9309 entry daha
  • insanların en rahat atıp tuttuğu konudur aşk, ilişkiler...

    oysa bir duygudur nihayetinde her şeyi belirleyen... kimse ne olduğundan emin olamaz. fiziksel olarak algılayabildiğiniz acı, aydınlık gibi kavramları bile evrensel bir ölçeğe oturtmak bu kadar zorken, insanın neresinde hissettiğinden bile tam emin olamadığı (beyninde, kalbinde ve hatta zaman zaman karnında) bir duygu hakkında ahkam kesmek nasıl bu kadar kolay olabiliyor?

    ister tesadüf deyin ister tevafuk, aşk bir olasılık işidir. hedef kitlenize dahil olabilecek yerli-yabancı yüz milyonlarca karşı cins içinden sizin radarınıza ancak 20-30 kişi takılır belki hayatınız boyunca. ve siz bu kısıtlı küme içinden tercih yaparsınız. üstelik bu tercihlerin çoğunu yaparken kendinizi de yeterince tanımıyorsunuzdur henüz.

    kim, “işte ben bu kadına/adama aşık oldum. yok benim için ondan ötesi. tövbe kimseye gözüm dahi kaymaz artık” derse, yalandır. acınacak boyutta yanlıştır en azından. doğrusu olsa olsa şöyledir, “işte ben bu kadına/adama aşık oldum sanırım. şimdilik gözüm hiçbir şey görmüyor. bir sürü de sözler verdim ona üstelik bu duygularıma dayanarak. şimdi o sözleri tutmam lazım. bu adamı/kadını sonsuza kadar sevmem lazım.”

    işte bu yüzden sevgilisi olan birinden hoşlanmak, başka bir kadına aşık olan evli erkek, evli bir kadına aşık olmak, evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar, evli kadınlarla ilişkiye giren erkekler gibi başlıklar açılıyor. işte bu yüzden böyle başlıklar altında kadınlara “orospu”lar erkeklere “şerefsiz”ler dağıtılıyor bol keseden... herkes gayet iyi biliyor ki duygular bir formülün sonucu olarak ortaya çıkmazlar, mutlak doğrular/gerçekler değillerdir. değişirler. değişmeseler garip olurdu hatta. lanetlenen şey duyguların değişmesi değil, verilen sözlere ihanet edilmesi. ya da tutulamayacak sözlerin verilmesi. oysa söz vermek zorundayız. söz vermeden - ve almadan - duramıyoruz hatta. sevgilimizi sahiplenmek ve sahiplenilmek istiyoruz çaresizce; sevdiğimizi işaretlemek ve sevildiğimizi cümle aleme duyurmak...

    yani ayağımıza dolanan şey, değişeceği gün gibi açık olan duygularımızdan ziyade, onlar hakkında verdiğimiz sözler. kimse bana insanın isterse kalbine söz geçirebileceğini söylemesin. insan ancak verdiği sözleri tutabilmek için gayret gösterebilir, başka türlüsü olamaz.

    şimdi, duygularının değişebileceğini bile bile boyunu aşan sözler veren sevgiliye mi kızılsın, yoksa insanın duygularına ilişkin verdiği sözleri tutmasının zorluğunu için için bilmesine rağmen sevgilisinin her dediğine inanan aşık mı utansın?
16486 entry daha
hesabın var mı? giriş yap