• nam'ı diğer, "comrades: almost a love story". maggie cheung ve leon lai'li bu 1996 yapımı peter chan filmi, ben romantik filmim diyen filme taş çıkartan, türünün yüz akı olmakta zorlanmayan bir- hadi söylüyorum- başyapıttır. belki bir in the mood for love kadar unutulmaz bir şaheser değil ama karakterlerini en az onun kadar, hatta belki de daha çok, tanıtmayı ve takip ettirtmeyi başaran, iyi ki de çekilmiş, ah ne iyi edilmiş bir filmdir.

    hong kong'un halen ingiltere'ye bağlı olduğu 1986'da tanışıyoruz güzel mi güzel yoldaşlarla. geleceğin, batının elindeki fırsatlar diyarı hong kong'da olduğunu düşünen o zamanların birçok çinli'sinden biri olan xiaojun li (lai), çin'in taşrasından göçer adaya. hafif saftiriktir ama bir şekilde tutunmayı başarır. ilk gidişinde şaşkınlıktan bakakaldığı mc donald's'da tanışır işini bilen fırsatçı kasiyer qiao li (cheung) ile. kurdukları arkadaşlık, gerek ilişkiler, gerek hong kong'un sosyal yapısı hakkında türlü incelemelere haiz olacak 10 seneye yayılan hikayeyi başlatır.

    filmin en büyük başarısı, romantik komedilerin ya da dramaların düştüğü klişelere nadiren başvurarak yarattığı gerçeklik duygusu. tahmin edilebilirliğinin az olması, sürükleyiciliğin doruklarında gezinen bir hikayeye yol veriyor. dallanıp budaklanıp ana hatlarından ayrıldığı olmuyor değil ama en etkileyici anlar da onlar oluverip çıkıyor işte. spoiler olur, söylenmez, zor tutuyorum kendimi bir bir saymamak için.

    buradaki gibi sevilebilir karakterler yaratmak da belki o kadar zor değil. ancak motivasyonlarıyla birlikte anlaşılır olan, boyutlanarak sevilebilir hale gelen karakterlere rastlamanın nispeten daha zor olduğu bir gerçek. işte senarist ivy ho gayet de güzel altından kalkmış bunun. qiao li ve xiaojun li, bir iki şeyden ibaret olup onlarla tanımlanabilecek kartondan insanlar değiller. "doğru" ve "doğru olmayan"ı barındırıyorlar herkes gibi. içinde bulundukları toplumun sosyal yapısı içlerine işlemiş. onlarla beraber biz de hong kong'un gelişimini, belki hüzünlü gelebilecek değişimini yaşıyoruz. bu yapının kendilerini ve ilişkilerini nasıl şekillendirdiğine tanıklık ediyoruz. özellikle ilişkinin dişi tarafı, neredeyse ekrandan fırlayıp kanıyla canıyla yan koltuğa oturuyor. maggie cheung'un büyülemekten bıkmadığı hangi andan bahsetmeli, bilmiyorum bile. yan rollerden birinde dahiyane görüntü yönetmeni christopher doyla'da mevcut. bir de william holden hakkında bir yan hikaye var ki, hay yarabbim ya...

    ağzı açık kek hayranlığını bir yana bırakmak gerekirse, kadercilikten hoşlanmayanların dahi izlemesi fazlasıyla makbul olacak bir film, comrades: almost a love story. ordan alıp oraya götüren, sonuyla insana kocaman bir gülücük veren bir yolculuk; iki yoldaşın oynadığı en tutkulusundan bir kader oyunu.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap