343 entry daha
  • hiç beklemiyordum. tahmin etmiyordum ama bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. otobüsten indi, yüzüğünü çıkarmıştı. sessizce eve gittik. "nedir?" diye sordum. "yok bişey" dedi. "var" dedim. "farkındayım".

    ve konuyla alakasız bir şeyler söyledi, "gitmek istiyorum, yalnız yaşamayı öğrenmem gerekli" dedi.

    - asıl sorun bu değil, başka birşey var.
    - biriyle tanıştım.
    - birlikte oldunuz. anladım.
    - ...

    o an yapmam gereken şey, kalkıp gitmekti. ama nereye, nasıl giderdim? tamamen duygularımı kaybetmiştim. hiçbir şey düşünemiyordum. getirdiği valizini alıp, kapıyı göstermekti yapmam gereken. yapamadım. nihayetinde sevdiğim kadındı.

    "nasıl oldu bu" dedim. "anlat."

    sakindim. hiç olmadığım kadar sakindim. karıncalar beynimden vücuduma yayılıyordu. hareket edemiyordum. anlattı olanları, nerede, nasıl tanıştığını. hiç sesimi çıkartmadan dinledim, sorular sormaya devam ettim. her cümlesinde bir parça daha kopuyordu içimden. toparlanamayacak kadar kötü durumdaydım artık ama yine de dinliyordum olanları. "duramam artık burada daha fazla, sana bunu yapamam" dedi. "gitmeliyim."

    - hafta sonuna kadar kal, konuşalım.

    iyi değildim. olan biten kötü bir kabus gibi geçiyordu. "gitme" dedim, soğukkanlı bir şekilde. sonra sarıldım. sarıldık. daha fazla dayanamadım, ağladım. yapmamam gereken her şeyi yapıyordum. "git", demeliydim yüzüne bakmadan; ve kapıyı tereddüt etmeden kapatmalıydım arkasından. onun yerine ağlamayı tercih ettim.

    biraz sonra kendimi toparladım. "yatalım" dedi. sessizce onayladım ve yatak odasına geçtim. yanıma uzandı, sessizce bakıştık uzunca bir süre. zihnim tamamen boştu, sadece gözlerinin içine baktım, ve baktım. yanıma yaklaştı ve sarıldı. öpüştük ve sevişmeye başladık. son sevişmemiz olacaktı bu...

    ne zaman uykuya daldığımı hatırlamıyorum. sabah, telefon alarmının sesine uyandım. uyuyordu. hazırlandım, evden çıkmadan önce yavaşça kulağına eğildim, "gitme bugün" dedim ve evden çıktım.

    ofise geldiğimde iş yapamayacak kadar bitkin durumdaydım. gece olanları düşündükçe yerimde duramıyordum. öfke ve üzüntünün karıştığı düşünceler içindeydim, birşeyleri kırmak, boğazım kanayana kadar bağırmak istiyordum. şirket doktoruna gidip sakinleştirici istedim. sebebini sordu, biraz anlattım, konuştuk. "biraz burada yalnız kal, iyi gelir" dedi. odasının kapısını kilitleyip çıktı.

    öğleden sonrası için izin aldım, eve gittim. sakinleştirici etki etmemişti hala, bir tane daha alıp yattım.

    bir iki gün sonra kendimi yavaş yavaş toparlamıştım, hala aynı evde yaşıyor, aynı yatağı paylaşıyorduk. ama sarılarak uyumuyorduk artık. ben evde değilken onunla konuştuğunu da biliyordum. artık durumu kabullenme vakti gelmişti.

    altıncı gün olmuştu. eşyalarını toplamaya başladı. bense hiçbir şey yapmadan öylece oturuyordum. yanıma geldi. oturdu. bilgisayarda çalan şarkı katil & maktül oldu:

    "oyunun adı aşk, kan ve gül;sen katilsin bense maktül; çek hançerini, son kez öp ve beni öldür"

    sarıldık birbirimize. ağladık.

    ve son bir kez, akşamları yürüyüş yaptığımız sahilde yürüyüşe çıktık. hava parçalı bulutlu ama soğuktu. marmaris'te mevsim kıştı. "onunla evlenebilirim" dedi. marinanın oradaki köprünün üstündeydik. "peki" dedim.

    otobüsü terminalden ayrıldığında artık hiçbir şey hissetmiyordum. bir aşk başladığı yerde bitmişti.

    (bkz: sevgiliyi otogarda karşılamak/#23556220)

    eve gelir gelmez yatağa uzandım. tam uyumak üzereyken bir mesaj geldi:

    - iyi misin?

    "iyiyim." yazdım, gönderdim. ve bunun son görüşmemiz olduğunu düşünürken uykuya daldım.

    -----
    devam:
    (bkz: gecenin bir yarısı basıp uzaklara gitmek/#26879453)
1841 entry daha
hesabın var mı? giriş yap