11 entry daha
  • ne çıkarsa çocuklarını operaya götüren ailelerden çıkıyor herhalde.

    bir de yönetmenlerin bu aşık oldukları mistik lolitalar bitmedi. gençliğinin doruğunda ya 'teenage angst', ya 'teenage anger' ya da 'teenage depression'. üçünden biri. illa ya dehşetli huzursuzluk nöbetleriyle yanacak, ya öfkeli olacak, ya melankoliden kırılacak.

    peki neden melankolik bu kız? neyin yası kalıcı tahribata yol açmış? neyi kaybetti? freudgiller açıklayamıyorsa deleuzeyen mi baksak? napsak biz, bu küçük kadıncıkları nasıl mutlu etsek? ozon'un bakma şekline ezelden beri gıcıklanırım. saygı duymak ve haddimi bilmek ayrı şeyler.

    stealing beauty'deki gibi sıkı, gergin, sık örülmüş bir ilişki'ler'sel ve ifadesel yaklaşımı olan bir film değil. ama sleeping beauty gibi ham ve beceriksiz de asla değil. bu üç film yanyana izlenebilir.
    bi kaç sene sonra da bu kız muhtemelen melancholia'daki justine'e (kirsten dunst) dönüşecek. hatta daha da ilginci charlotte rampling'e de dönüşebilir.

    bir de swimming pool'u da ekleyerek şunu diyesim geldi: charlotte rampling dış otörü mü ozon'un? schrödinger'in kedisini izleyen gözlemci mi? ya da ozon kedilerini? ozon'un dünyasındaki olgun, hatta yaşlı, bir şekilde kadınlığı kadrajın dışına atılmış kadınlar nerden geliyor? niye bu kadınlar ozon'un kızları filmik dikizlemesine tanıklık ediyor? neden bundan tahrik oluyormuş gibi yapıp, sonra birden anne şefkati ve bağışlaması ile kızları tekrar masumiyete kabul ediyorlar! kim bunlar? neyin onayını alıyor bu adam?

    neyse ya uyumadım da bunları dert edindim.

    bi' de ben françoise hardy'i çok severim.
58 entry daha
hesabın var mı? giriş yap