. yani kitap geriye dönük olarak, o tarihte bu tür bir teknolojinin var olmadığı bilinerek yazıldı. şimdi 'klonlama var mıydı o zaman laaaa çok saçma film' diyenlere birinci fiskemi burdan gönül rahatlığıyla savurmak, sonra da git biraz dolaş hava al gel demek istiyorum. bir de üstümüze bir şey alırken sağını solunu iyice inceleyip alalım ki sonradan sürpriz olmasın ilk başta göremeyeceğimiz bir yerinde defosu filan varsa.

    sonracığıma insanın yaşama içgüdüsü her şeyden baskın gelir, bir diğer karşı argüman. karşim, gelir, bu böyle, bu hayatta, bu ekolojik sistemde böyle. evrim filan, böyle. güçlü olan ayakta kalıyor filan. sonra nazi dönemi deneyleri var. insan kendi yaşamına o kadar bağlıymış ki hani çocuklanın ölümünü bile göze alabiliyorlarmış filan. hatta böyle mangal gibi şeylerde kadınlar popoları yanmasın diye bebeklerinin üzerlerine oturuyorlarmış, o denli düşün. bunlar buralarda var.

    ama film, bize bizim toplum yaşamımızı sunmuyor. görüldüğü üzere karakterler tam ve bildiğimiz şekilde insanlar. ama yetişkin olup okul sınırlarından ayrılmış olmalarına rağmen kollarındaki çipli bilekliklere isyan etmeyip, tabi oldukları yaşama biat ediyorsa bu insanlar -en azından film bize isyan edeni, takip sisteminde kalmasını salayan çipli bilekliğinden kurtulmak isteyeni göstermiyor, düşün sen istersen belki olmuştur öyle, ama bunu göstererek zaman harcamak istemiyorum çünkü bunların yaşamlarının bu biçimine sıkı sıkıya bağlı olduklarının önden önden kabul edilmiş olduğunu varsaymanız için elimden geleni yaptım diyor, nerde yaptın diyorsan da yaptığımı varsay çünkü bak olayın oralarıyla hiç uğraşmadan olayı buradan anlatıyorsam bir sebebi var diyor, ki bu sebep de zaten bu yaşam biçiminin doğallığının izleyici tarafından önden kabul edilmiş olması gerekliliği- demek ki toplumsal bir durum oluşmuş orda, insanlıkla ilgili. yani sorgusuz tabi olunan inançlar ve toplumsal yaşama biçimleri. şimdi burada, bizim yaşadığımız zamanda da böyle değil mi? doğduğumuz andan itibaren bir yaşantıya düşüp bizden çoook önceden belli olmuş tüm kavram ve değerleri soğukkanlılıkla kabul ederek ve içinden çıkmaya çalışmayarak yaşamıyor muyuz?

    belki sen sen olmasan, burada olup bitene çok uzaktan baksan, gündelik ve 'normal' olarak yaptığın, sergilediğin tüm davranışlar akıl alır gibi gelmeyecek? içgüdü dediğin ve oooh diye üzerinden attığın şey de öğreti olabilir? veyahutta aşk dediğin, acı dediğin, yağmurda öpüşmek dediğin? toplumun kurguladığı ama senin de hemencik öyle kabul edip bir de aiiyy filmlerdeki gibi tıpkı diye heyecanlanarak anlattığın şeyler olabilir. olabilir yani gençler.

    bu film mantıklı olmak zorunda değil, fantastik ögelerinin bokunu çıkararak dünyalar arası transferler gerçekleştirerek ben bilimkurguyum ve değişik bir yaşamı düşündürtmeye çalışıyorum demek zorunda da değil. sosyolojik bir deneme olması; film bitmiş ve vizyonlara girmiş olmasına rağmen yönetmenden ve senaristten önce zekilerimizin filmdeki mantıksızlığı fark etmiş olmalarından daha olası bence. daha olası yani. daha.

    o halde yaşamlarımızdaki çeşitliliği kutlayalım ve bu zamana kadar yaptıklarımıza soğukkanlılıkla devam edelim.
331 entry daha
hesabın var mı? giriş yap