the captain

• dün 37. istanbul film festivali dolayısıyla rexx sineması'nda izlediğim 2017 yapımı film.
  
  film, ikinci dünya savaşı’nın bitişine haftalar kala, herold isimli bir nazi askerinin kaçarken bulduğu bir subay üniforması ile hem hayatının hem de kişiliğinin nasıl değişime uğradığını anlatıyor. gerçek kişiler ve olaylardan esinlenen film, askeri düzen içerisinde ezilen bir adamın gücü eline aldığı anda neler yapabileceğini gözlemlerken belki de hepimizin yüreğinin derinliklerindeki karanlığın bir resmini çiziyor.
  
  20 yaşındaki bir erin, savaşın bitmesine iki hafta kala kendisinin ve etrafındakilerinin kaderini değiştirmesini konu alan film, siyah beyaz yapısı ile eski filmlere ait bir tat veriyor. sembolik olarak güç simgesi bir yüzbaşı üniformasının rütbe olarak daha düşük birinin eline geçmesinin ne denli sonuçlara gebe olduğunu bir çok noktada üstüne basa basa aktarıyor film. film, başından sonuna dek iktidar ve gücün neden işin ehli kişilerde olması gerektiğini çok açık bir şekilde hatırlatıyor. konusu itibari ile şiddet sahnelerini sıklıkla gördüğümüz film, sonuna dek giderek artan bir şiddet sahneleriyle günümüz dünyasında da izlenip ders alınması gereken bir niteliğe sahip.