• neoliberal despotluk/diktatörlük çağında dil, kendisine yaraşan haşmeti, haysiyeti, hassasiyeti yitirdi. lisansız, dile gelinemez bir zulmet çağ. lisanın dili tutuldu byung chul han'ın dediği gibi. karşılıklı monolog çağındayız. dil, hiç bu denli kanamamış, alçalmamıştır. sükut, dilsizlikten çok daha güçlü bir dile gelme biçimi halini alabiliyor kah. gürültünün, kakofoninin, kötücül kaosun hükümran olduğu zamanede her ferdin kendi dilini inşa etmek gibi bir mükellefiyeti var. bunca konuşup hiçbir şey söylemeyen mevcut dil, dilsizliğin bizatihi kendisi. enformasyon, malumat ile bezeli bu dil, hayatı hakiki olarak tecrübe etmeye mani. bilgi, tecrübelerden süzülen, damıtılan bir veri. yürürlükteki enformasyon enflasyonu muhakemenin, fehmetme kudretinin, melekesinin asli hasmı. bir başka dille dillenmemiz elzem. yürürlükteki dili ilga etmeden hakiki, otantik tecrübelere kendimizi açamayız.

    ayrıca babadolu coğrafyasında dilin dinîleşmesi, dilin otantikliğini, özgünlüğünü aşındıran bir başka mesele olarak tezahür ediyor. dinî dilden, dinden icazet alan, dinden destur alan, dine sırtını yaslayan, dinî şahsiyetlere dair menkıbelere, mitik ve epik anlatılara istinat eden, dini referans alan, dinsiz edemeyen bir dil... dili dinin dayatmalarından azade kılmalı. ladinî, dünyevi, dinsiz bir dil inşa etmeli. unutmamalı ki en aşkın, dünya dışı tasavvurlar, tahayyüller bile bu dünyadan kaynaklanır. dilin mistifikasyonuna, dinselleşmesine, dilin islamizasyonuna karşı profan bir dil bina etmeli.
hesabın var mı? giriş yap