2 entry daha
  • en can sikici baskent siralamasinda en on siralara kurulmasi zor olmayacak baskent.

    topu topu uc-bes yuzbin kisilik nufusuyla zaten ortalama bir tasra sehrimizle ancak boy olcusebilecek buyukluktedir. arap yarimadasi'nin ta 17inci yuzyila kadar dogru duzgun yerlesim bile gormemis bir ucunda yer almasi nedeniyle tarihi ve kulturel miras bakimindan zaten iyice guduk kalmis katar'da belki de gorulmeye deger tek kültürel atraksiyon olan katar müzesi burada bulunur.
    elestirmenlerden bir hayli övgü alan ve tahmin ettigim kadariyla parayi bol bulan arabin alt tarafi üç paragraflik gecmisini dubai müzesi'nde oldugu gibi hologramlarla, mankenlerle, üç boyutlu videolarla inanilmaz bicimde gorsellestirmesi sonucu insanda ilgi uyandiran bir müzedir. fakat gelin görün ki müze 2005 yili boyunca kapalidir, kapisi kapi duvardir, basinda ise yalnizca iki tane ne ingilizce ne de arapça bilen güvenlik görevlisi durmaktadir !

    doha korfezi boyunca siralanmis sehrin ic taraflari beyaz renkli kisiliksiz evlerle doludur. etrafta tek tük görülen souk'lar da ne kahire ne dubai'dekilerle yarisamayacak derecede ozensiz ve yapaydir, zaten genelde turistik esya satmaktan cok kap-kacak tarzi kullanim malzemesi satar ve katar nüfusunun yüzde 70'ten fazlasini olusturan subcontinent ve diger bölgelerden gelme göçmen nüfusa hitap eder. bu ic kesimlerde 19uncu yüzyil sonlarinda basra körfezi'nin güneyindeki tek dise dokunur osmanli askeri varligi olan türk garnizonunun ikamet ettigi ve simdilerde restore edilmekte olan bir kale bulunur.

    iç kesimlerden körfeze dogru inildiginde ise yollar düzgünlesmeye ve caddeler nispeten kalabaliklasmaya baslar. katar'in yüzyillardir hükümdarligini yapan al-thani ailesinin pek de gösterisli olmayan sarayi körfeze bakan bu anacaddenin üzerindedir. bu anacaddede ayni zamanda dhow ve istiridye gibi basra körfezi'ndeki hemen hemen her ülkenin** vazgecilmez sembolu olan objelerin buyuk boyutta maketleriyle suslenmis dönel kavsaklar bulunur - diger bütün basra körfezi ülkeleri gibi katar da trafik gibi medeniyet olgulariyla britanya imparatorlugu sayesinde tanismis ve ingiliz trafiginin bol donel kavsaklarini bir güzel ithal etmistir kendi yollarina.

    körfezdeki bu anayolun deniz tarafinda kalan kismi cok güzel bir biçimde yesillendirilmis ve kaldirimlar dosenerek 7 kilometre uzunlugunda bir kornis haline getirilmistir. doha'nin belki de en estetik ve dolasmasi keyifli yeri budur denilebilir, sehirde ne kadar büyük ve gösterisli bina, otel vb. varsa hepsi körfez kenarina kuruldugundan doha'da var olan yegane skyline da buradan izlenir, ticaret bakanligi binasiyla piramit biçimindeki zevksiz sheraton oteli binasi disinda pek bir varlik gosteremeyen bir skyline'dir bu.

    korniste ayni zamanda doha'nin nevizade'si de denilebilecek olan al bandar bulunur. bir dalgakiran uzerine tek bir isletmeci tarafindanyan yana insa edilmis ve her biri ayri zevke hitap eden dort adet deniz kenarinda acik hava restoranina sahiptir burasi. nargile kahvesi ayri, aile restorani ayri, balik restorani ayri, muzik calinan restorani ayridir ama her restoranda diger restoranlarin mönüleri de bulunur. elbette ki birazdan bahsedecegim nedenlerden dolayi içki içilmez, ama yine de deniz kenaridir, nargilesi güzeldir, fiyatlari fahis degildir ve izgara hammour yiyip taze kivi suyu icip arkasindan da bir güzel üzümlü nargile ile kafa dagitmak insana doha gibi can sikici bir sehirde oldugunu bir süreligine unutturabilir pekala. ayrica ne zaman gidersem gideyim restoranda mutlaka bir baska türk masa da vardir, herhalde doha'ya ziyarete gelen veya orada yasayan türkler keyiflerinin tadini bilmekte ve bes yildizli otellerin pahali lokantalarinda kazik fiyatla uyduruk risottolar yemektense buraya akin etmektedirler

    doha'da dolasmak için yürümek gayet uygun bir yoldur, zaten küçük olan sehirde pek engebe yoktur. ama subat ayinda bile otuz dereceyi bulan ögle sicaginda herkes evine cekilmisken sokakta tek basiniza gezinmemek için taksiye binmek isteseniz de cebiniz yanmaz - turuncu beyaz renkli eski model taksilerle sehrin bir ucundan bir ucuna gitmek sadece 10 katar riyali ya da türk parasiyla 3 lira 50 kurus tutmaktadir. gri renkli lüks peugeot taksilere binerseniz bu fiyat iki katina çikar. tek sorun taksi bulmaktir çünkü fiyatlarin düsüklügünden olsa gerek sehirde taksi sayisi pek azdir ve genelde yoldan çevirmek yerine otel önlerinden müsteri almayi yeglerler.

    doha'da gunduz vakti eglenmek isteyen kisi sehrin biraz disindaki hayvanat bahcesini ziyaret edebilir. adeta hint bir gelin gibi süslenmis hint fillerinden ve katar havayollari'nin da simgesi olan katar'in milli hayvani oryx geyiginden baska görülecek pek birsey yoktur burada da.

    gece vakti eglence ise daha da zordur, demin bahsettigim al-bandar lokantasinda yemek ve nargile veya nispeten serinleyen korniste bos bos volta atmak disinda pek elverisli bir secenek yoktur. doha'nin gece hayati rakip olmaya çalistigi dubai'yi fersah fersah aratmaktadir: ülkeye gümrükte içki sokmak yasaktir, sehirde parakende içki satisi yoktur, alkollü içki yalnizca pahali lüks otellerin barlarinda satilir ama içki satilan yerlerin reklaminin yapilmasi da yasaktir. sansliysaniz uyduruk bir piyanist santör yoksa banttan dis kaynakli hafif bati müzigi esliginde, los bir isik ve yogun sigara dumani altinda bir sise biraya on lira muadili bir para vereceginiz bir otel barina girebilmeniz için de müslüman olmadiginizi belgeleyecek pasaport ve - eger turist vizeniz yoksa - isvereninizin alkollü içki tüketmenize izin verdigine dair resmi belge gerekir. kisacasi dubai'ye rakip olma iddiasindaki doha'nin zengin batili turistleri cekmesi icin daha kirk firin ekmek yemesi gerekmektedir.

    (bkz: copy paste degil alinteri)
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap