latince türkçe sözlük
-
a
abbas, abbatis : rahip / başrahip.
abbatia : manastır.
abduco : götürmek, uzaklaştırmak / kopartmak, geri çekmek.
abeo : uzaklaşmak, istifa etmek / ölüm, hayatın sona ermesi.
abeo : konu değiştirmek / değiştirmek/ yokolmak, kaybolmak.
abscido : koparmak, ayırmak.
absconditus : saklı, gizli.
absens, absentis : kayıp, uzakta, gitmiş olan.
absorbeo : yutmak, taşımak, kendini vermek.
absque : -suz, -sız.
abstergo : silmek, temizlemek.
absum : olmamak, uzakta olmak, kayıp olmak.
abundans : bol, bereketli, berektli olan.
abundantia : bolluk, bol bulunan, çok.
abutor : tamamen tüketmek, kötüye kullanmak, suistimal etmek.
abutor : küfür etmek, bir sözcüğü yanlış kullanmak.
ac : (atque) : ve
accedo : yaklaşmak, yakınlaşmak / eklenmek.
accendo : yakmak, aydınlatmak, ateşlemek..
acceptus : güzel, hoş, beğenilir.
accipio : kendini borçlu hissetmek, almak, öğrenmek.
accommodo : ayarlamak, adapte olmak, kendini uydurmak.
accusator : suçlayan, davacı.
accuso : suçlamak, suç bulmak, hata bulmak.
acer : keskin, keskin duyu, hevesli, ciddi, vahşi.
acerbitas : sertlik, soğukluk.
acerbus : soğuk, karanlık, sisli.
acervus : yığın, kütle.
acidus : keskin, ekşi.
acies : keskin duyu, kenar, keskinlik, savaş hattı, savaş alanı.
acquiro : elde etmek, ele geçirmek, almak.
acsi : gibi.
adamo : aşık olmak, zevk almak.
adaugeo : çoğaltmak, eklemek, artırmak.
addo : vermek. getirmek, yer, /ilham vermek, neden olmak, eklemek, eklenmek.
adduco : yol göstermek, ikna etmek, yol açmak.
ademptio: alınan (şey).
adeo : …noktaya kadar, …yere kadar, …’a kadar.
adeo : yaklaşmak, ziyaret etmek, varmak, üstlenmek.
adeptio : başarı, elde etmek.
adepto : elde etmek, almak, ele geçirmek.
adfectus, affectus : ilham veren, etkileyen, uğraşılan.
adfero, affero : neden olmak, ortaya çıkartmak, katkıda bulunmak.
adfero, affero : haber getirmek, rapor vermek / uygulamak, gerçekleştirmek.
adficio : etkilemek, hastalık bulaştırmak, zayıflatmak, gücünü emmek, yormak.
adflicto, affligo : yaralamak, azyıflatmak, gücünü kırmak, zarar vermek, kırmak.
adhaero : tutunmak, yapışmak, yapışan.
adhuc : …zamanına kadar, şu ana kadar, hala, şimdi bile, yanı sıra, bile.
adicio : yönlendirmek, yol göstermek, uygulamak.
adimpleo : başarmak, yapmak.
adipiscor : elde etmek, el koymak, ele almak.
adiuvo : yardım etmek, destek olmak.
administratio : yardım etmek (idari, devlet).
admiratio : şaşırmak, etkilenmek, büyülenmek, takdir.
admiror : büyülenmek, takdir etmek, şaşırmak.
admitto : kabul etmek, almak.
admoneo : uyarmak, fikir vermek.
admonitio : uyarı, hatırlatma.
admoveo : götürmek, taşımak, uygulamak.
adnuo : uzlaşmaya varmak.
adopto : kendisi için dilemek, uygulamak, seçmek.
adsidue, assidue : sürekli, ara vermeden.
adstringo : bağlayıcı, yükümlülük getiren, kendini adamak.
adstringo : sıkıştırmak, sıkılaştırmak, sıkışık hale getirmek.
adstringo : bir araya getirmek, sıkılaştırmak, bağlamak.
adsuesco, assuesco : alışmak, alışık, tanıdık.
adsum : yardım etmek, yanında olmak, yakında olmak, emrinde olmak.
adsumo (assumo) : kendine almak, hak iddia etmek, el koymak, çağırmak.
adulatio : yağcılık, iltifat, yağlamak.
adulescens : genç erkek, genç, oğlan.
adulescentia : gençlik.
adultus : büyük, yetişkin, olgun, yaşlı.
aduro (adustum) : tutuşturmak, yakmak, ısıtmak, ateşe vermek.
advenio : gelmek, varmak, erişmek.
adversus : …a doğru, …a karşı, karşısında.
adversus : karşı, zıt, karşıt.
adverto : …a doğru dönmek, ilgiyi yöneltmek, çekmek.
advoco : çağırmak, danışmak.
aedificium, edificium : bina, yapı.
aeger eger : hasta.
aegre, egre : zorla, ucu ucuna, zorlukla, güçlükle.
aegresco, egresco : hastalanmak, kötüleşmek, dertlenmek.
aegresco : hasta olmak, kötü olmak.
aegretudo, egretudo : hastalık, akıl hastalığı.
aegrotatio, egrotatio : hastalık, rahatsızlık.
aegrus : hasta, hastalıklı, kötü.
aeneus, eneus : bakır ya da bronzdan yapılan, bronz.
aequitas, equitas : adalet, eşitlik, denklik.
aequus, equus : düz, düzgün, sakin, denk, uygun.
aer, aeris : hava, atmosfer, gök, iklim.
aestas, estas : yaz mevsimi.
aestivus, estivus : yaz mevsimini andıran.
aestus, estus : ısı, akıntı.
aetas : bir yaş, dönem, hayatın bir dönemi, süre, zaman.
aeternus, eternus : sonsuz, sonsuza kadar kalan, sonu olmayan.
ager (agri) : tarla, çiftlik, hektar.
aggero : tepe yapmak, tepelemek, artırmak.
aggredior : gitmek, varmak, yaklaşmak, saldırmak.
agnitio : tanımak, bilgi.
agnosco : hatırlamak, tanımak, anlamak, kabullenmek.
agnosco : onaylamak.
agnosco : farketmek, anlamak, algılamak.
ago (actum) : zaman geçirmek, yaşamak, sürdürmek.
ait : (o) der ki.
aiunt: (onlar) der ki.
alienus : başkasının, yabancı, garip, farklı.
alii ... alii : bazı ... diğerleri.
alioqui : öbür türlü.
alioquin : öbür türlü, bazı açılardan / genellikle.
aliqua : bazı.
aliquando : her an, bazen, bazı zamanlarda, sonunda.
aliquanta : ortalama.
aliquanto : neredeyse (eşit olan), bariz bir şekilde.
aliquantum : güzel bir alışveriş.
aliquantus : ortalama boyda olan, ortalama.
aliqui : bazı.
aliquid : birisi, birileri, birşey.
aliquis : birisi, her hangi biri, her hangi birşey, her hangi bir açıdan.
aliquo : bir yönde.
aliquot : bazı, birçok.
aliquotiens : bazı zamanlarda.
alius alia aliud : diğer, bir başka, başkası, başk birşey.
allatus (=adfero) : getirilmiş olmak.
alo,alui,altum : beslemek, büyütmek, desteklemek, bakmak, korumak.
alos,alquod: bazı.
alter : öbür türlü.
alter, altera, alterum : ikinci, diğeri.
alter ... alter : biri ... diğeri.
altus : yüksek, derin.
alveus : oyuk, sepet, nehir yatağı.
amaritudo : soğukluk.
ambianis : amiens.
ambitus : sınır, kenar, uç, etrafından dolaşmak, devre.
ambulo : yürümek.
amicitia : arkadaşlık.
amiculum : pelerin, cübbe.
amicus : arkadaş, yoldaş.
amissio, amissus : kayıp, kaybedilen.
amita : babanın kız kardeşi, hala.
amitto : yollamak, uzaklaştırmak, kaybetmek, gitmesine izin vermek.
amo : sevmek, hoşlanmak, hoşuna gitmek, beğenmek..
amor : aşk, bağlılık, tutku.
amoveo : yerini değiştirmek, kaldırmak, çıkarmak, kaydırmak.
amplexus : kucaklamak, çevrelemek, sevgi dolu sarılış. amplio : büyütmek, artırmak, gelşitirmek.
amplitudo : boyut, en, saygınlık, gorkem, buyukluk
amplus : buyuk, havadar, genis, cok onemli, saygi deger.
an : ya da.
ancilla : hizmetçi kadın, rahibelerin kendilerini tanımlarken kullandıkları bir sıfat.
andegavense : anjou.
angelus : melek.
angulus : köşe, girinti.
angustus : dar, sınırlı, düz, sıkı, sıkışık.
animadverto : fikirlerini bir konuya yoğunlaştırmak, farketmek, görmek, algılamak.
animi : kalpten, kalpte olan.
animus : cesaret, cesurluk, ruh gücü, ruh.
animus : karakter, zeka, hafıza, farkındalık, akıl.
annus : yıl.
anser : kaz.
ante : (bir şeyden) önce / önünde, önden gelen, önünde olan, önce.
antea : geçmişte olan, önceden olan.
antepono : öncelik tanımak, tercih etmek, tanıtmak.
antiquus : eski, yaşlı, antik.
aperio : açığa çıkarmaki ortaya koymak, açık hale getirmek.
aperte : açıkça, basitçe.
apostolus : (hukuki) üst makama gönderilen not.
apparatus : ekipman, malzeme, makina, / ihtişam, muhteşem olan.
appareo : görünür olmak, ortaya çıkmak, vücut bulmak. appello : çağırmak, seslenmek, emir vermek.
appono : bir insanı atamak, bir şey eklemek.
appono : yakına koymak, yerleştirmek, masaya koymak.
appositus : yakına konmuş olan, yaklaşan, yakınlaştırmak,
approbo : onaylamak, onay vermek.
appropinquo : yaklaşmak, çekime kapılamk, yakınlaşmak.
apto : uymak, uyum sağlamak, hazırlamak.
aptus : uydurulmuş olan, bağlanmış, eklenmiş, hazırlanmış. aptus : uygun, uyumlu.
apud : …arasında, …huzurunda, …evinde (kilise)
aqua : su.
ara : sunak.
aranea : örümcek ağı.
arbitro, arbitror : şahit olmak, şahitlik, ara buluculuk.
arbor : ağaç.
arbustum : üzüm bağı.
arbustus : ağaçlıklı olan.
arca, archa : sandık, kutu, kumbara, tabut, hücre.
arceo : susturmak, kapatmak.
arcesso, accerso : getirmek, taşımak, çağırmak, haber yollamak.
arcus : yay (yay ve ok), ark, eğim, yay yapan.
argentum : gümüş, para.
argumentum : bulgu, kanıt.
arguo : göstermek, açıklamak, göstermeye çalışmak.
arma : silah, mühimmat.
armarium : dolap, sandık, kasa.
armo : silahlandırmak, ekipman sağlamak, sağlamak.
aro : tarla sürmek.
ars, artis : beceri, metod, teknik, karakter.
articulus : (zaman) bir an, kriz anı.
artificiose : becerili bir şekilde.
artificiosus : becerili, başarılı, güzel yapılmış.
arto : birbirine bastırmak, ufaltmak, köprü kurmak.
arx , arcis : kale, hisar, kule, zindan.
ascisco : almak, kabul etmek / uygulamak, onaylamak.
ascit :
asper : kaba, şiddetli, ağır etkili.
asperitas : kabalık, şiddet / kabalık, vahşet.
aspicio : bakmak, bakakalmak, göz dikmek, görmek.
asporto : taşımak, götürmek.
assentator : yağcılık, baş sallamak.
astrum : yıldız, takım yıldız, galaksi.
asvesniis : avesnes’e ait.
at : ama. (sed’e göre daha içten ve duygusal hali)
atavus : büyük-büyük-büyük dede, ata.
ater, atra, atrum : karanlık.
atqui : (zaman)hala, ve yine de.
atrebatum : arras.
atrocitas : kötülük, zulüm, korkutuculuk, barbarlık, korku.
atrox : korkunç, zalim, korku veren.
attero : yok etmek, zayıflatmak, sakatlamak.
attero : zayıflatmak, yıkmak, sürtmek, erozyon.
attollo : yükseltmek, kaldırmak.
attonbitus : çaresiz, ilham almış, şaşırmış, şaşakalmış.
auctor : yazan, yaratan.
auctoritas : otorite.
auctus : büyüme, genişleme, artış.
audacia : cesaret, ataklık, gözüpeklik.
audacter, audaciter : cesurca, korkusuzca, gururla.
audax : cesur.
audentia : cesaret, yürek.
audeo : cesaretle yapmak.
audio : duymak, dinlemek, işitmek.
auditor : dinleyen, dinleyici.
aufero : alıp götürmek, götürmek/çalmak, alıp kaçmak.
aureus : altından.
auris : kulak.
aurum : altın.
aut ... aut : ya ... ya da.
autem : dahası bunun yanında, fakat, bunula birlikte.
autus : artmak, büyümek.
auxatia : alsace.
auxilium : yardım, destek.
avaritia : aç gözlülük.
avarus : aç gözlü.
aveho : çıkartmak, uzaklaştırmak.
averto : sırtını dönmek, sakınmak, geri dönmek.
avoco : dikkatini dağıtmak, şaşırtmak.
b
baiulus : hammal, yük taşıyan, bir yükü yüklenen kimse.
balbus : kekeleyen, dili tutuk.
barba : sakal, favori.
bardus : aptal, yavaş, zekası kıt.
basium : öpücük.
beatus : kutsanmış, şanslı, bazı kullanımlarda “aziz”.
bellicus : savaşla ilgili, askeri.
bellum : savaş.
bellus : güzel, çekici, etkileyici, yakışıklı.
bene, melior, optime : iyi, daha güzel, en iyi.
beneficium : çıkar, iyilik, hizmet, ayrıcalık, hak.
benevolentia : yardımseerlik, iyilik, iyi niyet.
benigne : içten, cömertçe..
berlinmonte : berlaimont, le quesnoy yakınlarındadır.
bestia : hayvan.
bibo : içmek (sıvı).
bis : iki kere.
blandior : iltifat etmek, okşamak4.
blanditia : etkileyicilik, etkilemek, çekicilik.
blesense : blois.
boloniense : bouillon.
bonus, melior, optimus : iyi, daha iyi, en iyi.
bos (bovis ) : inek, öküz, boğa.
brabatensium : brabant.
brachants : brabant.
brevis : kısa, ufak, özet.
brevitas : kısalık, kısa sürmek, özet.
breviter : kısaca.
brocherota : broqueroi.
c
cado : düşmek, düşüş, yuvarlanmak.
caecus : kör, göremeyen.
caelestis : tanrısal, kutsal, göklerde yaşayan.
caelum : gökyüzü, cennet.
calamitas : felaket, şanssızlık, facia.
calamus : kamış ya da sazdan yapılmış olan.
calcar: mahmuz.
calco : ezmik, üzerinde tepinmek.
calculus : çakıl, taş.
callide : beceriyle, akıllıca, zekice, gizlice, sessizce.
callidus : akıllı, çevik, tecrübeli, sinsi.
cameracum : cambrai.
campana : zil, çan.
candidus : parlak, parıltılı, beyaz.
canis : köpek.
canonicus : kurallı, ahlaki, hukuki, kanuni, haklı.
canonus : kilise kanunu, bir katedral, ya da kiliseye üye/ait olan.
canto : şarkı söylemek.
capillus : saç, kıl
capio : ele geçirmek, almak, saldırmak, yaralamak.
capitulus : kilise, kilise ayini.
capto : yakalamak, tutmaya çalışmak, uzanmak.
caput, capitis : baş kısım, tepe, zirve.
carbo, carbonis : karbon, kömür, odun kömürü.
carcer : hapishane, hücre, hapis, mahzen.
careo : bir şeyin eksik olması, eksiklik hissetmek, eksiklik.
caries : çürümüşlük, yozlaşma, bozulma.
cariosus : çürük, çürümüş olan.
caritas : manevi yakınlık.
carmen : şarkı, şiir.
carnotense : chartres.
carnutum carnotum : chartres.
carpo : koparmak, tutmak, yakalamak, tutunmak.
carus : değerli, sevgili, yüksek bedeli olan, pahalı.
casso : yok etmek, ortadan kaldırmak, geçersiz kılmak.
caste : saf, lekesiz, saflık, düzgünlük.
castellandum : chateaudun.
casus : kaza, şans.
catena : zincir, pranga.
caterva : kalabalık, sürü.
catervatim : sürü halinde, kitleler halinde.
cathalaunenses : chalons.
cattus : kedi.
cauda : bir hayvanın kuyruğu.
causa : ...adına, ...namına.
causa : neden, motivasyon kaynağı, bahane.
causa : hukuki dave, dava, durum, koşul.
caute, cautim : dikkatli, güvenli.
cautela : dikkat, önlem, güvenlik.
caveo, cavi, cautum : dikkat, sakınmak, kaçınmak, dikkat etmek.
cavus : çukur, delik.
cedo : gitmek, gerçekleşmek, yapmaya başlamak.
cedo, cessi, cessum : bahşetmek, onaylamak, boyun eğmek.
cedo : gerilemek, tesim olmak, baş eğmek.
celebrer : meşhur, tanınmış.
celebrus : zengin olan, zenginliği olan, saygı duyulan.
celer : çabuk, seri, hızlı.
celeritas : hız, serilik, süratlilik.
celeriter : süratli şekilde, seri şekilde, hızlıca.
celo : gizlemek, saklamak, gizli tutmak.
cena : akşam yemeği, öğün.
cenaculum : çatı, tavan arası.
ceno : akşam yemeği yemek.
censura : yargı, karar.
centum : 100; yüz.
cerno : ayırmak, ayrıştırmak, çözmek, saptamak.
cernuus : baş aşağı düşmek.
certe, certo : kesin olarak,kati şekilde.
certo : doymak, anlaşmak, itiraz.
certus : kesin, koşulsuz, mutlak.
certus : çözülmüş, çözümlenmiş, karar verilmiş, mutlak, kesin.
cervus : geyik.
cetera : ...yoksa..., gerisi için.
ceteri : kalan, gerisi, diğerleri.
ceterum : (bağlaç) yoksa, dahası, fakat.
ceterus : diğeri, gerisi.
charisma, carisma : hediye, ödülgift.
chirographum : imza, el yazısı, al yazısı ile yazılmış olan.
cibo : hayvan yemi.
cibus : insanların yediği yiyecek.
cicuta : baldıran otu.
cimentarius : duvar ustası.
ciminatio : suçlama, iddia.
ciminosus : suçlayan, karalayan.
cinis, cineris : kül, kor.
circumvenio : etrafından dolanmak, çevrelemek, çevirmek.
circumvenio : sıkıştırmak, saldırmak.
cito: hızlı, seri, süretli.
civilis : sivil, kamusal.
civis : yurttaş, vatandaş, burjuvazi.
civitas : devlet, vatandaşlık, şehir-devlet.
clam : gizlice, gizlilikle.
clamo : seslenmek, bagirmak, cıglık atmak, beyan etmek, ilan etmek.
clamor : yuksek sesle bagiris, çığlık.
claro : parlak ya da net hale getirmek, zihni berraklaştırmak.
clarus : berraki, parlak, bilinen, ünlü, göz alıcı
claudeo : topallamak, durmak, topal olmak, yalpalamak
claudo (clausus) : sınırlandırmak, kapatmak, bloke etmek, muhasara etmek.
claudus : topal.
claustrum : sürgü, engel, hapishane, in, kümes, manastir.
clementia : hoşgörü, insaniyet, acıma, nezaket.
clibanus : fırın, ocak / ekmek tavası.
coadunatio : bir araya gelme, toplantı, toplanma.
coaegresco : aynı anda hastalanmak.
coepi : (şimdiki zamanı. incipio ) : başlamış olan, başlayan, başlanan, başlatılan.
coerceo : çevrelemek, içine almak, sınırlamak, sınırlandırmak.
cogito : düşünmek, değerlendirmek, ele almak, planlamak.
cognatus : (sıfat) kan bagı olan (isim) akraba, kan bagı ile ilintili kişi.
cognomen : soyad, aile adı, takma ad.
cognosco : incelemek, araştırmak, öğrenmek.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap