11 entry daha
  • konuşulmaması mümkün olmayan film.

    --- spoiler ---

    film okul katliamı işleyen bir çocuk hakkında değil, okul katliamı işleyen bir çocuğun annesi hakkında olmasıyla puan kazanıyor. eva'nın hayatında psikopat oğlu kevin olmadan önce de var olan bir insan olduğunu unutmamıza izin vermiyor. ispanya'da festivallerde domatesler içinde yüzerken hayatından gayet memnun olan eva'nın bir gün çocuğu oluyor ve o bağımsız gezgin hayatı son buluyor.

    bu, bebek kevin ilk kucağına verildiğinde bile gülümseyemeyecek kadar aklının bulanmasına sebep oluyor ve kucağındaki bebek 16 yıl sonra okulunda kapıları kitleyip arkadaşlarını öldürdüğü zaman eva'nın olayda kendi sorumluluğunu sorgularken aklına takılan birkaç olayın ilkini teşkil ediyor. eva maceraperest hayatından çıkarılmış, çocuğa daha iyi bakabilmek için sevdiği şehir new york'u terk etmek zorunda kalmış, sevmediği bir evde ve mahallede yaşamak zorunda kalmış bir kadın olarak buluyor kendini. kendiyle olan hesaplaşması süresince kendini gayet iyi kontrol etse de bebeğiyle iletişim sorunu yaşamaktan kaçamıyor.

    tabii eva'nın bütün bu tavırları ve hareketleri kevin'in yaptıklarını açıklamak için çok çok yetersiz. doğuştan kusursuz bir psikopat olan kevin, küçükken saatlerce susmadan ağlıyor, daha üç yaşındayken bile annesine inatla kötü davranıyor, onunla bir iktidar savaşına giriyor, anılarını itinayla yok ediyor, annesini rahatsız etmekten zevk alıyor, sonunda işi annesinin gözbebeği küçük kızkardeşine zarar vermeye kadar götürüyor.

    yine de kevin'in gerçek bir psikopat olması eva'nın suçluluk duygusunu yeteri kadar azaltmıyor. çocuğuna en başından beri zaman zaman soğuk davranması, zaman zaman sırf ona karşı olmasa da onun yanında şiddetli hareketlerde bulunması, kevin'i tutup yere fırlatarak kolunu kırması, dışlaması, kardeşini ondan koruması gibi unsurlar kevin'in durumu göz önünde bulundurulduğunda anlaşılabilir gelse de bütün bunlar kevin'in bozuk psikolojisini belki de daha da bozuyor ve okul katliamından bağımsız düşünülmesi zorlaşıyor.

    aslında kevin gerçek bir psikopat ve gerçekleştirdiği katliam annesinin davranışlarıyla değil, abd'nin şiddet kültürüyle açıklanabilir. katliamın alkışıyla sahne ışıklarıyla gerçek bir şov gibi algılanması, herkesin kevin'i dinlemesi, izlemesi, ondan bahsetmesi, kevin'in bunu yaratarak değil yıkarak, şiddetin ülkesinin kültüründeki yerini çok iyi anladığını beyan ederek yapması eva'nın anneliğinden çok daha derin sebepler içeriyor. sanırım filmin ismi de bu duruma gönderme yapıyor.

    ancak eva işin bu yönüyle veya kocasının problemle yüzleşmekten hep çekinen korkak tavırlarıyla pek ilgilenmiyor; kevin'in hamster'ı öldürmesinden kardeşinin gözünü kaybetmesine sebep olmasına, 31 çekerken yakalandığında durmamasından okul katliamına kadar yediği her haltta annesine manidar bakışlar atması veya "sertliği senden aldım" itirafı eva'nın sorumluluğunu ve sevgisini sorgulamasına yetiyor. hatta katliam günü kardeşini, babasını, arkadaşlarını öldürüp bir tek annesini sağ bırakması bile annesinin kevin'in dünyasında diğerlerinden daha özel bir yere sahip olduğunu kanıtlıyor, çünkü biliyoruz ki kevin istese annesini de öldürebileceği bir plan yapacak kadar zeki, ancak sadece kardeşi ve hayatı boyunca iyi geçindiği babasını öldürüyor, bu da onların kevin'in gözünde çatışmaya bile değmeyecek sıradan insanlar olduğunu gösteriyor bir bakıma.

    eva aşağı yukarı 15 yıl içinde dünyayı gezen bir kadından, süpermarket içinde oğlunun katlettiği çocukların annelerinden köşe bucak saklanan bir kadına dönüşüyor. mahallede damgalanıyor, tacizlere, kurbanların ailelerinin cadı avına maruz kalıyor. eva'nın zaten olayı atlatma şansı yok, diğer anneler ne kadar kurbansa eva da o kadar kurban (çünkü kevin okuldaki çocukların yanı sıra babasını ve kızkardeşini de öldürüyor). ancak bu travma yalnızca eva'nın kevin'in bütün hayatını en baştan gözden geçirmesine ve kendi sorumluluğunu aramasına yol açıyor.

    eva kendini hak ettiği kadar aklayamıyor olacak ki, "bırak şu allahın belası çocuğu" diye haykırmamak için kendini zor tutan izleyicinin aksine bütün bu olaylardan sonra o mahallede yaşamaya devam etme pahasına kevin'i görmeyi bırakıp gitmiyor. aslında toplumdan dışlanan ve kendini dışlayanları pek de haksız bulmayan eva bu zulmü hak etmiyor, ancak kevin'in yaraladığı çocuklardan birinin kendisine hal hatır sorması bir istisna olarak kalıyor.

    kırmızı dolu anlatımıyla içine girdiğiniz gerginlikten çıkmanıza bir türlü izin vermeyen film, teknik açıdan da sıradışı bir kurgu ve değişik planlar ile iz bırakmayı başarıyor. tilda swinton ise beklenildiği gibi kusursuz.

    --- spoiler ---

    kısacası şiddet, aile, psikoloji gibi konulara giren, kelimenin tam anlamıyla benzersiz bir film olmuş we need to talk about kevin.
393 entry daha
hesabın var mı? giriş yap