1 entry daha
  • alabilirsin onlari

    ağabeyim işten eve gelir
    ve çıkar merdivenlerden odamıza.
    yatağın gıcırdadığını duyabiliyorum ve ayakkabılarının düştüğünü yere,
    tek tek. alabilirsin onları, diyor.
    ayışığı pencereden vuruyor
    ve traşsız yüzü aydınlanıyor
    ayın yüzü gibi. uyuyacak
    ikindi üstünden çok sonraya ve uyandığında beni gitmiş bulacak.
    otuz yıl geçecek ben tekrar hatırlayıncaya dek
    o anı, aniden anlamıştım her işçinin
    tam yaşamla yüzleşmeye büyüdüğü anda uyuyan,
    uyurken ölen bir ağabeyi olduğunu,
    ve onların birlikte ancak bir işçi ettiğini,
    paylaşan her zaman emek diye atan bir kalbi, sararmış
    ve çatlamış elleri, kocaman solukları yutan
    ve soran bir ağzı, şimdi bunu mu yapacağım, bayım?
    her akşam buz fabrikasında su oluğunu
    gümüşi kalıplarla besler ve sonra ben
    portakallı soda sandıklarını istiflerim çocukları için
    kentucky'nin. her dakika bir gri kamyon vardır yüklenen
    iki de bekleyen. biz sadece 20 kişiydik
    bu kadar kısa zamanda bu işi yapan ve her zaman
    yanlış giysiler içindeydik, kirden
    ve terden katılaşmış. şimdi düşünüyorum da
    aslında hiçbir zaman 20 kişi değildik.
    1948'de henry ford'un uzak amaçları için
    de la mothe cadillac tarafından kurulan
    detroit şehrinde, kimse uyanmadı veya ölmedi,
    kimse sokaklarda yürümedi veya fırın ateşini karıştırmadı,
    çünkü böyle bir yıl hiç olmadı, ve şimdi o yıl
    kayboluyor eski gazetelerden,
    takvimlerden, doktor randevularından, bonolardan,
    evlenme cüzdanlarından, şoför ehliyetlerinden.
    şehir uyudu. kar buza dönüştü.
    gölleri ve nehirleri tutan çatlamış buzlar
    sulama hendeklerinde yarışıyor. sonra parlak çimenler yetişti
    binlerce karonun kırıkları arasından
    sonra o çimenler de öldü. size 1948'i geri veriyorum.
    size ondan sonraki tüm yılları veriyorum
    gelecek yıla kadarki. bana ayı geri verin
    bir yüzün üstüne düşen donuk ışığıyla.
    bana genç ağabeyimi geri verin, sert
    ve telaşlı, geniş omuzlu
    ve tanrı'ya küfür eden ve yanan gözleriyle
    tüm eserine bakıp, onları alabilirsin, diyen.

    philip levine
hesabın var mı? giriş yap