120 entry daha
  • --- spoiler ---

    izleyici "bu adalet sisteminde bir yanlışlık var" fikriyle bir nevi dürtülüyor önce. karısı ve çocuğu katledilen clyde (gerard butler) vergisini düzenli ödeyen her amerikan vatandaşı gibi adalete güveniyor. ancak iyi bir insan olmasına rağmen sistemi içselleştirmiş savcı nick (jamie foxx) işin istatiğinde (conviction rate). neticede katillerden biri, üstelik de işlenen suçta daha pasif rolde olanı idamla cezalandırılırken asıl suçlu 3 yıllık ödül gibi bir cezayla yırtıyor.

    filmin güzel kısmı bundan sonra başlıyor. çünkü clyde, adaleti sağladığını düşünen avukat, savcı, hakim ve belediye başkanı gibi kişilere adaleti falan sağlamadıklarını, sadece işlenen suça karşılık kendi oyunlarını oynadıklarını anlatıyor; üstelik de olabilecek en "sert" yoldan.

    en başta, yani asıl suçluyu gayet vahşice doğradıktan sonra yakalanınca nick'e veriyor ayarı. hücrede görüşme sırasında nick "ben istediğimi aldım, itiraf ettin suçunu" derken clyde "aç da o kayıtları iyi izle, neyi itiraf etmişim. ailemin katillerinin ölmesini istedim mi? evet, kim istemez. onları öldürmeyi planladım mı? evet, hangi acılı baba düşünmez?" diyerek lafı oturtuyor.

    sonra daha da güzeli oluyor. clyde'a ait bir arazide clyde'ın ailesini öldüren adam kesilip biçiliyor ama hakim buna rağmen, clyde'ın usturuplu savunmasına istinaden onu kefaretle salacak gibi oluyor. clyde 180 derece dönüp "bu mu, bu kadar mı? iki tane adamı öldürmüş olabilirim ama siz yürüyüp gitmeme izin vereceksiniz" diye hakime veriyor ayarı ve kilit bir cümle ediyor "bizi ilk başta buraya getiren buydu"

    bunun ardından aslında filmin felsefi tarafı da bitiyor, bir de saçma bir şey oluyor; clyde'ın aslında süper zeki bir ajan, bir taktisyen olduğunu öğreniyoruz. bundan sonra da biraz testereyi çokça da klasik macera filmlerindeki katilin avı sahnelerini andıran dakikalar başlıyor. adaletin temsilcileri elleri kolları bağlı bir şekilde hiçbir şey yapamadan dolanırlarken clyde onları bir hücrede kilitli olmasına rağmen tek tek öldürüyor.

    burada biz (ben)
    tıpkı clyde gibi eşi ve bir kızı olan nick'ten empati kurmasını bekliyoruz. belki de clyde'ın gizli ortağı çıkmasını ve o bombayı bizzat patlatan kişi olmasını.

    ya da başka herhangi bir son. azıcık amerikan popülizmi içermeyen ve cesaret isteyen herhangi bir son.

    ama onun yerine ne oluyor? nick terfi ediyor (ve adeta upgrade oluyor) ve saçma sapan bir yerden aldığı bilgiyle clyde'ın sahip olduğu mülklerin adreslerine ulaşıyor, vs. vs.

    en nihayetinde avcı ile av yer değiştiriyor. filmin başından beri gerçek bir zeka pırıltısı göstermemiş ama sürekli böbürlenmiş nick, clyde'a bir şans veriyor ama clyde bunu tepince bomba belediye başkanının kıçı yerine clyde'ın yatağının altında patlıyor. sonraki sahnede nick'i kızının gösterisini izlerken buluyoruz. sanki mesele nick'in adalet anlayışıymış da adalet sisteminin kendisi değilmiş gibi. nick'in anlayışı değişince (artık katillerle anlaşma yapmıyorum) sorun da çözülmüş oluyor.

    film de "bir efsane olabilecekken sonunda içine edilmiş filmler" listesinde ilk başlara yazılıyor.

    --- spoiler ---
84 entry daha
hesabın var mı? giriş yap