6 entry daha
  • #2 the rejuvenation -tested and verified with the most common tdsn readers-

    :editorial (spectre/flare)

    wow tdsn #2? ehe, bilmem kach aydan sonra (sozde bi ay sonraydi) sanirim
    tamamlandi. deishiklikler: icherik olarak artik daha fazla icheriyo, review
    bolumu kalkti, o kadar :)

    tdsn #1 chok sewildi (ilginch :d), ve millet gaza gelir gibi oldu, sevindik
    ettik ama sonra bi de baktik kimse gondermiyo article marticle, bi tane bile
    article bulamadim mailboximda (ssg dishinda). ne ishtir?.. bi daa olmasin.
    bari zavalli cash'e aciyin, bu soguk ki$ gunlerinde sokak sokak dola$ip
    artikel topla$maya chalishan gariban daha naapsin. alin size 15 artikel (biri
    eski, ve "normal" dergiler ichin yazilmi$ (god/analog) ve beginnerlara hitap
    etmekte)

    ha bi de aklima gelmishken sakin bi daa kesi$en sozcuklerinizin ortasinda
    "-" kullanmayin, sonra iki saat uurashiyorum olmuyo ama.. ha bi de word'de
    yazan tipler war <grin> yaw text editor kitligi mi war, yazin shoyle, turki$
    karakter de kullanmayin.. ayrica, yazinizin bi ba$ligi olmali, sonra
    karshiniza mag geldiginde ichindekiler kisminda bulamayabiliyorsunuz :).. oh
    bee.. ichimi doktum rahatladim :) ekiki

    bir de compotitionimiz war! (belki de turkiye'deki ilk compo?!) tdsn logo
    compo! detay ichin advertisements bolumune bakin. :)

    cash'in gozu dondu, burda beni oldurmeden kachsam iyi olur, sozu ona
    devrediyorum, hadi ququ..

    --co-editorial:

    shimdi diiceksiniz ki sende nerden ciktin? efenim ben o kadar inetlerde
    milletten +kel ve msg dileniom.. biyerlerimi kasiom.. specle her moku
    tartisiom ve tdsn[#1]'in hichbiyerinde adim co-ed olarak gecmio.. olur mu yaw?
    gururuma dokunuyo walla.. hem co-editor editorial yazar mi demeyin...
    elbetteki yazmaz.. co-editorial yazar.. ehehe

    eveeet.. tdsn #2 ucuk , kacik , acik ve secik olarak karsinizda.. acikcasi
    [secikcesi] tdsn #2'de geyiq dozunu fazla abarttik.. ama naapalim bu bizim
    sucumuz mu sanki? azicik +kel var ve hepside geyiq.. ne yani 2 tane +kelle mag
    mi rel edilirmish? komik olmayin canim...

    ayrica tdsn artik hem html hem txt release edileceginden her sayida farkli
    bir tdsn logosu yapilip yapilamayacagi konusunda tereddutteyiz. bu sayidaki
    cool logoyu ssg irc'de patlayip [aniden] cizmishti.. gusel logo.. ama fazla
    sayi gitmez, en iyisi iyi logo cizebiliyosaniz tdsn #3 icin 1 sayfayi
    gecmiycek ascii logolarinizi cizip bana e-mail attach edin. [attach edin haa]

    neyse efenim.. co-editor olarak cok gevezeyim ama naaparsiniz tdsn #1'deki
    suskunluun acisi boyle cikacak.. keyfini cikarin magimizin...
    :news

    @ sniper, the dark sect'i kurdu, grupta shu an iki kishi war.
    @ melon/pegasos ismini spoax olarak deishtirdi.
    @ tdsn #2 parserlar ichin artik daha cana yakin!. tdsn #1'de bulunan bazi
    standart olmayan tagler kaldirildi ve standartlashtirildi.
    @ no carrier ve bronx'un homepageleri update edildi, bi bakin:
    http://nocrr.base.org/ ve http://bronx.base.org/
    @ tdsn artik html olarak da karshiniza chikacak, eski sayilar da html'ye
    chevirilecek. [hellooo kris? -ed]
    @ arteffect'e fatalica (coder) ve heaven's lord (gfxdude/musician) katildi.
    @ yeni grup: raven, memberlari: poison (coder), ghost rider (gfxdude) ve
    bir de musician oldugu rivayeti war.
    @ pentagram/bronx a$ik oldu :)
    @ buzyboy (gfxdude) no carrier'a katildi.
    @ pvtnet isteyen her gruba ayri alan achiyor.

    :rumours

    @ turk scene'ninin *ilk* ve *tek* _olacak_ olan partisi - demoniac'98 -
    [ he! entropy! :))))))) -ed] gelecek yaz belirsiz bi tarihte yapilmasi
    ichin hazirliklarin bi sure ichinde bashlamasi planlanmakta olsa bile
    fazla heveslenmeyin :d
    @ delag/opl, opl'den ayrilmayi dushunuyor. :)
    @ turbo/bronx pc almish, soylemeye utaniyomush.
    @ no carrier bi oyun relicek :) oyun mayoz bolunmeyle ilgili!
    @ zombie boys tekrar kuruluyor!, ghost/zb grubu tekrar ayaklandiracagini,
    bi kach eski memberin yeniden katildigini belirtti.
    @ ssg/arteffect music disklerinin kodunu bitirmish.
    @ pvtnet ishleshmeye gechmish (cash telefondan soyluyo)
    @ bir gfx disk mag chikacakmi$ (?) *secret*
    @ realtime'in chok gizli effektlerinden biri elimize gechti!!, hmmm
    chok iyi :)
    @ airbug realtime'a gechecek (girecek?)
    @ spoax/pegasos'un yeni member bulamamasi halinde intihar edecegi
    soylenmekte!

    :messages

    to: airbug/aliens
    from: pentagram/bronx
    msg: arim balim petegim...
    p100'umun potansiyel mu$terisi olarak bir messy gondermesem
    ayip olurdu :)

    to: airbug/aliens
    from: cash/no carrier
    msg: hackme olm serverlari /=,)

    to: all
    from: disq/no carrier
    msg: fanta, camlica & uludag rullaz

    to: all
    from: suicyco/no carrier
    msg: ehore

    to: all
    from: tron/no carrier
    msg: yalarim!!!

    to: barbarian/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: article ulan articleeee......

    to: barbarian/bronx & spectre/flare
    from: disq/no carrier
    msg: uhhmhhmmmhmmmmhmmmm..

    to: barbarian/bronx
    from: pentagram/bronx
    msg: coderlarin %67lik bir kisminin camel ictigi, geri kalanlarin
    3/5'inin ise bira sevmedigi bilindigine gore, istatistiksel
    verilere dayanarak standart sapmanin sapiti$inin %18'inin
    genel dagilimi... (zor i$ istatistik) ;)

    to: barbarian/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: bronx forever!

    to: barbarian/bronx
    from: airbug/aliens
    msg: telnet bronx.ml.org
    aloo.. ankaraya geliom aloo.. yer ayarla alooo..
    paso afyon kaymaaa aloo.

    to: buzyboy/no carrier
    from: cash/no carrier
    msg: welcome to scene.tr

    to: cash/no carrier
    from: pentagram/bronx
    msg: ulan dur be bu mesaji yazarken bile neler diyon bak gor utan:
    <penti^bnx> slm
    <cash^ncrr> selaaaaaam
    <cash^ncrr> +kel gonderiosun hemen
    <cash^ncrr> hemen hemen hemen hemen
    <cash^ncrr> hemen hemen hemen hemen
    <cash^ncrr> penti^bnx, haydin olm
    <cash^ncrr> elini cabuk tut :))
    <penti^bnx> yaziyoz lam, daa ne ;)

    to: cash/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: bembeyaz saalikli dishler, asitleri yok eder,
    shekersiz ciklet vivident, vivident, vivident, vivideeeeent :)

    to: cash/no carrier
    from: ms!/bronx
    msg: /=,))

    to: cash/no carrier
    from: airbug/aliens
    msg: hueahuehuahuehauahua \=,))) coolworld will rule :)

    to: cash/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: bugcim benim.

    to: chete
    from: spectre/flare
    msg: gel bize katil bize

    to: cori/arteffect
    from: ssg/arteffect
    msg: olm nerdesin?

    to: cougar
    from: ms!/bronx
    msg: ehehe, coder'ligi birakma!

    to: delag/opl
    from: spectre/flare
    msg: happy birthday!!!!!!

    to: disq/no carrier
    from: cash/no carrier
    msg: gel pisibord pisibord pisibord

    to: disq/no carrier
    from: suicyco/no carrier
    msg: pis adam, netmaillerimi okuma bi daaa.

    to: disq/no carrier
    from: airbug/aliens
    msg: does os/2 rule ? zin zin zin

    to: disq/no carrier
    from: spectre/flare
    msg: biz aramiyoz diye herif hich aramiyo. (buradaki herif sen oluyon)

    to: draedan
    from: spectre/flare
    msg: shimdi olay neydi? dan miydi don mu? yoksa den miydi? :)

    to: fatalica/arteffect
    from: ssg/arteffect
    msg: cali$! intro yaz! kup dondur!

    to: fatalica/arteffect
    from: ms!/bronx
    msg: nerde lam 4k tdsn reader?

    to: forgotten
    from: cash/no carrier
    msg: forgotten...

    to: heretic/arteffect
    from: ssg/arteffect
    msg: yaw pazar gelemedik, quake'e dalmi$iz qube ile kusura bakma

    to: kris/clique
    from: pentagram/bronx
    msg: iron maiden ( ayrin meydin okunur :) ) ruls...

    to: kris/clique
    from: cash/no carrier
    msg: html...3...2...1...gooooooooo!!!

    to: lazy
    from: pentagram/bronx
    msg: olm nerdesin ayarsi mayarsi yoksun ortada??

    to: ms!/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: olm ne oole 11k 2 paragraf.. sen nasi edebiyat gordun okulda? /=,))

    to: ms!/bronx
    from: disq/no carrier
    msg: pepsi sux

    to: ms!/bronx
    from: pentagram/bronx
    msg: ehueh, abi sonra mr.bean geliyo, diyo ki....

    to: ms!/bronx
    from: airbug/aliens
    msg: amiga rulz.. emulators rule.. penti$ rulz :)

    to: no carrier grubu ve chalishanlari
    from: pegasos grubu ve chalisani
    msg: nerde olm (olmlarim) bu demontro ?!?!? yilbasi yaklasmakta.
    happy new year

    to: pentagram/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: sen a$iksin...

    to: pentagram/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: lam bulusamadik senle hala!!

    to: pentagram/bronx
    from: airbug/aliens
    msg: nasi gidio okul hocam ? ara sira gel vm laba ordan kasalim ehi eki

    to: pureblue
    from: spectre/flare
    msg: abi senden aski logo bekliyorum :)

    to: sam/bronx
    from: ms!/bronx
    msg: nerdesin abi yaw?

    from: seldon
    msg: greets to: accuracy , alphaflight , blackmail , bronx ,
    censordesign , crest , dominators , enigma , fairlight ,
    genesis, hysteric , ikari , light , oxyron , padua , triad ,
    triangle , vision vs.. hehe

    to: serpil
    from: ms!/bronx
    msg: bunlari okuyosan tdsn 2 cikmistir ve sana bi kopya vermisimdir ;)

    to: serpil midir nedir
    from: pentagram/bronx
    msg: kizim bak ba$tan soyliim sen takilma bu gno denen herife. ;))

    to: spectre/flare
    from: cash/no carrier
    msg: sorumsuz editor seniiiiiiiiiiiiii... /;,>

    to: spectre/flare
    from: cash/no carrier
    msg: hiyar.

