15 entry daha
  • izlerken içimde bu kadar öfke biriktirdiğim sanırım ilk film. herkesin kaldırabileceği ve sonuna kadar dayanabileceği bir film değil bu. kevin ile ilgili asıl hikayeye girmeden önce ilk yirmi dakikanın bu kadar karmakarışık, bu kadar yapboz gibi olmasının sebebi asıl rahatsızlık verici kısma gelmeden önce seyircinin kafasını iyice karıştırıp yormak bence. zira sağlam kafayla, önce biraz sersemlemeden hikayeye direkt oradan girsek on beşinci dakikada küfrü basar, çocuğa lanet okur ve salonu terk edip dvd player'ın fişini çekebilirdik (durdurma tuşu kesmez). fakat filmdeki bir sürü olaya anlam veremeden öylece kalakalacağınızı baştan söyleyeyim. atmosfer, gerilim, oyunculuk çok iyi de sanki karakterlerin motivasyonlarında ve hareketlerinde bir yerler boş kalmış. aşağıda yazdığım üç noktanın açıklanmaması hikayeyi kafamızda anlamlandırmamız açısından büyük sorunlara yol açıyor ve filmden çalıyor açıkçası.

    çocuk oyuncunun ailesini böyle bir filme giriştikleri ve çocuklarının gayri ihtiyari üzerine çekeceği lanetleri sırtlandıkları için tebrik ediyorum. şimdi sokakta karşıma çıksa çakır'a mevlüt okutan, ayşe melek'e arkasından "seymen'le bahar'ı rahat bırak orospu" diye bağıran seyirciden hiç farkım kalmaz yeminle. yarın öbür gün yıllardır süre gelen çocuk istememe fikrimden azıcık bile sapmaya kalksam derhal açıp izleyeceğim ve doğru yolu bulacağım. onca şeye rağmen "i love you kiddo," deyip yavrumu öpme yetisinin bende olmadığından yüzde doksan dokuz eminim çünkü.

    --- spoiler ---

    bir de üstüne üstlük bir çocuk daha doğuruyor. nasıl bir cesaret, nasıl bir süper kahramanlıktır bu?! çocuk resmen kardeş gelince taktik değiştiriyor, kaleye başka bir stratejiyle saldırıyor. önce annesine istese ne kadar iyi bir çocuk olabileceğini gösteriyor, sonra da kötülüğünün suçlusu olarak onu ilan ediyor. "you've always been your mother's joy" şarkı sözü eşliğinde düşmanlık büyüyor. bir çizgi film karakteri olan stewie bile onun kadar akılcı değil annesine karşı olan savaşında. (gerçi ben ilk birkaç sezonu izledim, o savaş hala sürüyor mu emin değilim) film boyu yapılan her kötülükten sonra anneye atılan imalı bakışlarla her şeyde payı olduğu hissiyatı kadıncağızda yaratılsa da, hele ki eva gibi görmüş geçirmiş bir kadın olarak konumlandırılan birinin, böylesi bir durumda her şeyi çok daha iyi idare etmesi beklenir aslında. oğlunu ziyaret edebilmek için hala aynı çevrede oturması, çok kötü bir işe kanaat etmesi gibi kendini cezalandırma yöntemleriyle aklanmaya çabalıyor eva. ama işte, aklanması gereken tam olarak ne, onu bilemiyoruz. evet, eva kevin'a iyi bir anne olmadı. sabırlıydı, anlayışlıydı belki ama öyle bir çocuğu kendi haline bırakmak, düzelmesi için çabalamamak kötü bir anneliktir, tartışmasız. bu kadar problemli bir çocuğun neden bir psikologa götürülmediğini anlayamıyorum. kevin konuşmaya başlamayınca bir doktor onun son derece sağlıklı olduğunu söylüyor. bir tek bunu görüyoruz. ee, ondan sonra geçen yıllarda çocuk konuşmaya başlıyor da ne oluyor? "o sadece bir çocuk, çocuklar böyle yapar," açıklamasını hiçbir aklı başında yetişkin kabullenemez. o yaşta çocuğa bez bağlıyorsunuz yahu.

    anlamadığım bir diğer şey eva'nın neden suçlamalara maruz kaldığı. tamam, evliliği ve çocuğu için kendinden vazgeçen eva'nın ortaya çıkan başarısız sonucun sebebini kendinde araması insan doğasıdır, "ben nerede yanlış yaptım?"dır. biz olayın arka planını bilen seyirci olarak ancak bir noktaya kadar onu suçlayabiliriz. çünkü epey sorunlu olduğu belli birini daha çocukluktan kendi haline bırakıp tedavisi için hiçbir adım atılmaması ailenin suçudur. ama kadıncağızın halktan bunca tepki çekecek, sokak ortasında tokatlanacak örneğin, ne yaptığını ben anlamadım. en makul tepki tekerlekli sandalyeli çocuktan geldi zaten. kadın da bir mağdur, ve desteğe ihtiyacı var hiç şüphesiz.

    bir de o kadar şey yapan, hadi ayrılmak üzere olduğun kocanı geçtim, kızını öldüren birini nasıl hapiste ziyaret eder; yüzüne tükürmek yerine ona sarılırsın? bu nasıl bir annelik içgüdüsüdür? tamam, ilk günden beri kadının oğlunu kazanma savaşı süregeliyor ancak bu kadar mı göz ardı edilir yaşananlar? kevin ne kadar saplantılıysa annesine karşı, annesi de bir o kadar saplantılı kendini oğluna kabul ettirmeye. aslında eva'nın da çok sağlıklı bir birey olduğunu söyleyemeyiz bu açıdan. babanın da oğlunun her hareketini görmezden gelerek, hatta sineye çekerek ne yapmaya çalıştığı meçhul. bir de durmadan çocuğa silahlar alıp duruyor ki felakete davetiye çıksın.

    uzun lafın kısası filmde aslında kevin'ın durumu için anne babayı suçlamamız için her şey yapılıyor. hatta zaten herkes sağ kalan ebeveyni suçluyor, görüyoruz. ancak ben buna inanmıyorum, gömül rahatlığıyla eva'ya öfkelenemiyorum. ona acımak sanki daha doğru bir hismiş gibi.

    --- spoiler ---

    çok etkileyici, çok düşündürücü, çok baş ağrıtıcı iyi bir film. ama herkesin harcı değil. böyle bilinsin, ona göre izlensin.
389 entry daha
hesabın var mı? giriş yap