141 entry daha
  • felaket güçlü bir atmosfer yaratıp bunu enfes bir kurguyla ve görsel yapıyla destekleyen toplamda çok iyi bir film olmakla beraber bazı hafif aksayan unsurları mevcut

    filmdeki aksamalara yol açan taraflar genelde kitaptan uyarlanırken atlanan, hızlı veya muğlak geçilen yerler.

    kitabı okuyanların nette yazdıklarının da yardımlarıyla aşağıdaki çıkarımları yapınca film çok daha anlam kazandı:

    --- spoiler ---

    filmin belki de en havada kalan tarafı şehirdeki insanların eva'ya neden bu denli tepkili oldukları, onu gördüklerinde kendilerine hakim olamayıp (eva polise şikayette bulunsa hapse girerler) tartaklayacak kadar bilenmiş oldukları. başlarda bunu filmin sonlarında açığa kavuşacak gizemlerden sansak da kavuşmuyor. bu durumun arkaplanı kitapta etraflı biçimde anlatılmış.

    olaydan sonra eva, filmde de üstüne basa basa gösterildiği üzere, yaşananlarda, oğlunun durumunda kendi payının çok büyük olduğuna inanıyor. kendini cezalandırmak için, kevin'in sorumluluğunu paylaşmak için elinden geleni yapıyor. bir nevi kendini acılı ailelere ve tanıdıklarına kurban ediyor. banliyöden ayrılıp manhattan'a geri dönmemesinin en büyük sebeplerinden biri de bu. ailelerin hınçlarını onların yakınında olarak ona yöneltip açılmalarını, biraz olsun daha ateşlerinin dinmesini göğüslemek istiyor.

    peki olaylar sonucunda tüm ölenlerin vebaliyle birlikte kocasının ve küçük kızının kaybını da taşımak durumunda olan bir anneye karşı en başta bu tavrı ateşleyen ne?

    bunun sebebi de bize sadece en son kareleri bölük pörçük gösterilen kevin'in mahkeme duruşmaları.

    bu duruşmalarda davacılardan biri kevin ile beraber annesini de suçluyor ve dava ikisi üzerinden devam ediyor bundan sonra. ve eva kendi üzerine isnat edilen suçlamalara karşı kendini hiç savunmuyor. hatta suçlu bulunmak için elinden geleni yapıyor desek yeri. hiç ağlamadığı gibi üzgün bile gözükmemeye özen gösteriyor. tv'lerde, haberlerde "buzlar kraliçesi", samimiyetsiz, soğuk, merhametsiz, cani bir kadın olarak lanse ediliyor.

    dava sonucunda suçlu bulunmadığında hayal kırıklığına uğruyor. ceza alması gerektiğini düşünüyor. tek tesellisi kevin'in davası kaybedildiği için ödemek durumunda kaldığı yüklü dava masrafları. avukatın "niye temyize gitmiyorsun, herşeyini kaybedeceksin" uyarılarına aldırış etmiyor ve malikaneyi, şirketini, hemen herşeyini kaybediyor.

    ...

    eva celia'ya hamile kaldığında, kevin'in bir günlüğüne annesiyle babasına biçtiği rolleri değiş tokuş etmesi de kitapta daha iyi açıklığa kavuşturulmuş diğer bir mevzu. her sosyopatın olduğu gibi kevin'in en büyük zevki de insanları manipüle etmek. bir günlüğüne de olsa kendi biçtiği rolleri tersyüz ederek ebeveynlerini manipüle etmedeki hünerini ortaya koyuyor. hem bize hem eva'ya onları istediği gibi parmaklarında oynattığını kanıtlıyor. ve hemen ertesi gün rolleri eski vaziyetine dönüştürüp eva'yı biraz daha umutsuzluğa sürüklemeyi başarıyor; ona aslında istese "nasıl mükemmel bir evlat" olabileceğini ama bir daha asla eva'ya o zevki tattırmayacağını gösterip annesine karşı büyük bir zafer daha kazanıyor.

    ...

    son olarak kevin'in okla yayla bir okul dolusu insanı nasıl akladığı, neden durduralamadığı ve üstü başı tertemiz dışarı çıktığı meselesine gelirsek:

    kevin okulun sadece dış kapılarını kilitlemiyor. bir şekilde kalabalığı okulun kapalı spor sahasına toplayıp (veya zaten hazır kalabalık orada toplanmışken) salonun kapılarını onların üzerine kilitleyip kendisi spor salonunun içinden ulaşılamayan salonu gören bir balkona çıkıyor ve buradan herkesi bir bir yere seriyor

    --- spoiler ---
263 entry daha
hesabın var mı? giriş yap