aynı isimde "körfez" başlığı da var
7 entry daha
  • andrey tarkovski'nin stalker'ında siyah bir köpek var ya hani. filmdeki o siyah köpeğin neyi simgelediği çokça tartışılmış zamanında, bununla ilgili derinlemesine okumalar ve analizler yapanlar olmuş. tarkovski ise, çekimler sırasında sete yanlışlıkla giren bu köpeği beğendiği için filmin kalanında da oynattığını söylemiş ve şunu da eklemiş; "siyah köpek, köpeği simgeliyor".

    zamanında filmi izlediğimde bundan bihaber olarak, malum köpeğe ben de pek çok anlam yüklemeye çalıştım. sonrasında, başkalarının fikirlerini de araştırmış ve bazılarının çözümlemelerine hayran da kalmıştım. tarkovski'nin açıklaması ise koca bir hayal kırıklığı olmuştu, çünkü öyle bir filmde köpeğin sadece bir köpeği simgeleyebileceğine hiç inanmamıştım. hala da çok inanmıyorum.

    emre yeksan'ın ilk uzun metraj filmi olan körfez'i dün izledim. filmdeki pek çok şeyin, neden orada olduğunu, neyi simgelediğini anlayamadım. bir kıyamet alemi içinde akıp giden olaylar içinde; bir yandan toplum/ sınıf eleştirileri yapılırken, diğer yandan varoluş sıkıntıları çekilirken, ortalık gittikçe pis pis kokarken, ve film bataklığa battıkça batarken, bir kaplumbağa vardı ara ara gözüken. dediğim gibi; nedir, ne değildir bilmiyorum.

    halbuki, metafor denen naneyi çok severim. bazı yönetmenler/ senaristler bu naneyi öyle bir kullanırlar ki; sonra çıkıp, ben aslında hiç metafor kullanmadım deseler bile, söyledikleri sizi bağlamaz. siz, filmle ve o filmdeki simgelerle, o simgelerin anlatmak istedikleriyle bir bağ kurmuşsunuzdur çoktan. yönetmeni dahi aradan çıkararak kurmuşsunuzdur bu bağı üstelik. bahsettiğim tarkovski'nin siyah köpeği gibi... hala filmdeki bu köpeğin neyi temsil ettiği üzerine konuşuluyor, konuşulacak da...

    körfez filminin zayıflığı tam da burada. çok şeyi çok fazla simge ile anlatmaya çalışmış, izleyiciye de "seç, beğen, al" demiş sanki. ama ben bir izleyici olarak, izlediğimle yetinemediğim için (genellikle izlediğimle çok güzel yetinirim), kendim bir anlam çıkaramadığım için, bir bağ kuramadığım için; yönetmenin açıklama yapmasını bekliyorum. çıkıp söylesin; şunu anlatmak istedim, bunu göstermemin sebebi buydu, o kaplumbağa aslında sete yanlışlıkla girmedi.... desin diye bekliyorum.

    elbette, yaptığım kıyas tarkovski ile değil. böyle bir kıyaslama, ilk uzun metraj filmini çeken bir yönetmene haksızlık olur. konu, tamamen ve tamamen hikaye anlatımı ve metafor kullanımı üzerine... eminim, sonraki işlerinde daha eli yüzü düzgün metaforlar kullanacaktır o da ve "kaplumbağa, sadece bir kaplumbağa" olmayacaktır.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap