220 entry daha
  • türk filmleri arasında "çok güzel" kıstasını alabilecek filmlerden biridir benim için mustafa hakkında herşey. senaryosundaki ilginçlik ve müthiş oyunculuk sanırım filmi bu kadar enteresan yapan. hani öyle bir senaryo ki böyle sanki klişeymiş de ufak tefek süper ayrıntılar sayesinde klişelerden kurtulurmuş gibi.

    --- spoiler ---
    filmin bana göre 5 ana karakteri var. öncelikle tabi ki mustafa karakterinde fikret kuşkan. "anlatılmaz, yaşanır" gibi bir karakter adeta. fikret'in *tabiriyle hayatı tıkırında, yediği önünde yemediği arkasında, harika bir işi olan, harika *bir evliliği olan mustafa aslında hayatta en çok aldatılan adam olduğunu fark ediyor filmin başında. mükemmeliyetçi biri, biraz da obsesif. hayatta hep bir misyon adamı olmaya çalışmış ve gerek işinde gerekse ailesinde her şeyin tıkır tıkır işlediği bir tarz benimsemiş. ama yalnız! kendini o kadar mükemmelleştirmiş ki o hatasız hayatı bile sıradanlaşmış. fikret kuşkan gibi bir oyuncunun sanki oyuncu karakterine göre yazılmış hikaye. çünkü en serseri halinde bile * * o bozulmamış türkçesiyle tanırdık biz onu.

    ceren karakteri ise *sevgisi uğruna hatalı bir evlilik yapan kadını temsil ediyor. mutsuz, isteksiz bir evlilik, kocasına aşık olmasına rağmen bir türlü o lüks ve mükemmel hayata oturamamış bir kadın. onu fikret'e iten de bu oluyor. ormanda veya eski bir yatakta sevişmek, simit çay yapmak gibi. mustafa'nın mükemmeliyetçi hayatındansa fikret'in "fakir ama doğal" hayatı gözünü boyuyor resmen. filmin iki yüzlü karakteri. hem kocasına aşık, tüm olumsuzluklara rağmen evliliğine sadık, çocuğuna hasta bir anne, hem de kaçamak aşk yaşayan bir kadın. fikret'i de sevmiyor, yani sex yapmak değil asıl amacı, onunla dertlerini konuşmak, ona açılmak. tıpkı bir arkadaş gibi.

    mustafa'nın annesi *ise özürlü oğlunu küçük oğlu öldürmüş, kocası kaçmış, ama süper akıllı bir kadın. yoklukta çocuğunu büyütmüş, dertlerini içine içine akıtmış bir anne. herhalde bir annenin isteyeceği en son şey çocuklarından birinin diğerini öldürmesidir. bunu bile aşmış kadın zamanla. filmde eskiyi temsil ediyor.

    ve fikret... nejat işler aynı barda'daki "egzoz selim" gibi rolünün tüm gerekliliğini vermiş filme. ne eksik ne fazla. fikret, büyük ihtimal lise mezunu, taksici, hayatta büyük bir gayesi olmayan bir kişi. başta ceren'i fuckbuddy olarak düşünse de yavaş yavaş ona aşık olmuş bir kişi. bana göre filmdeki en temiz kişilik. hiç bir kötülük yok istediklerinde. yalnızca mutlu olmak istiyor. ceren'e o kadar aşık ki onu mutlu etmek için elinden geleni yapıyor. elbette imkansız aşk olduğunu biliyor ve o anı yaşıyor. ceren'le mutlu anları seviyor. filmin sonunda ceren'in mezarına gitmesi, yemin etmesi falan sözünün eri biri olduğunu göstermesi... nejat işler adeta içine işlemiş karakterin.

    son karakter ise karaktersizliğiyle filme entegre olmuş mustafa'nın babası. ulan şerefsiz zaten gemiye mi gidiyorsun tırcımısın ne boksan ailenin başında yoksun, karın özürlü çocuğuna bakmak için kıçını yırtıyor. oturduğu yerde okusana gazeteni. sırf çocuğu özürlü doğuduğu için evden kaçmış yersen. pezevenk herif, hiç giderken o küçük mustafa'yı düşünmedin mi? filmde hiç replik sahibi olmadan filmin ana temasına işlemiş bir karakter işte. mustafa'nın belki de hayatına şekil vermiş kişilik.

    son olarak; kapari ne abi?
    --- spoiler ---

    ara ara açıp izlerim, her defasında bana sanki hayatla ilgili bilgiler verir gibi. mustafa'nın çaresizliği, fikret'in doğallığı ve ceren'in kevaşeliği belki de filmi güzel yapan tarafı.
    editto: imla & mana
202 entry daha
hesabın var mı? giriş yap