21 entry daha
  • filmin satır arası okumaları bambaşka durumların varlığını ortaya çıkarır.

    hollywood, bidayyetten itibaren, sendikal mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri olagelmiştir. sendika, bilhassa ikinci dünya savaşı sonrasının soğuk savaş ortamında, abd'nin işçi hareketlerini ülkeyi yıkmaya çalışan sovyetler birliği güdümlü düşman ideolojisi veya mafya hakimiyetindeki kriminal faaliyetler olarak halka algılatılması için planlı programlı bir yordamı izlenmiştir. siyasi erkin kitlelerin algılarını sinsice manipüle etmesi denince, kapitalizme büyük emeği geçen şu ismi anmadan geçmek olmaz: (bkz: edward bernays)

    hollywood filmlerinde, sendikacılığın bel altından vuran tukaka kirli bir mücadele, dürüst namuslu ama saf işçileri sömüren bir takım eli kanlı haydutların işi, huzur dolu amerikan rüyasının şu güzel ortamını bozan şiddet ve hatta vahşet unsuru olarak gösterilmesi adettendi. bugün de hala öyledir. çünkü neden? çünkü hollwood'da filmlerin yapımını ve dağıtımını, karaladıkları o sendikalar yüzünden elde ettikleri kârlar azalan, gözünü hırs bürümüş kapitalist patronlar finanse eder da ondan.

    bu film de işte o "sendika öcüdür" motifini bilinçaltımıza ilmek ilmek nakşetme hünerinin güzel bir örneğidir.

    .
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap