13 entry daha
  • polisiye seviyorum. psikoloji seviyorum. dram seviyorum. aksiyon seviyorum ama öyle patlamasa çatlamasa da olur, insan beynine yansıtılan aksiyon yeterli.

    öyle vurdulu kırdılı sahneler yok bu dizide. olsa kötü mü olurdu peki? yoo. ya da neeh!
    kusursuz insanlar da yok. (zaten bu hayatta yok da, dur lan david palmer vardı bi kusursuz, tamam vazgeçtim bu cümleden.)
    aşırı seksi kostümler, pahalı kıyafetler filan da yok, özenilecek dedikodu yapılacak...
    ama çok güzel kadınlar var. çok güzel adamlar da var.
    çok akıllı kadınlar da var, güçsüzlüğüne yenik düşen kadınlar da.
    babalar var, oğullar var, yine de aralarını düzeltmeye çaba harcayan.
    hata yapan insanlar var, defalarca aynı hatayı yapan insanlar...
    hiç hata yapmayan insanlar da var.
    danimarka var, isveç var. soğuk iklim, soğuk görünümlü insanlar, yoksa bu mu lan katil? diye sorup durmakta haklı bulunduğun.
    köprü var bir tane, kocaman. mümkün olan bütün güzel açılardan güzelliğinin yansıtıldığı, bir o kadar da gerilim dolu, bir o kadar da ihtişamlı bir köprü.
    saga noren var, gözlerini pörtlete pörtlete konuşan, aklından ne geçiyorsa söyleyen, çok akıllı güzel kadınlardan.

    10 bölüm, tek bir hikaye, bir sürü heyecan, bir sürü puzzle parçası, bir sürü bilinmeyen ama çok da güzel bir senaryo var. kurgusuna hayran kaldığım ve her şeyi ya da çoğu şeyi yerine oturtan, izleyicisini aptal yerine koymayan, dakkada bir flashback sokmayan, ekibini yormamış sabit ama yeterli planlar var, örnek aldığım.
    güzel manzaralar, güzel evler var.

    ayakkabılarını kapıda çıkarıp evlerine terlikle giren insanlar var bu dizide.
    ben çok sevdim. siz de sevin inşallah.
466 entry daha
hesabın var mı? giriş yap