4 entry daha
  • 1914-1917 arasında osmanlının genelkurmay başkanı fritz bronsart von schellendorf,
    1917 sonrasında yerine gelen kişi hans von seeckt,
    1. ve 5. ordu komutanı, yıldırım orduları komutanı, osmanlı orduları genel müfettişi, otto liman von sanders,
    2. yıldırım orduları komutanı von falkenhayn,
    donanma komutanı wilhelm souchon,
    kıyı savunma komutanı guido von usedom,
    genelkurmay harekat daire başkanı general bromfeld,
    6. ordu komutanı von der goltz,
    3. ordu kurmay başkanı felix guse,
    15. kolordu komutanı general weber,
    3. tümen albay nikolay.
    yüzbaşı hermann baltzer: osmanlı imparatorluğu'nu ı. dünya savaşı'na sokan ve yenilginin baş sorumlusu olan enver, talat ve cemal paşaların istanbul'dan kaçışını organize eden kişi.

    harekat daire şefi ali ihsan sabis: "bizim kendiliğimizden ricalarımız, tekliflerimiz bile hoş görülmüyor ve cü'ret telakki ediliyordu. biz değil, bizden ileri- de bulunanların, cemal paşaların, mahmud kamil ve hafız hakkıların bile boruları ötmüyordu... bir zaman geldi; biz harbe girdikten sonra, enver paşa, yanında bir parça aklı başında düşünüp kendisini ikaz edebilecek şahsiyetleri bile birer birer uzaklaştırdı.
    yanlarında akıllı adam istemiyorlar. icabında kendisine kafa tutacak, muhalif mütalea serdine cesaret edecek kimse bırakmadı. mesela cemal paşa suriye'ye gönderildi. mahmud kamil kolordu kumandanlığına çıkarıldı. bizleri de, yani hafız hakkı'yı, beni, kazım karabekir'i karargah-ı umumîden birer bahane ile çıkarıp etrafa dağıttı. daha evvel bahriyeden de binbaşı rauf bey, afgan emirine hediye götürmek bahanesiyle bağdat'a gönderilmişti." harp hatıralarım-birinci cihan harbi, nehir yayınları, 1990. (pdfi için bkz.)

    mustafa kemal: “...başkumandan vekili*, her hareketinde bir ordu mahvederdi: sarıkamış’ta olduğu gibi! o ve arkadaşları, zaten daha evvel türk milleti’ni ve ordusunu, ‘gayri tabii’ bir vaziyete sokmuşlardı. bu ‘gayri tabii vaziyet’ dolayısıyla ordunun, ‘ecnebi’ bir ‘hey’et-i askeriyesi’ni tenkit etmek istemem; asıl tenkide layık olanlar, bittabi bizim devlet reisimiz ve bilhassa devlet adamlarımızdır... türk ordusunun aciz ve kabiliyetsiz olduğu kanaatiyle, o ‘hey’etin’ ayaklarına kadar giderek ve rica ederek, memleketimize davet eden onlardı. bu ‘hey’ete türk milleti’nin kabiliyetsizliğinden ve beceriksizliğinden sarih surette bahsedilmiş, kendilerine adeta, gelip bizi adam etmeleri teklif olunmuştur. böyle bir müracaat üzerine gelen bu ‘hey’ et’, dahil olduğu muhiti ve o muhite hakim olanları aciz, hatta haysiyetsiz telakki ederse, mazur görülebilir...ben ordunun, ‘bila-kayd-ü- şart bütün esrariyle ‘alman hey’et-i askeriyesine’ tevdi ve teslim edilmesinden, çok müteessirdim. daha karar verilmezden evvel, tesadüfen bu ‘vak’aya muttali olduğum vakit sesimin erişebileceği makamata itirazatta bulunmayı vazife addetmiştim. itirazlarıma hiç kimse cevap vermedi; cevap vermeye, lüzum dahi görmedi...”
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap