27 entry daha
  • ken loach'un ellerinden bir kez daha öptüren filmdir. hele de yardım marketindeki sahne... çok fena yapıyor insanı. baya baya ağlatıyor, ama öyle ajite bir damardan değil. yönetmenin malumu, hayatın fena gerçekleri orda da ağır geliyor. yoksulun yoksula gücü yetmiyor mesela. umut çok limitli. kimse birbirine kol kanat gerecek kadar maddi güce sahip değil. "herkesin hayatı çok daha güzel olacak" yüksek bir ihtimal değil. insanın gerçek anlamda aç kalması hiç gerçek dışı değil. zanaatın ekmek yedirdiği zamanlar değil. sabır öyle erdemli bir şey değil. aha diyorsunuz bittik biz. fena bir çaresizlik ve umutsuzluk içine taşınır gibi oluyorsunuz, ama marketteki müdür, devlet dairesindeki kadın, ceketini veren adam, çocukların iyi niyeti, daniel'e komşuluk eden gençler ve daniel'in kendisi umut oluyor insana. neyse ki ışıksız değil zemin diyorsunuz, ama yine de bürokrasinin ve geçim derdinin dayanılmaz ağırlığı altında bir santim daha kısalıyor, pigmelik kategorisinde önemli bir aşama daha kaydetmiş oluyorsunuz.
178 entry daha
hesabın var mı? giriş yap