3 entry daha
  • söz konusu wilder olunca filmin kalitesinden şüphe etmemek gerek. bu film de onun kaliteli romantik-komedilerinden bir tanesi. gayet başarılı, eğlenceli bir film. tabi her filminde eleştirecek bir şeyler bulan (iyi de eden) wilder burada da toplumun ahlaksızlığını eleştiriyor (the apartment'te ve some like hot it'te olduğu gibi). finalde de her zamanki gibi ahlakçı tavrını takınıyor. tabi hollywood'u da, şöhret olmayı da eleştiriyor filminde.

    iki kafadar ünlenip para kazanmak isterler. ama bir türlü amaçlarına ulaşamazlar. bir gün şanslarına şovmen dino kasabalarından geçer. olaylar gelişir. komik bir film ama dönemin kilisesini karşısına alacak kadar tehlikeli(?) de. bir yerde okuduğuma göre sydney pollack "bazı hikayeler vardır. bu hikayeleri siz sinemaya aktaramazsınız. bu hikayeler ağırdır, hazımları zordur. işte bu zamanda imdadınıza komedi yetişir. bu şekilde hikayenizi anlatabilirsiniz" gibi bir şeyler demişti. tam olarak öyle değil ama buna yakındı dedikleri. wilder'ın da yaptığı bu sanırım. bazı hikayeleri dram vb türlerde çekemeyeceğini bildiğinden bu hikayeleri komedi türünde kotarıyor. izleyici de gülüyor ama aslında kendisine gülmüş oluyor. tehlikeli hikayeler de bu şekilde daha az tehlikeli hale geliyorlar. neyse. bu filmde de ahlaksızlığı eleştiriyor dediğim gibi. finalde polly'ye "erkeksiz bir kadın arabasız bir karavana benzer" demesi wilder'ın bekar kadınlara bakışını özetliyor sanırım. ölmeden önce toplumun geldiği nokta hakkında ne düşünüyordu acaba?

    velhasıl wilder her zamanki gibi rahat durmuyor. eğlenceli bir komedi yaparken üzerine düşünülecek mesajlar vermeye ve dönemin toplumuna eleştiri oklarını saplamaya devam ediyor.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap