8 entry daha
  • inançlı olmayı uzun süre önce bıraktım, zaten dürüst olursak ne inanmayı ne inanmamayı denedim. üzerine düşünmemek en iyi hissettiren idi. ama korunup kollandığımı, evrenin veya adı neyse bu düzenin beni sevdiğini küçük ergen triplerim haricinde hisettim. korunup seviliyorum, şanslıyım ve her biri için minnettarım.

    az önce eve dönerken, ne zaman bir şeyler "denk gelse" olduğu üzere yine düşündüm olmam gereken yerlerin planlı olduğunu. ben aralarda vakit geçiriyorum ama olmam gereken yerler, bulunmam gereken anlar planlı.

    sevgilim 3 aydır babaannemin boştaki evinde kalıyor, işten çıkıp yanına gidiyorum genelde. bugün de çoğu günden tek bir farkla farklı değildi. beni eve bırakacak, ıslak mama bitmiş, dolaptaki açılmış kremayı apartmanın altındaki depodaki iki aylık olamamış yavrulara vereyim tadına baksınlar diyorum. teki anneyi çağırır gibi bağırıyor, süt istiyor sanıyorum. aşağısı zifiri karanlık, korku filmi çekmeye müsait. cep telefonu ışığı ile buluyoruz yolumuzu her aşağı inişimizde.
    lan yavru bağırıyor, ilerliyoruz adamla karanlıkta, su dolu bir kuyu, bakıyoruz içine yavru yok, ses de kesiliyor zaten, açıkta su dolu kuyu olmasına küfrederek üzerini kapatıyoruz. arkamızı dönüyorüz yine kedi çığlığı, anneyi çağırıyor resmen.
    hayvanlar oynarken suya düşmüş meğer, iki kardeş, yüze yüze kuyunun kenarındaki toprağa çıkmış tutunmuşlar. bakışlarındaki korkuyu anlatamam. kuy suyunun içinde elektrik kablosu... inanın insanın gözü bir şey görmüyormuş o an. zor aldık yavruları oradan, pençelerini altlarındaki azıcık toprağa geçirmişler.

    bugün o saatte evden çıkmamız belki sadece o iki yavruya denk gelmek içindi. belki sevgilinin yolu sırf o iki yavrunun hayatı kurtulsun diye istanbul'a düştü. belki ben geçtiğim aynı yolları geçerken yine bir gün, tam da kendi köpeğime et almışken görmeli idim aç 3 aylık bir köpek yavrusunu.

    belki sancaktepe tapu dairesi'ndeki işim sırf o korkak kocaman köpekle denk gelmek için bir gün önce hallolmadı. şans ya çantamda mama da vardı belki o gün, sırf bu yüzden...

    bu ve daha nice örnek için hayattayız belki. iş, evlilik, çoluk çocuk vs hep araları doldurmak için var da asli görevimiz sadece bizim bir yerde bir zamanda olmamıza ihtiyaç duyanların yanında olabilmek olabilir mi?

    belki görevim bugün bitmiştir, belki yarın biter ve biz o saatten sonra sadece saatleri ve günleri, yılları doldurmak için yaşarız?
hesabın var mı? giriş yap