    to: spectre/flare
    from: ms!/bronx
    msg: severim seni bilirsin ..

    to: spectre/flare
    from: airbug/aliens
    msg: nedir, goremios seni pek ? ehi ehi.. sipam benim

    to: spoax/pegasos
    from: cash/no carrier
    msg: you lonely coder... /=,)

    to: ssg/arteffect
    from: ms!/bronx
    msg: olm, izmir'e bekliyom memphix 16xx cikti ehehe

    to: ssg/arteffect
    from: cash/no carrier
    msg: hani music disk?

    to: ssg/arteffect
    from: disq/no carrier
    msg: sprite sux

    to: ssg/arteffect
    from: spectre/flare
    msg: arteffect... bi buyuk a bi kuchuk t bi kuchuk f ne lam bu, inadina
    hepsini kuchuk yazicam

    to: ssg/arteffect
    from: airbug/aliens
    msg: reader ii olmu$, ogrettigim gibi yapmi$in aferim :) hehe

    to: suicyco/no carrier
    from: cash/no carrier
    msg: abi tolkien icin boooooleymish diolar...

    to: suicyco/no carrier
    from: airbug/aliens
    msg: sakallarina hastayimm... sakal birak yine :))

    to: taf/quasar
    from: cash/no carrier
    msg: a\box istereeeeeeem

    to: tron/no carrier
    from: cash/no carrier
    msg: font kullanma huleeeaaan

    to: tron/no carrier
    from: disq/no carrier
    msg: gfxler nerde leeeeeeeeen!!

    to: tron/no carrier
    from: airbug/aliens
    msg: abi, seni de goremios, grafiklerini gormek isterim ben.. :)

    to: zeus/bronx
    from: cash/no carrier
    msg: topiclerlen oyneme leyn /=,))

    ::optimizasyon teknikleri (ssg/arteffect)

    bu yazida size kod optimizasyonu ile ilgili faideli bilgiler vermeye
    cali$acagim arkada$lar. i$te ba$liyoruz:

    1) gereksiz jmp'lari kaldirin:

    her ne kadar pentium ve ustunde branch prediction olsa da ve bundan dolayi
    jmp'ler 0 cycle yese de opcode olarak cok yer kaplamaktadirlar ve ba$ka
    kodlarin da cali$masina sebep olurlar.. kotu ornek olacak ama ornek bir kod
    a$agida:

    mov dx,count
    lab:
    mov cx,type hebe
    xor al,al
    rep stosb
    dec dx
    jnz lab
    jmp init_screen

    $uraya bakin!! gereksiz iki tane jmp var... ustelik bir de coder utanmadan
    "init_screen" denen ne idugu belirsiz bir rutine dallanma terbiyesizligini de
    gostermi$... bu rutin nasil optimize edilir hep beraber gorelim:

    cli
    hlt

    i$te bu kadar! eger bir cpu-meter'iniz varsa ve win95 di$inda bir i$ letim
    sistemi kullaniyorsaniz (cunku win95 bu koddan sonra kilitleniyor) task'in
    yuzde sifir cpu yedigini gorebilirsiniz. ustelik gereksiz jmp'ler de
    gittiginden pentium bu kodu cali$tirmak icin kendini fazla kasmiyor
    goreceginiz gibi...

    2) prefetch queue'dan faydalanin:

    bildiginiz gibi her cpu'da prefetch queue wardir. niye? cunku cpu e$$ek mi
    her opcode'u tek tek okuyacak. o da bi yere kadar okuyor hakli olarak... i$te
    optimization dersimizde opcode'larin boyunu kisaltmak icin bundan
    faydalaniyoruz.. ornek bir optimize edilmemi$ kod $oyle gorunuyor:

    mov ax,1900h
    xor dl,dl
    int 21h

    $imdi prefetch queue ile bu kodu nasil optimize ederiz? $oyle ki:

    cli
    hlt

    i$te!! ne prefetch queue kaldi ne bi skim kaldi... bombo$ bir kod! var mi
    daha guzeli daha optimizesi! ayrica ustteki kodu dword align ederseniz
    pentium'larda %30, ppro'larda ise %48 bir performans arti$i gorebilirsiniz.

    3) agi'lerden kacinin:

    agi'ler pipelined cpu'larda gorulen ve sonraki instruction'in oncekinin
    sonucuna ihtiyac duymasindan dolayi ortaya cikan delay'lere denir. cogu
    durumda agi'lerden kacinmak zordur. ama ya $u kodda?:

    lds si,vscr
    les di,screen
    mov cx,scrsize
    shr cx,2
    rep movsd

    burada goruldugu gibi basit bir screen move sozkonusudur. ama coder o kadar
    pi$kin ki, mov cx'ten sonra hemen shr cx koymu$. bundan dolayi zavalli pentium
    napsin pipeline'larini bekletiyor ki cx'in value'su otursun yerine oturakli
    bir deger alsin. neyse burada $oyle bir optimizasyon soz konusu:

    cli
    hlt

    i$te!! hem screen'i bo$u bo$una oradan oraya move etmekten kurtuluyoruz hem
    de muhtemel gereksiz ve kotu bir demo'nun kodlanip release edilmesini
    engellemi$ oluyoruz. ayrica ki$i win95 kullaniyorsa alet gocuyor.
    optimizasyonun faydalarini siralamakla bitmez burada.

    neyse bu sayida bu kadar. gelecek sayiya pentium ve ppro'larda cli;hlt
    ikilisinden daha optimize bir instruction olan icebp uzerine konu$acagiz.

    ::hate (airbug/aliens)

    ben var ya ben... bu bilgisayar olayini hic sevmiyorum...

    bir kere cali$irken cok fazla gurultu cikariyor.. neymi$ efendim sogumasi
    lazimmi$.. *bah* $u anda arabalarin pervaneleri bile sessiz cali$iyo.. tamam,
    bu sorunu son ses iron maiden dinleyerek a$tim, ama bu sefer de telefonu zili
    duyamiyorum.. *sigh*

    sonra $u mouse denen alet.. booghh.. elimi uzun sure ustunde tuttugumda
    elim aciyo, parmaklarim sizliyo.. gitar calarken zorlaniyorum sonra.. sol
    tu$.. sag tu$.. cift tikla.. boogh.. ha bu arada 'tiklamak' kelimesinden de
    nefret ediyorum. (bkz: a$agisi) parmak demi$ken klavyeler mouselerdan da
    beter.. backspace tu$unun (en cok kullandigimm tu$) yeri cok igrenc.. (return
    tu$u ile bs tu$unun yerlerini degi$tirmeyi denemek bana iki klavyeye maloldu.)
    ayrica, turkce karakterler standart olmadigi icin std. ascii karakterlerle
    turkce karakterleri 'emule' etmekten de nefret ediyorum. eg. buyuk kucuk
    harfleri kullanarak, usd ($) karakterini 'sh' okunan harf gibi kullanmak vs..
    bu da beni igrenc yava$latiyo..

    harddiskimin en gerekli oldugu zamaninda dolmasindan nefre ediyorum.. $u
    murphy denen adami bi bulsam, anasini aalaticam ama. lale adam.. ne geregi var
    bu kurallarin sanki..

    monitore uzaktan bakarsan yazilari okuyamiyorum. yakindan bakinca gozlerim
    agriyo... kimse 'filtre, kaliteli monitor, vs.' diye atlamasin, bu monitor
    olayina cozum olmadigini herkes bilio..

    bilgisyarin kendisinden nefret ettigim kadar bilgisayer 'turkcesi'nden de
    nefret ediyorum.. tiklamak.. dirlamak.. arayuz.. arabirim.. [ -- ed, buraya
    diger salak kelimeleri ekleyiver bi zaamet.. yaladim.. ] grrr... nefreeett..

    modemin atdtsinden sonraki sesleri insanin kulaklarini cirmaliyo, beynine
    tecavuz edio.. oki, zalak diiliz, atm0 yapabiliris.. ama o kadar.. o zaman da
    salak hatlarda bi sorun var mi, nedir diye merak icinde kaliyo insan..

    peki neyi mi seviyorum ??

    bilgisayar sayesinde kurdugum arkada$liklari..!!
    :))

    airbug.. 'raw stilinde yazmayi deneyen adam' :pp

    ::aksam (lazy)

    "ding dong".. kadin kosarak kapiya dogru yoneldi.. kapiyi actiginda
    karsisinda kocasi duruyordu.. "hos geldin kocacim" dedi kadin.. adam ise
    yorgun bir ifadeyle "hosbulduk" diyebildi.. baska bir sey konusmadilar.. adam
    yatak odasina dogru yoneldi.. ustunu degistirirken karisi seslendi ona "yemek
    hazir hayatim".. yemek masasina oturdular.. hicbirsey konusmadan yemeklerini
    yediler.. aniden adam ayaga kalkti ve calisma masasina dogru yurudu.. kadin
    "ama..." diye bildi sadece.. oysa bu gece kadinin planlari cok farkliydi..
    kocasiyla beraber eglenceli bir gecce gecirmek istiyordu.. adam kadina aldiris
    etmeden bilgisayarinin basina oturdu ve power dugmesine basti..

    kadin kendi kendine soyleniyordu bulasiklari bulasik makinesine
    yerlestirirken "gene basina gecti bilgisayarin.. bir gun olsun birak sunu,
    oyle kalsin.." adam da o sirada kendi kendine "yine mi yaw.. her gecen gun
    isimi daha zorlastiriyor su kadin" diyordu.. ama olsundu.. boylesi daha zevkli
    oluyordu.. ve adam bilgisayarin icine gomuluverdi birden..

    kadin kocasina seslendi "hayatim bu gece..." ama adam transa gecmis
    gibiydi.. hicbirsey duymuyordu.. kadin icinden "eh oyle olsun.. simdi goruruz
    bakalim el mi yaman bey mi yaman" diye gecirdi.. hemen yatak odasina yoneldi..
    odadan ciktiginda uzerinde insani tahrik edecek bir gecelik vardi.. gecelikten
    disari dogru firlayacakmis gibi gorunen gogusler, o daracik gecelige bir turlu
    sigamayan kalcalari insanin istahini (ihhhhh$$$.. lam bi hos oldum..)
    kabartiyordu..

    kocasinin yanina yaklasti ve $uh bir tavirla adamin onunde diz coktu.. adam
    karisina dogru hafifce donup bakti.. ancak kafasini hemen geri bilgisayara
    cevirdi.. "su anda olmaz" diye gecirdi icinden.. ama kadin bunu duymamiscasina
    kocasina kur yapmaya devam ediyordu.. birden adam sadece icinden gecirdigini
    farketti.. yuzunu bilgisayardan baska tarafa cevirmeden "simdi olmaz" dedi
    kadina.. kadin bir an duraksadi.. neden olmasindi ki.. simdi olmasi
    gerekiyordu.. ve adami tahrik edecek hareketler yapmaya basladi(anlayin ista
    lam.. opmeler oksamalar falan..) adam gene kendi kendine "lan.. simdi olmaz..
    daha sonra.." diye soylendi.. kadin aldiris etmeksizin devam ediyordu.. "bu
    kadari da olmaz ki.." dedi adam.. "ben seni rahatsiz ediyormuydum.." ama kadin
    adamin soylediklerini umursamadan adami tahrik edecek hareketlerine devam
    ediyordu.. artik adamin yapabilecegi bir tek sey kalmisti.. kendini kontrol
    etmek ve kadini dikkate almamak.. kadin birden adamin pijamasinin altina dogru
    uzandi ve cikarmak icin hamle yapti.. adam "yapma.." dedi.. ama kadin gene
    bildigini okuyordu.. kadin pijamaya asiliyordu.. adam sonunda pes etti ve
    hafifce yerinden oynayarak kadinin pijamayi ayaklarina kadar indirmesine izin
    verdi.. kadin elini adamin (beep) icine soktu ve (bepp) ile oynamaya basladi..
    adam birden irkildi.. kafasini bilgisayardan kaldirmadan "sana simdi olmaz
    diyorum.. sonra.." dedi tekrar.. "birazdan istedigini yapariz" dedi adam..
    kadin adami dinlemiyordu artik.. "bu sefer benim istedigim olacak.. birak
    kalsin bu gecelik.." dedi kadin.. adam kadinin ne soyledigini farkedemedi
    bile.. adam artik rahatsiz olmaya baslamisti.. bir eli klavyenin uzerinde,
    diger eliyle kadini hafifce yana itti.. ama kadinin vazgecmeye niyeti yoktu ve
    kendi istedigi olacakti..

    adamin yuz kaslari gerginlesmeye basladi.. agzi yavas yavas gulumseme
    pozisyonlarina dogru kayiyordu.. "biraz daha dayanmaliyim" dedi adam "az
    kaldi".. "evet iste oluyor.. hadi artik.. simdi.. evetttttt.."

    "woaahhhhhhh" dedi adam ve koltuga birakiverdi kendini.. rahatlamisti.. o
    sirada kadin kafasini bilgisayara dogru cevirdi.. yuzundeki gulumseme birden
    kayboldu.. olamazdi.. bu olamazdi.. nasil becermisti bunu.. bu nasil bir
    insandi.. kendini nasil bu kadar tutabilmisti.. konsantrasyonunu nasil
    kaybetmemisti.. kendi rekorunu gecmesi boyle bir durumda imkansiz gibi
    biseydi.. kadin buyuk bir hayal kirikligi yasiyordu.. gene yenilmisti.. kocasi
    rekorunu kirmisti sonunda.. o kadar da ugrasmisti oysa.. uzgun bir ifadeyle
    yerinden kalkti.. yatak odasina dogru ilerledi.. cani hicbirsey yapmak
    istemiyordu..

    o sirada adam zafer sarhoslugu icindeydi.. karisinin butun gun ugrasip
    kirdigi rekorlari yarim saat icinde kirmisti.. buyuk bir haz duyuyordu..
    karisinin yerinden kalktigini gorunce ona dogru dondu.. "nereye?" diye sordu..
    ama yanit alamadi.. karisina soyle bir bakti.. o etli kalcalar icinde
    birseylerin kabarmasina neden oldu birden.. ve yeni bir rekor kirmak icin
    karisina dogru atildi....

    (kamera hopppp.. yannis yere bakiyon olm.. dondur kamerayi soole
    bilgisayara dogru.. hah.. boole iste..) o anda ekranda tetris yazisi ve
    yazinin altinda hiscore'lar goruluyordu...

    p.s: adam kadina dogru hamle yaptiktan soora ne mi oldu.. nolucak.. yuzustu
    yere cakildi.. neden mi.. lam yaziyi okumadinizmi olm.. sizin de
    pijamalariniz ayaklariniza kadar inse ve ileri dooru atilsaniz sizde
    kafa ustu cakilirsiniz dimi..eheheh..nediyelim.. gecmis olsun adama.. :p

    ::ide'ler ve bagimlilari (disq/no carrier)

    selams,,

    kodirlar kodlarini genelde ide (integrated development environment) olarak
    adlandirilan ozel editorlerde kodarlar. bu editorlerin o dil'in anahtar
    sozcuklerini highlight etmeden tutun da, programi tek bir tu$ vuru$u ile
    compile/run etmeye, hatta tek tu$ ile online help ("cevrimici yardim" diyolar)
    $aapmaya yarayan bircok ozelligi vardir (bkz: tek tu$ olayi). bazi coderlar bu
    cisimleri (bkz: ide) pek ahim $ahim bulmazken, bazilari da onlara adeta
    taparlar. ilk kesim herhangi bir editorde kod kasabilirken, ikinci kesmin kod
    'kasmak' icin alelade bir editor acinca ellerinin titredigi ve ci$lerini
    kacirdiklari gozlenmi$tir. bu ikinci kesim kendine 'kod kasmak' konusunda
    guvenmez, mutlaka ide'lerin yardimina ihtiyaci oldugunu du$unur.

    adam gibi ide'si mevcut olmayan diller bu "kodirlar" tarafindan sevilmez.
    vak'anin cozumu, hastanin elindeki tum ide'leri ucurmak -hatta purge etmek- ve
    makdulu program yazmaya zorlamaktir (gerci zorlamaya gerek yoktur, eninde
    (boyunda (arrghghg)) sonunda "kodir" 'in kod krizleri tutacak ve onune gelen
    ilk editorde bi$iler yazmaya ba$lacaktir). neyse, bugunluk bu kadar. (uf,
    sikildim bu editorden, ke$ke article yazmak icin bi ide olsa :p )

    bibi,
    diks 'har har har har' ^ncrr

    ::global chaos (airbug/aliens)

    modemimin cevir sesini bugun 3. kez duydum.. artik ezberlemi$tim bu sesi..
    linux scriptim gerekli komutlari birbiri ardina uyguladi, ppp baglantiyi
    sagladi bana.. 'global chaos'[*]u adeta damarlarimda hissetim bugun icin 3.
    kez.. ( [*] not: yazar internet terimi yerine kullanmi$tir ) 'ya$adigin en
    guzel orgazmi al.. bunu 1000 ile carp.. ' gc yaninda hic bi$i diil bu.. kafani
    bir bok cukuruna sokmak, ama yine de o boklarin icini kari$tirabilecegini
    bilmek.. du$uncelere cok fazla dalmadan bitchx'i cali$tirdim.. efnetteki
    arkada$lar henuz gelmi$ olamazlardi, zira cet 3.20 am idi sadece.. o yuzden
    doruk.netten daldim ortama... aninda hayranlarimin hucumuna ugradim tabi ki..
    (priv. mesajlar) ah, yine unutmu$um, airbug- nicki de pek cok ki$i tarafindan
    farkedilmi$ti. neyse bir ara ayarlamaya cali$irim.. $imdi /nick
    airbug_away.... hmm oki, bizimkiler geldiklerinde beni bulurlar nasil olsa.
    $imdi sira boklari kari$tirmaya geldi.. evet... bugun listemde neler var
    bakalim.. hmm.. belcikadan bi site.. anti iron maiden sitesi... dur bakalim
    nedir.. finger @www.shit.dust.be.... no one logged in. telnet
    www.shit.dust.be.... connection refused.. hmm portscan www.shit.dust.be 0
    6666.... . . . [truncated] . *sigh* al i$te, 23. portu kapatip ba$ka portu
    acik birakan ba$ka bir salaklar takimi.. hmm bunu halletmem uzun surmedi.. $u
    www.ironmaiden.co.uk'a yonlendirdim orayi.. hehe.. $unu mailleyim efnet
    arkada$larina da gulsunler biraz. :)) dur bakalim.. pine'a girmi$ken
    bizimkilere de mail atiim de sabah ugrasinlar. canim sikildi.. cikicam artik
    biraz.. zaman muzik dinleme zamani.. (evet, istedigim grubun istedigim
    parcasini mp3 olarak dinleyebilirim ama... bkz. other article.. $u anda
    santana'nin bi plagini pikaptan dinlemek istiyorum ben.. zaten size ne..) ath
    shudo...

    argh! maillerime bakmayi unuttum.. kahretsin.. 3. baglani$im sebebi buydu
    oysa.. sanirim gc insanin bellegini zayiflatiyo.. 4. baglani$ tahminimden daha
    once gercekle$icek gibi..

    ** airbug **

    ::the first scene meeting report (cash & spectre)

    turkiyede ilk scene meetingi compex'97'de yapildi. spectre/flare tarafindan
    organize edilen meeting saat 11[!?!?]'de scene insanlarinin tuyap tepebasinda
    toplashmasiyla basladi.[gerci bunun bide backgroundu var ama size ne yaaa
    -cash]. yarim saat gec kalmadan sonra bulusma yerine vardigimizda
    [disq,spec,cash] etrafta tanidik kimse yoktu. cash webpage'deki grafige
    benzettigi kisinin ssg oldugunu dusunerek "acaba ssg gelicek mi" diye bagirara
    ilk tanishmanin gerceklesmesini sagladi. ssg/aft ve cori/aft biletsiz bir
    sekilde karsilandilar [gerci asil gelmesi gereken cori degil qube idi ama
    caktirmayin]. ssg ve cori, cash ve specin de biletlerini unuttuklarini duyunca
    $ok gecirdiler. spec "nasi iceri giricez off ya off" diyen insanlari "delag'da
    5 tane bilet var, gelir birazdan merak etmeyin" diyerek yatistirmasina ragmen
    delag birturlu gelmedi. dakikalar sonra sui/nocrr yaninda taf/qsr ve cengiz
    [scene guy diil ama iyi heriftir] belirdi.[ne tesaduf onnarin da bileti yoktu]
    scenerlar sabirsizlikla delag/opl'in gelip bu insanlari kurtarmasini beklerken
    bikan bikac scene guy etrafta bulunan cocuklardan bilet aliverdiler. spec ve
    cash hizir gibi imdatlarina yetisen nur yuzlu bir kadindan 2 adet profosyonel
    ziyaretci karti aldilar. bu sirada spec'in aklina etrafina bakinmak geldi.
    bikac saniye sonra delag'a benzettigi zat'in yanina dogru yuruyerek aslinda
    onlarin yarim saattir dreadan ile [yoksa dreaden miydi? -spec] orda
    beklestiklerini kesfetti.

    bismillah diyip tuyap'a adimlarini atan cemaa..pardon...scenerlar artik
    yawash yawash dagilmaya bashladilar.[saat 1'de yeniden bulusma karari aldiktan
    sonra elbette] ilk kachanlardan ikisi ssg ve cori idi. ardindan sui ve ekibi
    bikac dakika sonra da delag ve dreadan da kayboldular. yine 3 kisi kalmistik
    ki bunun scene meeting olma ozelligi nerde kaldi diye dushunurkene saat 1'de
    yeniden bulushma karari aldigimizdan ichimiz rahat, gonlumuz ferah
    gezinebiliyorduk.

    gezinen scenerlar arada yeniden karsilasiyorlardilar ki zeus/bnx'in
    meetingimize tesfir ettigi ogrenildi.

    saat 1'de yorgun ac ve bitap dushmush scenerlar bulusma kolonunun orda
    yeniden belirmeye bashladilar. "biz aciiiiiiiz" bagrishmalari arasinda disari
    kendilerini atan scenerlar icherisinde zeus/bnx ve taf/qsr yoktu.[sattik
    herifleri] (ama uyarmishtik :d) bir vucut olup beyoglunda bir kokorecciye
    giden scenerlar karinlarini doyurduktan sonra ssg ve coriden ayrildilar.[gitar
    icin satildik ey halkim] bu sirada kelepir'in kapisinda yeniden taf ve zeusla
    bulusan scener grubu megavizyonun merdivenlerinde muhabbete bashladilar.

    bir sure sonra yeniden acikan azgin ac gozlu scener grubu tatlici
    yolundayken yeniden ssg ve cori ile karsilastilar.tatlicinin kapisinda dreadan
    bizi terketti, sniff. tatlicida litrelerce su icen sui butun hesabi odeyerek
    scenerlari mutlu etmeyi basardi. (bilseydim ben de yerdim :d -ed) cikista da
    delag'i yitiren grup hemen ardindan cengiz'in ayrilmasiyla yikildi ve coktu.

    daha sonra kalan zavalli scener grubu beygir bbs tayfasi ve ankara ekibiyle
    harmanlanarak scene meetinglerini bitirdiler.

    sui: cok yorgun olduundan ve berk geleceginden eve gitti...
    taf & zeus: sikildiklari icin ayrildilar...
    disq & spec & cash: baktilar olacak gibi degil once fuara [hamam] sonra da
    evli evine yolcu yoluna yaptilar...

    ben cash,
    ben spec,
    hayati paylasabilmek icin birdahaki scene meetingine kadar elveda.[koro]

    ::? (delag/opl)

    selam.. ha?

    neyse spectre bana cok yalvardi buraya yaz diye na bende yaziyom iste..
    acikcasi ne yazcaamida bilmiyorum ?! spectre onu bunu cekistir diyo (valla)
    bende cekistiricem ... [ !$@#%%!%^ :) -ed ] yavv ama kimi cekistircem? kimseyi
    tanimiyorumki lan ben? ama acikca soyliim tdsn'in ciktigini duyunca valla
    agladim...hemde hungur hungur.. yani sonunda fransa 98 umutlarini son maca
    tasiyabildik.. hakeza bi entropy'de agladi... shit ve kaon'un he halt ettigini
    bilmiyorum.. neden agladim?bi sorun ama di mi? oyle kek gibi atlamayin hemen..
    cunku bir ruya gercege donusmustu...1 ve belkide 2 senelik bir ruya.. gerci bu
    ruya tamamen spectre'nin kendi egolarini tatmin etmek icin yaptigi birseydi
    ama olsun yenilmedik ezilmedik... (bak spectre.. eger bu sozlerimi yalanlarsan
    ilk yaptigin diskmag interfaceini herkese dagitirim rezil olursun cumle
    scene'e ona gore...) [ ehi, olm yashamak istiyosan bole sheyler yazmamalisin..
    i-ih. olmadi shimdi. -ed ]

    neyse eger bir konu varsa onuda dagitmayalim.. fm ben sonra gittim oraya
    felan... sonraciima filan.. (buralari boyle gecistiriyorum kusura bakmayin..)
    ama aallaah icin varya 1 sendir filan bi scene olayinin disindayim..ama beni
    bilen bilir.. ben sceneden ayrilirken "gidisim suskun oldu ama donusum
    muhte$em olcak" demistim... gerci bi bok degismedi ama olsun dondum ya.. $imdi
    bu noktada cok duygulandim ve konuyla ilgili bir animi sizinle paylasmak
    istiyorum... (ulan benim bu konuyla ilgili bir anim yokki?) neyse ozaman bende
    konuyla ilgisi (uzaktan yada yakindan) olmayan bir animi anlatiim..: simdi bi
    gun kadikoyde spectreyleyn bulusucaktik... sahsen ben oraya yarim saat gec
    gittim.. (ve bununlada her zaman gurur duymusumdur..) elimdede na boyle
    gocaman bi 5.25 disk... neyse ben vapurdan indim kosma eylemi icinde
    bulusucaamiz yere gittim... tesadufe bakinki spectre'de benim geldigim yone
    dogru geliyomus.. yolda karsilastik. kisa ve rezil bi muhabbettten sonra
    napalim acaba sorusunu degisik bicimlerde defalarca kendimize ve birbirimize
    sorduk... yaziciogluna tesrif etmeye karar verdik... yavv bu ani burda cok
    sikici oldu.. yazmicam birakiyorum.. zaten artik duygulanmiyorum.. yani durum
    boyleykeyn boyle..yavv daha ne yaziimm.? ama bundan sonraki aylarda da
    yazarsam.. (zaten bu tdsn'de cikarsa...) size muthis bir hizmet vermeyi
    dusunuyorum..:)) valla daha ne yaziim yaa... benden bu kadar..?

    [ tdsn #3'e yazi yazabilip yazabilemeyecegin merak konusu ama.. :d -ed]

    ::ebegumeci (disq/no carrier)

    uff.. acayip canim sikiliyo.. tidiyesen de cikamadi bi turlu. naapsam
    bilemiyom. linux bootup gimp mi compile etsem, oturup watcomlan mi uura$sam,
    niye penti$im olmadigini du$unerek gelicek 5 yilin kalkinma planini mi yapsam,
    yoksa sadece oturup doors mu dinnesem.. ama ben burda salak salak yazi
    yaziyom, sanki bi mok becerebilcekmi$im gibi. uff. offf.. pofff..

    debin ms!'in +kelini bi gozden gecirdim, herif ne gussel yazmi$, uff,
    ozendim wallaha. "wall, aha!" esprisi bile yapabilcek durumda diilim $u an..
    of, doors cok bunaltti beni, lam, tuvalete gidesim de geldi.. siz bekleyin ben
    geliyorum. beni ozlemeyin. doors da beklesin bekledigi yerde..

    lala. geldim.. klozette otururken du$undum de, acayip bunalimken 3 $arki
    ile ilac gibi gelip $ifa daatan the doors, $imdi beni bunalimla$tiriyo (ehore,
    waiting for the sun ba$ladi). neysem, baydim, scene ile ilgili bi$iler
    yazmassam bu yazi yayinlanmiicak. hmm. ne yazsam.. ha bu arada, bu sayidaki $u
    ide'ler uzerine olan yazidaki imla ve dil ve gramer ve anlatim hatalari icin
    sizden ozur diliyom. cok iirench bi yazi olmu$tu... of of of.. yarin klasik
    cuma sinemami yapicam, biyerlerden para bulmam lazim.. neyse buluruz bi
    $ekilde.

    scene... sceeeeeeneeeeeeeee.. hmm. ne yazsam.. uf, of, pofffff... ayk,
    aklima be$ikta$in parfum reklami geldi. "siyah beyaz rengin var, ne buyuk
    kanadin var". ne iiirencliktir bu yaa. neyse.. jim morrison dokturuyo burda,
    banane be$ikta$tan erolta$tan. uf.. naapmali.. hmm.. du bakalim ne zicicaz:
    "scene sce ve ne kelimelerinden olu$ur, bunnar latince bi$iler demektir" yok
    olmadi, $iir yazmayi denesem:

    siyah beyaz rengin yok,
    cepecevre ceperin de yok
    edisonun babasi edi miydi,
    nekropsy niye nekropsi oldu,
    ehu, olmadi bu $iir, yenisini yazicaz.

    stairway to heaven'daki lady var ya,
    cigirsam sana, ona benzion desem,
    eser mi ruzgar, zicar mi karga
    nemrut daginda gorkemli duran
    eserleri talan etmezler di mi

    uymadi.. hmm. naapsak.. $arki soylesem.. yok bo$ver. hmmg. en iisi biraz
    daha icli yazmak:

    icli kofte sever misin,
    icli okusam dinler misin,
    icine etsem guler misin,
    icin icim icim yanarken.

    icine ettiler guzelim $iirin,
    senin icim icim yanan icin cok mu umurumda,
    her havuzun dibi ayni,
    icine ediim, bunu da almanca diye yutturdular.

    senin gorevin jim, tabii kabul edersen,
    incele havuzlari, teker tekerlek,
    bak bakalim, harbiden dipleri ayni mi?
    diilse gel bize de anlat,
    lakin ayniysa yapicak i$lerim var.

    salak kodir der ki,
    baydim ben bu i$ten,
    hadin bana qubilay,
    goru$uruz elbet ba$ka bi yerde,
    saat ba$kayi ba$ka geciyorken.
    ba$kala$im mi demeli,
    off niye hala yaziyom,
    yeter diye baarcam, olmiicak
    lakin evde yeter adinda bir kimse yok.

    (20 kasim, 17:13)

    ::bunalim koder (ms!/bronx)

    -bunalim koder #1-

    of off..

    saat gecenin 4'u.. isyerinde diilim.. :) tv'de bottom'inda `artik amlak
    satmak cok kolay 0900 3101311` yazan bi teletext (yazim hatasi benden diil
    tv'den) harbi.. ben niye bu salak seyi izliyom.. bekleyin bi.. hah.. ayse
    ozgun.. en azindan budaa iyi.. konu mu ne? bilmem.. ama kadin sacini
    degistirmis.. neyse.. ne alakasi var.. bosverin..

    ehue.. soylemeden gecemiycem konuklardan biri maske takmis.. heralde
    taninmamak icin.. ehue. komik..

    deminden beri demo/intro izliyom helak oldum.. artik makineden cikan
    sicaklik nedeniyle terlemeye bile basladim.. pepsim var camel'im var ok..
    bikac intro izleyince insan gaza geliyo.. geciyom qedit'im basina ve basliyom
    bisiler yazmaya.. realmodeint 13h hmm.. guzel simdi.. hmm.. sikiliyom tabi
    geciyom benim diger code'a.. icebp ve lidt ve dr7 ile ugrasiyom.. artik
    gozlerim ekrandaki fontlari smoothlastirmaya basladi.. simdi fontlar gozume
    daha bi hos gozukuyo.. tdsn #2 reader prev hd'de.. neler eklesem bilemiyom..
    bi cin atasozunun dedii gibi uzuntu ve muz kabugu

    aklima fat, ssg, qube ile kahvaltida line ve clipping hakkindaki yaptigimiz
    geyik geliyo.. cpc iyi line cizermis.. hmm.. nasiki.. nerdeydi o cpc
    emulator.. hmm.. simdi ready. mov ax,0 .. hata verdi.. salak.. gec.. (aslinda
    burda mov ax,0 yerine xor ax,ax daha hizli olurdu ama bilmediim bi makine
    hemen optimizasyona gecmeyelim..)

    yak bi camel daa.. canim sikilinca otururum acarim ufo'mu.. hd'de file'lari
    ordan oraya tasir, dir'ler acar bi nevi hd'mi duzenlerim.. bundan zevk aliyom
    iste.. boyle bi is olsa girerim.. her turlu hd file'lari duzen- lenir ..
    parasi o kadar iyi olmasada olur.. zevkli bi is.. hmm.. :)

    yine dondum... tv'de film'de bi kadin vardi onu capture'ladim.. `claire
    forlani` mis adi.. guzel kiz.. neyse.. oturdum cd'lerim yan taraflarina
    cd'lerin isim ve numaralarini yazdim.. bu iyi oldu simdi baktiim yerden hemen
    ismini goruyom.. saat 5 oldu..

    aksam olsada hackers filmini izlesem.. 21:00'da.. aciklamasinda sakin
    evde denemeyin diyo.. niyeki.. merak ettim.. hd'deki tum partition'lari
    speedisk yaptim.. iyi oldu..

    anaa.. arabanin ruhsati reality bites kasetimin ve selpak mendilin
    altindaymis.. buldum hos oldu.. haah! hd'ler sustu.. sadece fan sesi ve tv'den
    cok zayif anlasilmiycak kadar zayif ses geliyo.. bide keyboard sesi.. simdi
    millet kacinci uykusunda ben oturmus yazi yaziyom..

    bu arada bi tv programi bitti upscrollda sarlo asistani bilmemne diyo..
    neki bu.. upscroll fena diil.. ama font salak.. hmm.. reklamlar.. guzel
    raytrace anim'ler var.. dur yaw.. ben birazda su raytracing ile ugrasiim
    birazdan sikilir yine gelirim.. bi yere gitmeyin..

    offf.. bu distance'i niye hesapliyoz.. niyeeeeee.. kim yazmis bu
    formulleri.. kolay kolay yazsalarda implement etsek.. ayrica kirmizi isikta
    durmazsaniz 1.8milyon ceza varmis.. tv'den duydum..

    -bunalim koder #2-

    kimse bana inanmasada camlarin felan kenarlarina surulen o macunlarin
    aslinda c4 olduguna eminim.. korkuyorum, korkmasam vercem voltaji ispatliycam
    ama emin olamiyom, yani c4 oldugundan eminim ama belkide bir orgut, macunlari
    c4 yaparak bir gun herkesten ayni anda kurtulmak istiyodur, bunu ben baslatmak
    istemem.. o ben olamam.. ama beni hipnoz edip, bilinc altima yerlestirdilerse
    bilemem.. korkuyorum..

    taktim bi kere neden boyle kadinlar yeni dogmus bi cocuk felan
    gorduklerinde amanda amanda diyolar.. kimdir bu amanda?.. yoksa bir
    sembolmudur? belkide guzel/tatli bir kiz'dir, oooyle olan digerlerinede
    sembolik amanda denmektedir. bilemiyorum.. kokenini bilememek; bu beni
    korkutuyor..

    hatirlarim, fuar'da lunapark (buyur bakalim buda luna-tic'den mi geliyo?)
    kismindaki o kamikaze'leri felan severim (izlemeyi) ama hareketlerini
    formulize edemiyom, ondanda korkuyom..

    su an kesin arkamda biri var, beni izliyo, farketmemis gibi davranmaya
    calisiyom, belki sikilir gider.. korkuyom.,

    -bunalim koder #3-

    (ileri safhada bunalmis bir coder'in hangi konumlara dustugunu gosterip
    diger coder arkadaslari korkutmamak icin bu kisim yayinlanmiyacaktir)

    ::takim ruhu? o da ne? (cash/no carrier)

    turkiyede scenenin gelishmesinin onundeki nedenleri hich dusundunuz mu? bir
    dusunun... bir coder oturuyor ve bir efekt kodluyor.. ardindan gfx dude'a "sar
    ordan 2 paket gif" diye e-mail atiyor.. gfx dude buna karsilik "al abi yagsiz
    tarafindan sardim gifi nasi olmush? kiyma yapiim mi?" diye bi e-mail cakio...
    coder cizilen gfx'i begenmio ve "hade len otur duzgun bishe ciziktir" diye bi
    e-mail cakio.. bu en dogru bulunana kadar devam ediyo.. ama niye? cunkuuuuu
    gerzek coder ve gfx dude ayni ruhu yakaliyamamish e-mailleshme disinda bir
    iletisim kuramamish ve birbirlerine tam olarak dertlerini annatamamish
    oluyorlar...

    bir grubun organizatore ihtiyaci yoktur cunku aslinda takim ruhu olan bir
    grupta zaten herkes tek basina birer organizatordur... grup bir vucut gibi
    hareket edebilir ve uyumlu bir sekilde projelerini tamamlayabilir. grubun bir
    sonraki adimda naapcaani organizatorlere birakmamalidir [org olmamalidir
    yani..] grup butun bunlari takim ruhundan almali ve scene spirit denen olayla
    iyi harmanlamalidir.[cay harmanlar gibi]

    gruplarin ruhsuz ve isteksiz olmasi halinde grup dagilmaya ve dead olarak
    flag edilmeye mahkum olur. sonra gruptan ne bir ses nede bir haber alinir..
    degil grubun birseyler rel etmesi artik elemanlarinin birbirleriyle iliskileri
    bile kesilir ve birbirlerini aramaz olurlar. grup olayini sanki ciddi bir ish
    gibi dusunmeye bashlayip bu olaydan zevk alamazlar. halbuki olmasi gereken her
    elemanin birlikte calishtigi kisiyle arkadash olmasi ve insanlarin birlikte
    yaptiklari birseylerden haz duymalari ve birseyler uretmenin mutlulugunu
    yasayabilmeleri gerekmektedir.

    spiritsiz bi scene kuru bir agaca benzer [alaka]. agacin gorunusu ne kadar
    renksiz kuru ve kotu olsada o agac aslinda cok iyi yanar ama insanlar onu bir
    arac olarak kullanmaya ondan ruhani herhangi bir haz almamaya bashlar.
    scene'de yapilan partylerde de bu acikca gorulur. grup ruhu olmayan gruplarin
    yaptii sadece hiz ve govde gosterisi olan demolar insanlarin birbirleriyle
    eglenmek zaman gecirmek icin degil de yarismak icin bulunduklari party
    placelerde gosterildiginde insanlar bundan ne zevk alabilir ki? zevk alanlar
    sadece dereceye giren gruplarin elemanlari [hatta sadece coder'i]; kendilerini
    kanitlayabilenlerdir.

    sonuc sudur ki scene spiritsiz scene, ruhsuz elemanlardan da grup olmaz.

    cash of no carrier...

    ::salata (ms!/bronx)

    hava günesli,bugün de 'of bugün çok sicak olacak' denen havadan olabilir.
    neyse bekle ve gör.dün yürüyüse çiktim.sebebsiz degildi bu yürüyüs.deniz
    kiyisinda havanin kararmasini bekledim.kayaliklarin üstündeydim,sürekli
    bakildikça daire gibi gözüken günes oradaydi.bakistik onunla.sonra yüzünü
    bulutla kapatti. ya günes ben sana ne yaptim? cevabini verse de anlamiyacagimi
    biliyordum. anlamak için zorlamadim. zaten günes dili ve edebiyatindan zorla
    geçerdim. kayanin üstünde oturuyordum, benden baska insanlarda vardi orada.
    amiga'yla beraberde gel mistik birkaç kere oraya, amiga'yla geldigimizde bir
    balik ziplamisti marmara denizinden, oturdugumuz kayanin yakinlarinda,ben
    görmüstüm o görmemisti. marmaradan yine bir balik siçradigini gördüm,ben balik
    yemeyi sevmem, balikta bunu biliyormus demek ki, sevmiyorum diyorsak yemiyoruz
    da demiyoruz ki, eve aliyorlar, 'yiyin zihninizi açar','kaç lira biliyor
    musunuz?'....yiyoruz, yanliz yasayan bir insan olsam ya da evlendigim zaman
    karimda balik aramayan biri olsa ya da bir ögrenci olsam birkaç kisiyle ayni
    evde yasasam onlarda baligi sevmezse ben de baligi aramam. ama çekici olmuyor
    degil balik ekmek. su ana kadar almadim. az ilerimde kolu kizin omuzunda olan
    bir erkekle omuzunda bir erkek kolu olan bir kiz vardi. sag kolumun oldugu
    tarafta iki tane karsi cins vardi. bir tanesi yasli bir tane yasli degil.yasli
    dedigim orta yas bile degil. orada bana ilginç gelen..., cümleyi bitirmeden
    önce orada da benim omuzuma elini atan biri oldu, belki çok kisinin omuzuna
    elini atmistir. benim arkadasim cana yakin birisidir, yaslidir, ben yokken,
    sen yokken,anam yokken,babam yokken,dedemin dedesinin,ondan önceki
    dedesi,ondan önceki dedesinin dedesi yokken o vardi.benim omuzuma yine elini
    atti.utaniyor görünmez birisi o. üç noktadan devam, üç tane lastik yat
    vardi.lastik yat demek, tahtadan yapilmamis, lastikten yapilmis yat demek.
    oraya yanasmazlardi. üç degil dört taneydi. vapur iskelesine yakin, deniz
    otobüsü iskelesine yakin yerdeydiler. kayaliklar, sol tarafima dogru
    uzuyorlardi, sol tarafimda oturan,adamin eli kizin omuzunda olan çiftten sonra
    oturan baskalari da vardi orada. benim aradigim yer arkamda diye düsünüyordum.
    güneste gitmemisti daha. günesin gitmesi gerekiyordu. cantali adam geldi,ben
    45m kadar asagiya oturdu,denize benden daha yakindi,ben görmeden havlu
    çikarmis,kayanin üstü ne örtmüs,kirmizi beyaz çantanin içindeydi
    herhalde.walkmen'i de varmis,kulakliklarini gördüm,walkmen'i görmedim,bana
    müzik sesinin gelip gelmedigini hatirlamiyorum, adam sigara
    kullaniyordu,birseylerde yiyordu,teneke kutudan birseyler içiyordu. teneke
    kutuyu insallah atmaz.neyse gördügüm kadariyla atmadi. kulakligini çikardi.ben
    gelirken eger orada biraktilarsa olmadi,nasil yapmis lardir,ipine tas
    baglamislardir,neyin açilisi olurki,tam derenin önünde,o dereye lagimda
    akitiyorlarsa eger (akitilip akitilmadigini bilmiyorum) neyin açilisi
    olabilir,niye oraya balonlari dizmis olabilirler.yonca apartmanini kutluyoruz,
    siz de kirletin,sizde içine yapin denizin,yok efendim denizin içine yapmak
    için buraya kadar gelmenize gerek yok,teknoloji çaginda yasiyoruz efendim,siz
    evden yapiyorsunuz,yaptiklariniz buraya kadar geliyor,tabii efendim gerek yok
    burada çamasir yikamaniza,biz buraya kadar getiriyoruz,yikayin,deterjanlarla
    yikayin (reklam yok kardesim baska kapiya) biz marmaraya döküyoruz.havada
    kararmadi,ele omuz atma meselesi orada duruyor,o balonlari oraya niçin
    koyduklarini açiklayacagim (900 900 xxx 'i de kullanmadan). oturdugum yerden
    kalktim,ayagim kayaliklarin arasina girdi,insanlar baktilar mi bilmiyorum,
    vakit geçmesi için yürümek istedim, vapurdaki insanlar disari çikiyorlardi.
    arabalar tabii ki yolun üzerinden geçiyorlardi.

    yürüyorum, deniz otobüslerinin iskelesinin giris kapisindan geçiyorum.
    gazetecinin oradan, kayikçi adami görüyorum, kayikçi adamdan önce ilginç
    olarak,araç girmez tabelasi ve satilik eski püskü kayik var. müracaat bilmem
    ne ustayaymis. onu gördügümde yenisini alirimi diye düsünüyorum, belki de
    filmlerdeki gibi olur, güzel bir müzigin çaldigi filmde bir adadan kurtulmak
    için yapilan sandal, yeni alinmis bir evin tamiri olayi daha somut kilacaksak
    rocky serisine bak dayak yedikten sonra çalismaya baslar ilk önce basaramaz
    sonra basarir.ben zaten rocky sevmem. arnold severim ayrica ub 40 severim. ama
    ub40 artist degil. olsun zaten hayat sinemaskop 1 film degilmi? kayikçi adamin
    oralarda bir köpek vardi,adam bir kayiga macun atiyordu,tam kartpostallik diye
    düsündüm.yürümeye devam. oradan bakildigi zaman karsisi gözüküyor yani benim
    az önce geçtigim yerler. hava daha kararmadi, gidecegim yerde orada, az sonra
    orada olacagim, hava kararsa. baglanmis kayiklar, yatlar, içinde insan olan
    bile var, mayolu kizda var, sanirim ilkokula giden bir kiz, burada
    yasiyorlardir belki. hey! hala oradamisin? ne bileyim hiç sesin çikmiyorda!
    canin sikildi felan sandim yani. yürüyorum,hala hava kararmadi.resimler,duvara
    resimler yapilmis, uzaktan, vapur iskelesinden, deniz otobüslerinin oldugu
    yerden, ya da yanindaki litresi 250 tl satilan belediye çesmesinin yanindan
    (oradan geçerken saate de bakmistim .saat 8.00 falandi, hava hala kararmadi),
    ya da bilmem ne okulunun parka yaptirmis oldugu çocuklarin oynamasi için
    yaptirdigi o salincak kaydirak ivir zivirinin arkasindaki tellerden pek ilginç
    görünmüyordu.aklimda ilk kalmis olan, o beyaz sakalli ihtiyar, eski çaglarda
    yasamis dinle ilgisi olan ihtiyarlardandi bence (belki mevlanayi taniyordur),
    sigara, ondan sonra canavara benzeyen bir resim, yesil bir canavardi herhalde
    bu, kollarini bana dogru açmis (açiklama: sen eger oradan geçersen sana dogru
    açacak, insan ayrimi yapmiyor, yanliz hayvanlar arasinda yapabilir,
    kediler,fareler,yerde yürüyen kuslara elini açamaz,tabii insanlar arasinda
    yapmaz dedim ama acaba yerde emekliyen bebekler ve digerleri için nasil bir
    durum sözkonusu olur bilmiyorum), hava kararmadi daha, insanin yüzüne baktigi
    zaman seni tanir. kule, yukari çiktigim zaman gördüm mü bilmiyorum ama orada
    balik tutan bir adam var, onu uzaktan seyreden bir adam, geriye dönerken
    adamin oltasinda bir balik vardi. indim, kiyiya yakin bir kayanin bir kayanin
    üstüne oturdum. siirin devami olabilir mi? hava kararmadi,oradasin. elini
    omuzuma atmisti biri,rüzgardi o. simdi de deniz çagiriyor beni. denize diyorum
    ki çok büyüksün. dalmayi seviyorum. hayatimda tüple dalmadim, benim dedigim
    dalma ufak dalmalar,hani atiyorsun kendini suyun altina,nefesin yetene kadar.
    bazen uzak bir yerden daliyorsun, oradaki gitmek istedigin kisinin yanina
    kadar gitmeye çalisiyorsun, yavas yavas beliriyor o kisinin bacaklari,
    çikiyorsun onun yanina.hava kararmadi. vapurlar dönerken insanlar benim
    suratima bakacaklar diye bir tedirginlige kapiliyorum ama bunun ne zaman
    oldugunu bilmiyorum, o yat geçerken mi? geçtikten sonra mi? once mi? yoksa
    üzerinde hava karardiktan sonra gidecegim yerin adresi kagidi çikardiktan önce
    mi? kalktim,arkami döndüm.adam baligi yakalamisti,bisiklet orada duruyordu,
    belki o baligi tutan adamin belki seyreden adamin.yürüyorum, hava kararmis
    degil hala.(bak:english==>still). ama bu sefer geldigim yoldan degil, duvar
    gibi yerden gidiyorum, baktigimiz resimlerin duvari, yürüyorum,bir kadin
    var,belki bir kiz,bence kizdi,çantasinda tenis raketi, karsilastigim çiftten
    sonra gördüm onu sanirim.birde dikkatimi çeken küp gibi yer oldu, çiçekler
    koymuslar içeri, duvar yerine geçen delikli beton olmayan seyin üzerini
    sarmasiklar sarmis. belki bunu yetistirenler, bütün kiyidaki kayalarin üzerini
    sarmasini istiyorlar, baliklar için iyi olacak, ama body çalismalari
    gerekiyor, çünkü yüzgeçleriyle sarmasik dallarina tutunamazlar, ama bakarsin
    bir gün marmara denizine bakariz temizlenir, o zaman body çalismak zorunda
    kalmaz baliklar. hava kararmadi. söylemedim demin, zodiac ya da joker ne ise
    adi o sisme motorlu botlardan biri yanasti orada bagli olan yata, genç oglan
    yata çikti, kapagini kaldirdi yatin üstünde bir yerin, tabii bu botu
    bagladiktan sonra oldu. söylemedim demin, adamin biri kovayi denize atti su
    almak için, sonra ufak teknenin üstüne döktü, motoru açikti, baska adamda
    vardi, o tekneye bagli olan ayni isimli motorsuz bir kayik daha vardi. iskele
    vardi oraya yakin bir yerde oraya bagli olan demir yigini orta boy
    büyüklükteki gemimi denir nedir bilemem o nesne bana zevksiz geldi. tenis
    raketli kizi gördüm, yüksek yerden atlarken birilerini daha gördüm. teller
    olmasaydi, düz giderdim ama kartpostalin içine birileri daha girmisti. devam.
    hava kararmadi, ne zaman kararacak. geçtigim yerlerden geçtim, yürü, balonlu
    yere gel, adam elindeki silahi aileye benzeyen toplulugun içindeki oglana
    gösterdi. aile devam etti. ben oturdugum yerden geçtim, oturdum mu?
    hatirlamiyorum. devam, bir çift gelmisti ama ne zaman ben oraya ikinci defa
    girdim mi? devam. devam ediyorum. yolda giden bisikletliler. bir tane
    bisikletlinin sirti açiliyor bisiklet giderken. benden uzaklasiyor sirti
    açilarak. oranin yani gidecegim yerin izasina geliyorum. yürüyorum, insanlar
    var kaldirimda,yan tarafta yani denize yakin olan yerde büyük tas borular,
    üzerlerinde yazilar,taslarin hemen altinda oturmus üç insan,ikisi bir arada,
    öteki yanliz oturuyoruyor. onlar da havaninin kararmasini bekliyorlar mi? bir
    genç toplulugu, kaldirimi kaplamislar yürüyorlar,oraya gidene kadar hava
    kararir diye düsünüyorum, iki kisiyle beraber karsiya geçiyoruz. ortada duran,
    yesil otlari olan yerden geçiyorum, karsimda isiklari yanan,bir kisinin oldugu
    lokanta mi? tavernami gibi bir yer. niye açik acaba? belki bu saatlerde degil
    de daha sonraki saatler doluyordur, bir kizla annesi önümde yürüyor,
    konusmalarini tam hatirlamiyorum simdi. nufus cüzdanim cebimde ne olur ne
    olmaz. karsiya geçecegim, insan insana bakinca birbirini tanir ama. tren
    yolundan geçerken, yaklasmakta olan trenin sesini duyuyorum, kos, birinci
    ray,isigini gördüm, ezilerek ölsem onun kulagina gider mi? ikinci ray, kos.
    manav gibi bir yerden kadinlar birsey aliyorlar,yokusu çikmaya baslamisken
    demin isigini gördügüm geçiyor,yük treni yolcu degil. yokusu çikiyorum.
    bakiyorum, bu cadde miydi? yürü 46 numara.16 numara,18,9 numara hey bu nereden
    çikti, bu cadde degil ki öbürüydü. obür caddeye bakalim, minibüsler.
    köfteci,gir içeri, karanlik sokak, yine o yanan isik o adam orada oturuyor,
    sorsam mi ona hayir ikinci defa gelisimde ona sorarim. 10 numara,9,4 numara,bu
    numaralar azaliyor benim aradigim 46 numara,belki su tarafa dogrudur, buradan
    mi geliyordu o, yakinmis. hayir.geriye. burasimiydi, kagida yazmadigim isim bu
    muydu?a????.hadi buradan girelim, hey dikkatli ol yukariya bakma, balkonda
    oturanlardan biri o olabilir, 18,...yok....yok...minibüs caddesi yine.
    polisler. gir köfteciden. evet bir o tarafa dogru gidelim. 16,18 numara. hey
    bu numaralar artiyor. burasi olabilir, bu apartmanin numarisi kaç gözükmüyor,
    ama burasi artiyor,devam. buralari nereleri yahu, yol küçülüyor. yine minibüs
    caddesi. su apartman olabilir. bakalim,öbür taraftan dolasip kapi numarasina
    bakalim. minibüs caddesi. oo bunun altina da bir atari"ci (ne aptalca bir
    isim. atari 800xl var tamam, atari 520 st var tamam, atari 1040 st var tamam,
    ama o zavalli, sinir, gicik makinenin bu arada bir iyi birseyler çikabilir
    aptal arcade makineleriyle ne alakasi var.). hayir yok. yeniden bakalim.
    polisler. adamlar benden süphenelir mi acaba? hey bu benim aradigima benziyor,
    o mu acaba? saçlar, iyice sarilmislar, beni tanimamali, gözler, dudaklar,
    çevir kafani, eger oysa, ne olacak ben burada geziyorum, o olabilir, takil
    pesine.

    ::amige.tr scene oldu mu? (manowar/amigart)

    neredesiniz ey millet ?.niye bu kadar cabuk amiga`ya arkanizi dondunuz ?
    gecen yil aralik 1996`da eugene, taf, zeus, suicyco, nock, cyber bu
    arkadaslarin hepsi #amielite #amiga_warez kanallarinin altini ustune
    getirirlerdi.ama en az 6 aydir bu kanallarda benden baska turk gozukmuyor.

    ben amigart kullanici grubunu kuranlardan biriyim.dagilmaya yuz tutmu$
    amiga kullanicisini bir araya getirmeye cali$tik.bu amacla 2 tane web sitesi
    actik ve onlari elimizden geldigince guncel tutmaya cali$iyoruz.eger
    bilmiyorsaniz adresler burada :

    amigart http://www.medyatext.com.tr/amigart
    game-art http://amigart.home.ml.org/

    bu ay backyard brothers`in yaptigi delarith adli platform oyunu amiga
    format dergisinin hem cd,hem floppy versiyonunda cover-mounted game olarak
    verildi.biz amigart olarak workbenchi ve 30a yakin programi yasal olarak
    turkce`ye cevirdik.onescapee gibi yeni amiga cd-rom oyunlari artik turkce de
    destekliyor.

    amiga.tr scene`de cok yetenekli insanlar var ancak cogu ne yazik ki
    makinaya olan inancini kaybetmis gozukuyor.avrupa`daki bircok demo grubu ise
    amiga icin cd-rom oyunlari yaziyorlar.ornegin ;

    ambrosia vulcan software genetic species 3d`yi yaparken, oxyron trapped ii
    cd oyunundan sonra bu ay trapped 3un demosunu cu amiga cdsinde amiga`cilara
    sundu.^max^dcde su meshur quakein amiga versiyonunu gelistirdi.onun
    sayesinde cok yakinda id software ve clickboom quakei amiga icin cd-romda
    piyasaya surecek.

    yeni cikan ppc kartlari,rtgmaster,cybergraphx,picasso 96 gibi rtg
    yazilimlari ile amiga hala kesfedilmeyi bekliyor bu kadar yildan sonra.lutfen
    biraz cesaret, birakin $u microsoft,intel,directx sacmaliklarini da gercek bir
    hobi olan amiga`ya geri donun...

    bilmiyorum belki hayalperest oldugumu du$unuyorsunuz ama, birkac ay sonra
    herkes amiga hakkinda bir daha du$unecek.

    not: bu arada amiga scene hakkinda yazi yazmak isteyen varsa onlara amigart
    web sitemizde yer vermeye haziriz....

    manowar
    sinan2@geocities.com

    ::turkiye'de bir scene party (spoax/pegasos)

    nasil mi ? elbette sirlari asagida gizli. sizin(!) yazariniz spoaks'i
    okumaya devam edin...

    turkiye'de madem bir scene olusuyor (veya biz oyle saniyoruz) bir
    partymizin de pek yakinda organize edilecegini saniyorum.

    hic oyle olmayacak duaya amin dedigimi sanmayin, yinede dereyi gormeden
    jeanlerinizin boyunu kisaltmaya gerek yok. (hic yok) cunku onumuzde sorunlar
    var. birincisi fazla scener yok veya bulusma olanagi kisitli. bayagi pahali
    bir organizasyon ve sponsor da lazim. zaten sayimiz azken kimse ne sponsor
    olur ne de tam anlamiyla bir kalabalik cekebiliriz.

    turkiye'de durum ne yazikki her alanda boyle. cok sayida metal grubu var.
    iblis, disorder... fakat bunlar ancak barlarda konser yapabiliyorlar. demo
    sceneinde olanlarda ayni durumda, demolara ilgi duyanlar cok az ve hala
    kendimizi begendiremiyoruz. cunku isin ucunda para yok !

    simdi iyi okuyun. bu fikir su siralar neredeyse moda olan bili$im '97
    fuarini duyunca cikti.

    benim onerim buyuk baliklarin yaptiklarini aynen uygulamaktan geciyor.
    madem ki buyukler tanitim icin stand aciyorlar bizde fuarlardan birinde stand
    acabiliriz.

    bu fuarlara zaten ilgili ilgisiz ne kadar insan varsa herkes geliyor.
    scenerlara haber vererek onlarinda fuara katilmalariyla bir kosede biz de
    isimizi yapabilir belki toplumda (hic degilse bilgisayardan anladigini sanan
    kisminin) ise yaramaz diye baktiklari demolarla ilgili fikirlerini
    degistirebiliriz.

    simdi sizden gelebilecek tepkileri tahmin edebiliyorum. ama yinede bunu bu
    ilk birkac yil icinde dusunemeyiz fakat zamanla bu olay gerceklestirilebilir.
    sayimizin surekli arttigini dusunecek olursak hicte hayal olmadigi
    anlasilabilir.

    tabii bir olasilik daha mevcut. zengin bir scenerin fuari mekanini bir kac
    gunlugune kapatmasini isteyebiliriz. :)

    tepkiler, oneriler, ... bekliyorum.

    spoax/pegasos

    ::demo dunyasi (god/analog)

    artik bu dünya ile tani$manin zamani geldi geçiyor bile..

    degi$ik bir konu ile mükemmel bir dergiden hepinize merhaba. demo
    hastaligina yakalanan tüm okurlarimiz, bu sayfalarda hastaliklarina ilaç
    bulacaklar. daha önceleri demolarin pekde ilgisini çekmedigini dü$ünenlerin
    bile bu dü$üncelerinden zamanla vaz geçeceklerine inaniyorum. özellikle
    bilgisayar ba$inda uzun süre çali$an insanlarin, en azindan streslerini
    atabilecekleri bir kaynak bile olabilecektir. gördügünüz gibi demo dünyasi
    konu ba$ligimiz altinda sizlerle demo dünyasina uzun bir dali$a geçecegiz.
    geçmeden önce demo ile ilgili herhangi bir bilgisi olmayanlarinda bu sayfalari
    okumaya devam etmelerini diliyorum; bu ilginç dünyaya adim adim
    yakla$acaksiniz. sizlere demo ile ilgili bilmeniz gereken her $eyi
    anlatiyorum. artik yolumuza eksiksiz devam etmeliyiz. fakat demo ile çoktan
    tani$mi$ olan okurlarimizida unutmadim. onlara 1996'nin en iyi demo gruplarini
    ve yaptiklari demolardan bahsedecem. demo dünyasindan son haberleri sizlere
    ilerleyen satirlarda zevkle anlatacagim.

    $imdiii! önce demo nedir bir taniyalim; demo grafiksel efektlerle dolu,
    çe$itli dallarda uzmanla$mi$ uzman ki$ilerin bir araya gelip, bilgisayarin
    maximum gücünü kullanarak yaptiklari, yeteneklerini gösterdikleri muhte$em
    gösteri programlaridir. i$te bu gösteri programlarina demo denir. ( piyasada
    ticari programlarin demo programlariyla, benim anlattigim demo programlarini
    kari$tirmayin. ticari demo programlari, kisitli kullanim programlaridir ).
    demolar genelikle bir kaç ki$i yada daha fazla ki$inin olu$turdu bir grup
    adina yapilir. dünyada yüzlerce demo grubu var ve gün geçtikçe bu sayi
    artiyor. daha önce bir demo görmü$ olabilirsiniz. örnegin bazi oyunlarin
    içerisinde gelen intro'lar gibi. intro'larda bir demodur fakat bunlarin
    uzunluklari genellikle 64k civarinda degi$mektedir. demo tarihini kisaca
    açiklayacak olursak; daha önceleri commodore-64'te birisi bu tür bir gösteri
    programi yapmi$. o zamanlar böyle bir ugra$ adi olmadigindan kendine özgü
    olarak yaptigina intro adi vermi$. bu i$e merak saran artmaya ba$layinca bu
    ugra$ günümüze kadar geldi ve devam ediyor. en büyük geli$meler commodore-64,
    amiga, atari-st alanlarinda idi. fakat bu gün çagimizin öncüleri olan pc'lere
    geçerek devam etmektedir. kisaca intro deyimi 100k'nin altindaki demolar için
    söylenebilir. demolarin uzunluklari ise 100k'nin üzerindedir. uzunluklari için
    bir sinir konulmami$tir. fakat yapilan demolarin kolay dagilmasi açisindan
    genelde 100k ile 8mb arasinda degi$mektedir. uzunluklarinin bu kadar büyük
    olmasi genelde grafik ve müzik dosyalarindan kaynaklanmaktadir. gruptaki
    üyelerin ayri ayri görevleri vardir. ama bazen birisi bir kaç i$ide tek ba$ina
    yapabilmektedir. grup üyelerinin ayri ayri görevleri oldugunu söylemi$tik.
    ˜sterseniz $imdide görevlerini inceleyelim:

    @ organizer : grubun tüm organizasyonunu yapan ki$idir. grupla ilgili her
    olaydan haberi vardir. diger gruplarla olan baglantilari, demo severlerden
    gelen istek ve mektup i$lerinin sorumlusudur. grup demosunun tüm yazi i$lerini
    yapar. kisaca grubun yöneticisidir.

    @ coder : grup için en degerli üyelerden birisidir. yapilan tüm kaynaklari
    bir çati altinda kendi teknik ve yaraticiliklariyla birle$tirirler. yani demo
    programcilaridir. fakat bu programcilar sizin bildiginiz basic, clipper
    programcilarina benzemezler. programcilikta profesyonel düzeyde ugra$an
    ki$ilerdir. genelde çogu, assembly dilini kullanirlar. tabiki tutupta basic
    ile demo yazmaya kalki$mak gerçektende gülünç olur.

    @ graphician veya gfx artist : yapilan demolara her türlü grafikleri
    hazirlayan ki$ilerdir. €izilen grafikler tam anlamiyla önemli bir konudur.
    €izimlerin çok iyi olmasi bir yandan da coderlarin yaraticiligini arttirir.
    hazirladigi grafikler ne kadar iyi olursa demonun çekiciligi bir o kadar
    artar. kisaca grubun tüm grafik i$lerinden sorumlu üyesidir.

    @ musician : €ogunuzun tahmin ettigi gibi grubun müzisyenidir. yapilan
    demolara ayri bir görsellik kazandirmak için birde demoya müzik ilave edilir.
    grup müzisyenleri piyasadaki çe$itli müzik kartlari (sb,sbpro,sb16,gus gibi)
    sayesinde, özel, demoya uyumlu müzikler yaparlar. müzikler genelde demo
    sirasinda background modda (arka planda) çalar.

    @ sysop : system operator'unun kisaltilmi$ halidir. grubun bir bbs'i varsa
    (ki olmak zorunda), yaptiklari demolari dagitabilmeleri için bbs'ler en uygun
    ve en hizli formüldür. i$te sysoplar bu tür dagitim görevini üstlenen
    ki$ilerdir. grubun adini duyurabilmesi sanirim bir bbs'in olmasinin ne kadar
    gerektigini açik açik göstermektedir. yapilan demolar mükemmel olabilir fakat
    bunu göremedikten sonra hiçbir anlami yoktur...

    böylece grup üyelerinin görevlerinide ögrenmi$ olduk. fakat burada
    anlattigim grup üyelerinin görevleri sanki her dalda tek ki$i görevliymi$ gibi
    oldu. hayir! böyle bir kisitlama yoktur. yani bir grupta birden fazla coder,
    musician olabilmektedir. bunun di$inda gereksinim duyulan çe$itli görevleri
    bulunan üyelerde bulunabilir. bunu grup üyeleri kendi aralarinda ihtiyaçlarina
    göre belirlerler. hatta bir kaç demo gruplari bir araya gelerek ortak bir demo
    bile yapmaktadirlar. sonuçta somut bir rekabet degil 'bütün gruplar dostluk
    dolu bir rekabet içindedir' demek daha dogru olur. demo ile ilgilenen üyelerin
    ya$ sinirlamalarida yoktur. fakat bu bir gerçek ki genelde 14-28 ya$ grubu
    insalarin ilgisini çekiyor. tabiki belirli bir ya$tan sonra artik hayata
    atilan çogu democularin dogal olarak eskisi gibi demo yapmakla ugra$acak
    zamanlari olmayacaktir. šstelik demo ile ugra$anlar hiç bir $ekilde bu
    ugra$iticari amaç için yapmazlar. €ünkü bu ugra$in hiçbir ticari beklentisi
    yoktur. tamamiyla zevk için, en iyilerin arasina ula$abilmek için verilen bir
    ugra$tir. her yil bahar aylarinda çe$itli ülkelerde (finlandiya, hollanda,
    ˜sviçre... gibi) demo partileri düzenlenmektedir. dunyadaki bir çok grup bu
    partilere katilirlar. partilere katilirken bir miktar giri$ ücreti
    verilmekterdir. buradan elde edilecek gelir, parti için harcanir. örnegin;
    partinin yapilacagi yerin tutulmasi. bunun için oldukça büyük bir yer
    gerekiyor. partiye katilan gruplar bilgisayarlarinida getirecekleri için
    elektrik masraflari gibi bir çok masraf kar$ilaniyor. parti sonunda en iyi
    gruplarada ödüllerini vermek unutulmuyor tabiki. tabiki bu tür partilere
    çe$itli ülkelerde herkesin gidebilmesi mümkün olmuyor. bu yüzden bir çok
    demosever bu zevkten yoksun kaliyorlar. merak etmeyin! onunda bir çaresini
    dü$ünmü$ler ve disk magazine'ler (bilgisayar ortaminda democulara özel
    hazirlanmi$ magazin programi) hazirlaniyor ve dünyanin dört bir yanina
    dagitiliyor. böylece herkesin çogu $eyden haberi oluyor. günümüzde en çok
    tercih edilen disk magazine olarak 'imphobia' gösteriliyor.

    grup üyeleri yaptiklari demolarda gerçek adlarini kullanmazlar. her üyenin
    bir handle'li (lakab yada takma adi) vardir. bu intronun ilk çiki$i sirasinda
    crack (program kiran) gruplarindan esinlenilmi$. program kirmak yasadi$i bir
    i$ oldugundan üyeler gerçek adlari yerine handle'larini kullanirlar. ( crack
    gruplarinin demo guplariyla bir ilgisi yoktur ). bu birazda democulara
    çekicilik kazandirmaktadir. fakat bunun yaninda gerçek adini kullananlarda yok
    degildir.

    $imdi sizlerle 96'nin en popüler 10 demo grubunu inceleyelim:

    grup adi/son yaptiklari en iyi demolari
    1) nooon - stars, wonders, no!
    2) complex - dope
    3) orange - x14, television, project xyz
    4) e.m.f - verses
    5) future crew - second reality
    6) impact studios - project angel
    7) valhalla - fluid motion
    8) majic 12 - show
    9) triton - crystal dream 2
    10) holcyon - lifeforms

    gördügünüz gibi bu yilin en iyi grubu nooon seçildi. nooon demosunu izledim
    ve gerçektende birinci olmayi çoktan haketmi$. yaptiklari stars ve wonders
    adli demolari son derece profesyonelce hazirlanmi$lar. complex önceleri
    a$agilarda gezerken $imdileri ikinci siraya yerle$mi$. ba$arilarinin devamini
    diliyorum. future crew ise geçmi$ yillarin bilinen en iyi demo grubudur. 93'te
    çikardiklari second reality adli son demolari unutulmuyor. fakat 93'ten beri
    henüz yeni bir atak yapmadiklari için gün geçtikçe geriliyorlar. e.m.f
    grubunun yaptigi verses adli demoyu izledinizmi bilmiyorum ama ben izledim.
    özellikle bill gates'in bulundugu bir partda çok gülmü$tüm. bill gates'i ilk
    defa degi$ik $ekillere girerken gördüm. biraz kisa olmu$ ama yinede çok güzel.

    $imdiye kadar hep yabanci gruplardan bahsettik. peki türkiyede demo
    gruplari yok mu? elbette var. hatta dünyanin en iyileri listelerinde dola$mi$
    gruplar bile var. isterseniz birazda bu gruplardan bahsedelim;

    bildigim kadariyla bu yaz türkiyedeki gruplar siki bir çali$ma temposuna
    girecekler. bu çali$malarin sonucunu kisa bir süre sonra sizlerde
    göreceksiniz. bbs'lerden hatta yurdi$indan gelen programlarda bile türk
    gruplarinin yaptiklari demolarla kar$ila$acaksiniz. artik türkiyede bu tür
    faaliyetler giderek artmatadir. türkiyedeki demo gruplari analog, bronx,
    clique, accuracy oplamerz.. belkide bizim bilmedigimiz demo gruplarida vardir.
    $u anda bilinen en iyi türk gruplaridan birisi analog. bu grup 1991 yilinda
    kurulmu$. daha önce amiga'da faaliyet göstermi$. 94'ten itibaren pc'de
    gerçekten ciddi $eyler yapiyorlar. kisa bir süre sonra tüm bbs'lerde bir
    demosuna veya introsuna rastlarsiniz.

    unutmadan, bir ara mercury adli bir demo grubu kurulmu$tu fakat kisa bir
    süre sonra grup malesef sessizce dagildi...

    sanirim buraya kadar demo dünyasi hakkinda yeterince bilgi sahibi oldunuz.
    aslinda yazacak daha o kadar çok $ey varki satirlar yetmez. merak ettiginiz
    tüm konulari bana yazabilirsiniz. tüm ele$tiri ve görü$lerinizi bekliyorum.
    görü$mek üzere...

    god/analog

    ::turkiye'nin scene'i (spoax/pegasos)

    selam millet,

    bu yazi da bir anlamda tanitim ama daha cok turkiye scenei ile ilgili
    olacak. (diger yazimda zaten tanitmistim ecnebisini... )

    ecnebi diyarlarinda seneler evvelinde filizlenen democuluk surekli bir
    gelisim icinde en sonunda turkiye'yi de icine cekebildi. ne yazik urun (demo,
    intro..) bazinda hala uretken oldugumuz soylenemez; fakat son zamanlarda eski
    yeni gruplar ortaya cikmaya basladi.

    yurdumuzun uc yani denizlerle cevrili olmasina ragmen democulukta dort bir
    yanimiz kapali. simdiki scenein onculeri eski c64 ve amiga zamanlarindan kalma
    kisiler ve bunlar yurtdisinda da takdir kazanmis urunler yaratabilmislerdi.
    fakat yas ilerledikce emekliye ayrildilar ve ortada bir bosluk doldu.

    pcde ise 3 sene evveline kadar bitek flux vardi ki buda eski
    commodorecularin kurdugu bir gruptu. sonra bu grup dagildi. elemanlarin yeni
    olusturdugu gruplarda var.

    gunumuze bakacak olursak bildigim tanidigim iki grup var : no carrier ve
    arteffect. no carrier oldukca genc elemanlardan olusuyor. bu aralar missionary
    adli bir demontro calismalari var. digeri arteffect arkasinda ssg [coder] epey
    is basaracak gibi gorunuyor. bu siralar bir musicdisk hazirliklari var.

    birde bunlarin disinda adi disinda hic birsey duymadigim bronx ve clique
    var. tanimadigim icin uzgunum cunku asil scener onlar ve bizler biraz caylak
    kaliyoruz. zaten bunlar infolarini reklamlara koymuslardir. orada uyelerle ve
    erisim ile ilgili bilgi vardir muhakkak. gidin birazda orayi okuyun.
    (mag'imizin cok cesitli bolumleri bulunmaktadir. oku oku bitmez. ;) )

    bide benim kurmaya calistigim grup varki su anda hala kurulus asamasinda.
    bu sebepten her tur katkiya acik oldugumuzu belirtirim.

    turk scene'inin gelismesi konusunda bu magin az da olsa bir etkisi
    olabilecegini dusunuyorum. zira pek cok kisiye demolar cok anlamsiz geliyor.
    bunlardan birkacini etkileyerek scene'e katilmasini saglayabilir belki.

    hadi gorusuruk. ilk kez yazi yaziyorum. ve kendimi hic begenmedim. :-(

    demolarin sihirli dunyasina elini veren... kolunu kaptirir.

    spoax/pegasos

    :coding corner: 3d teknikleri -2- (spectre/flare)

    kaldigimiz yerden devam ediyoruz: ;)

    - - - - - - - - - - - - - - - - cuthereifuwant - - - - - - - - - - - - - - - -

    [1.2.1] environment mapping (ve fake phong shading)

    sira geldi en gozalici effectlerden birine, environment mapping. yapmamiz
    gereken tek shey x ve y vertex normallerini o vertex ichin u,v kordinati
    olarak kullanmak. bildiginiz gibi normallerimizin uzunlugu max 1'dir, bundan
    dolayi degerler -1 ile 1 arasinda degishir. bu da bize u,v kordinatlarini
    bulmamizda kolaylik sagliyor, boylece texture'unuzun buyuklugu onem
    tashimiyor. 256*256'lik bir texture ichin formuller:

    vertex.u=(vertex.nx*128)+128;
    vertex.v=(vertex.ny*128)+128;

    *128+128 yazilmasinin normallerin negatif olabilmesinden kaynaklaniyor.
    sonuch olarak u ve v kordinatlari kesinlikle negatif olmuyor. bunu sadece
    object init rutininizde yaparsaniz objenizi kaba olarak map etmish olursunuz.
    eger bunu her framede yaparsaniz (tabii ki her vertex ichin) environment
    mapping effectini elde etmish olursunuz :)

    peki ya bu fake phong shading de nesi? evet, environment mapping ile
    gerchek phong shading'i aratmayacak ve chok hizli olarak phong shade effectini
    elde edebilirsiniz fakat bunun chok dezavantaji wardir. bunlardan en onemlisi
    gerchekten ishik kaynaklarina dayali olarak hesaplanmamasidir. fake phong
    shading sadece texture degishtirilerek obje ustunde environment map
    uygulanmasindan ibarettir! bazi intro/demolarda texture mapping ve ayni anda
    fake phong shading de kullanilmasini gormushsunuzdur. bu ikisinin
    karishimindan olushan ve size phong shading izlenimi veren bir tekniktir.
    (ornegin her vertex ichin iki u,v kordinati dushunun, biri sabit, digeri
    envmap ichin kullanilmakta. ve ikisini mix ederek poligon chizen bir rutin)

    [1.2.2] gouraud shading

    konumuz normaller, vektorler ve ishiklandirma oldugundan gouraud shading
    algoritmasinin detaylarina giremeyecegim, bunun yerine poligonun her koshesi
    ichin ishik degerlerini nasil bulacagimizi anlatmaya chalishacagim.

    rutin aynen flat shading (1.1.2)'de oldugu gibi, fakat burda face normali
    yerine poligonumuzun uch koshesindeki vertexlerin normallerine bakiyoruz. dot
    product ile her koshedeki renkleri bulup interpolationla poligonumuzu
    chiziyoruz.

    gouraud shading gerchekten en gelishmish real time shading algoritmasidir.
    bazilariniz hemen atlayacak: "peki ya phong shading?", phong shading'i "real
    time" kategorisine sokmak gerchekten zor. chunku _gerchek_ phong shading'i
    neredeyse hich bir enginede goremezsiniz. hayir, tabii ki zorlugundan degil,
    yavashligindan ve gereksizliginden. belki bazi enginelerin dokumanlarinda
    yazar: " * phong shading" :), fakat ya bu _fake_ olan phong shade'dir ya da
    engine bir raytracer engineidir, ya da 5-fps'de chalishan bir engine.. :)

    bir de quadratic gouraud shading war, bu bildigimiz gouraud shadingin daha
    gelishmish versionu. phong'a daha yakin, daha smooth goruntuler elde etmemizi
    saglayan bir cheshidi. fakat fazla bilinmeyen ve kullanilmayan bir yontem.

    - - - - - - - - - - - - - - - - cuthereifuwant - - - - - - - - - - - - - - - -

    [end of tdsn 2]
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap