324 entry daha
  • o'nu ilk izlediğimde; gelip buraya, hakkında birkaç kelime yazamamıştım. gördüklerim, o anda, sanal bir ortamda, hissettiklerimi döküp saçmama imkan vermedi. ki bu konuda iyiyimdir. sonra üzerinden zaman geçti, dönüp bakıyorum - çünkü geçmiş ona bakayım diye bekliyor-, bana hissettirdikleri aynı;

    her gün buraya yazılan yüzlerce, binlerce kelime arasından, "ortak" bir şey bulmak için çabalıyor olduğumuz aklıma geliyor. belki de tam tersi "karşıt" bir şey, ama illaki en az "bir" şey. o kelimelerle, sesimizi duyurma ihtiyacına, beğenilme ihtiyacına, anlaşılma ihtiyacına, ortaklık kurma ihtiyacına sesleniyoruz. bazen de kavga etme, küfretme, acı çekme ihtiyacına. buradaki kelimelerin içinde, eşeleyip durduğumuz, bulmaya çalıştığımız duygulardan ancak bazıları bunlar. liste buradaki insanlar kadar uzun. o yüzden; ekranın karşısında bazılarımız birer samantha, bazılarımız birer theodore'uz aslında. aynı güne uyandığına inanmaya hazır, ama farklı kodlarla çevrelenmiş. şanslı olanlar; bu farklılığın olabildiğince geç farkına varabilirler ve tadını sürebilirler bu illüzyonun bir süre. şanssız olanlar ise; erken dönem yüzleşmeleri ile, diğer yüzlerce, binlerce'den bir farkı olmadığını öğreniverir.

    tüm bunların yanında, günün birinde; biri için samantha olmaktan veya birinin benim için theodore olmasından korktuğum için bir şey yazamamıştım, kabul. artık korkmuyor muyum? aksine, daha çok korkuyorum. ama bu korkuma ortaklık edecek birilerini arıyorum. anlayacağınız, değişen bir şey yok. o'ndan önce de, o'ndan sonra da.
464 entry daha
hesabın var mı? giriş yap