the girl on the train

• çok üzülerek ve ara ara acı çekerek okuduğum, içine zıplatan kitap. bir süre sonra tren camından bakıyorsunuz ister istemez.
  
  --- spoiler ---
  
  insan rachel'a o kadar üzülüyor ki; ister istemez kendisini onun yerine koyuyor. eski kocası pislik tom tarafından aldatılan rachel içimi yaktı resmen. daha kitabın 55. sayfasındayım ve hissettiğim duygulara bak..
  
  kitap bitirilince editlenecek bir entrydir bu.
  
  edit: ciddi strese sokan bir kitaptı. insan çok alakasız bir yerde okusa da kitabı anında modu değişiyor. rachel, megan ve anna isimli üç kadının yollarının kesiştiği, bir cinayetin çözümünü anlatır kitap aslında. fakat rachel isimli ana karakter en çok etkiler insanı. bir kadının kendisini nasıl mahvettiğini okursunuz. gerçek hayatta var mı böyle kadınlar? evet hem de çok fazla.
  
  kendisini aldatan bir koca, boşanıp daha diğer kadınla evlenip bir de ondan çöocuk yapan hatta ve hatta rachel'in çok severek alıp döşediği evine getirip yerleştirip orada yaşattığı bir kadın. alkolün içinde yüzen ve hayatta ne yapacağına dair hiçbir fikri olmayan 30'larında bir kadın. diğer tarafta güzeller güzeli ama ciddi salak bir megan. her sayfada şaşırıyorsunuz bu yüzden elinizden bırakamıyorsunuz. rachel ile eve gidip, trenlere biniyorsunuz, sorgulanıyorsunuz, eski evinin civarına gidip içiyorsunuz. bu duygular çok güzel anlatılmış.. sonuçta;
  
  son zamanlarda okuduğum en yoğun ve sürükleyici kitaptı. filmi için oyuncuları bile belirledim kafamda. iyi bir yönetmenle çok şahane bir film yapılabilir nitelikte kitap.
  
  --- spoiler ---