7 entry daha
  • oysa değişim usul usul gelir. sinsi bir günah gibi benliğine saplanır insanın daha sen farketmeden. zayıf, korunmaya ihtiyacı olan bir sızı gibidir. aslında savunmasız olan sensindir, tüm şefkatini, ilgini ona yöneltirsin. her şeyin yavrusu şirindir, güzeldir ya , bilemezsin büyüyünce başına ne işler açacak. zamanla beslenir değişim, korur kollarsın onu herkezden. sen farketmeden gelir amma, sahiplenirsin isteyerek, ortak bir plandır yürüttüğünüz. aslında her sabah kalktığında güneş de biraz farklı doğar, ama bunu bir sen bilirsin bir de güneş. her sabah camdan gökyüzüne bakıp, tutamazsın kendini bir sırıtma yerleşir dudaklarına, vücudun baştan aşşağı titremeye başlar, ısısı artar bedenin, boncuk boncuk terlersin, o an; sadece o an vardır ne öncesi ne de sonrası, içindeki şey büyümektedir. her gün camına konan bir kuş hisseder bunu herkezden önce, sonra uçup gider güneşe doğru. etrafındaki dostların sanki uzun süre önce kaybettiğin kitaplar gibidir, artık onları okumaktan keyif almazsın. riske ettiğin şey ne kadar büyükse, herkezden gizli içinde büyüttüğün değişimin benliğini sarmalayan hazzı da o derece dayanılmaz, keyif vericidir. artık hayatta kimseye ihtiyacın yoktur, etrafındaki bütün kitaplar eskimiş ve sana söyleyecekleri yeni bir şeyleri de yoktur. bazen bugünümüzü, dünümüzü ya da, hatıralarımızı, geçmişimizi eskiten zaman değil yaptığımız seçimlerdir.
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap