84 entry daha
  • askerlikte herkesin bir rolü vardır. kendinlerine bir rol seçerler ve onu oynarlar. ezmeye çalışanı, iyi davranıp arkadan bıçaklayanı, deli danalar gibi küfür edeni, gruplaşan tipleri, pasifi, façacısı, asabisi...

    uzun dönem erler yeni doğmuş yırtıcı hayvanlara benzerler, sürekli bir kapışma, bir vurma kaçma, el kol şakalaşmaları... kendilerini sürekli büyük bir kavgaya hazırlamaya çalışır gibi. kışlalarda bunlardan bol bol bulabileceğiniz için, ordunun istediği "asker" kavramını yerine getirirler.

    yıllarını bedensellik yerine beyninin gücü üzerine geçiren birisi bu ortamda kendini yukardaki saptamayı yaparken bulur. komutanların her tür nedenden verdikleri toplu cezalar, "amına koyayım bana ne, emir verdiyse versin yapmam ne olacak ki?" diyen tiplere batmaz, bu stresli ortamda bulunan ve ezilmemeye çalışan, çevresindeki küfür üzerine kurulu stres dolu ortamdan kurtulmaya çalışan kısa dönemlere batar.

    askerde sürekli terlendiğinden veya üşündüğünden hasta olunur, bademcikler sürekli şiştir. her fırsatta doktor kontrolünden geçilmeli, basit bir hastalığın (mesela a grubu beta hemolitik streptokok) kalıcı etki yaratmamasına gayret gösterilmelidir. güneşin altında pişen, havasızlıktan boğulan, laçkalaşmış ayaklar elbet mantar kapacaktır, bol pudra ve antifungi kremleri kullanılmalıdır. özellikte eğitimden ve stresten pişen bacak aralarına da ordunun verdiği ayko marka pudralar iyi gelmektedir.

    tam herşeye alıştığınız, bazen yüzünüzün güldüğü zamanlar başınıza öyle işler sararlar ki, lanet okursunuz, nefret edersiniz ve boğulursunuz. bir çoğuna şafak gözükmez. dönem dönemdir: bazı günler iki gün önceki ruh halinizi nasıl da kolay atlattığınızı düşünürsünüz. bazı günlerde, bağırsaklarınıza yumruk yemiş gibi kıvranır durursunuz. hepsi başınızdaki rütbelinin o gün yataktan nasıl kalktığıyla ilgilidir.

    askerlikte kafayı sıyırmadan durmanın yolu kendini acayip meşkul etmek, olabilen en uzun süre uyumak, olabildiğince kişisel bakımını yapmak, sabah mıntıklarında bahçeyle uğraşıp toprağa yakın olmak, gün sonunda bulabilirse banyonun sıcak suyunda durup beynin sadece suyun vücuda çarpmasını hissetmesini sağlamaya çalışmak ve gereksiz tipleri izole etmekten geçer sanırım.

    askerin ne yaptığının bir önemi yoktur. birim zamanda yapılan işin askeriyeye değeri hiç bir şekilde ölçülmez. askerin zamanının büyük bölümünü mıntıkaya ayırmasıyla, 10000 ytllik bir proje üzeride çalışması arasında hiç bir fark yoktur, hatta mıntıka daha önemlidir.

    bir birlikte, askeri anlayan rütbeliler yok değildir. bunlar ya ciddi bir kararlılıkla askeri savunmayı kendine ilke edinmiş kişilerdir, ya da daha nerede olduğunun farkında değillerdir. birinci durumdaki kişileri tüm askerler sever, sayar, ve bir dediğini ikinci kere tekrarlatmaz.
2277 entry daha
hesabın var mı? giriş yap