20 entry daha
  • eglence dunyasinin boyali cekiciliginin maskesi altindan bizlere sinsi sinsi nanik yapan bir takim ikiyuzlulukleri, bodyguardlik muessesesinin inceliklerini, deniz akkayanin kepek ekmek sevdasini, angelina jolie kadininin resimlerinden bile guzel oldugunu ama brad pitt erkeginin ondan da guzel oldugunu, gurunun dunyanin ilek ve tek "64 bit iflah olmaz celebrity meraklisi" oldugunu bendenize ogretmis bir filmdir... hem de daha filmi gormeden.

    simdi surada 8 ertugrul ozkok, 4 reha muhtar ve ortaya karisik birbucuk kenan ercetingoz gucunde olup " malumunuz hollywood'da hayat en hizli seritten, isiltilar ve dedikodularla bezenmis bicimde akip gidiyor, uyumayan sehir denilen new york'a binlerce mil otesinden nanik yapiyor. biz de bu dunyaya tam orta yerinden daliverdik ve los angeles'in en kalburustu insanlarinin katildigi bir premierde, kendimizi, kirmizi hali ustunde kulagimizdan dusen son beyin parcamizi ararken buluverdik" tadinda bir gunluk entrysi girmeyi isterdim. (gerci mevzubahis "yazarlar" yedi kelimeden sonra dayanilmaz bir nokta koyma ihtiyaci hissettikleri icin bu luzumsuz kinaye de onlara iskaliyor, benim de gotume birseyler girmesini engelliyor)

    ne var ki gunde 15 saat calisan ve karsiliginda edindigi kalacak yeri, belden yukarisi salonda, assagisi mutfakta duran bir yataktan ibaret olan bendeniz, ekmek ve domates almaya ciktigim bir vakit, yanibasimdaki bu paralel evrenin flaslarina rastladim ve afedersiniz sikimin dogrultusunda angelina jolienin, elimdeki ekmegin dogrultusunda da brad pitt'in fazla mukemmel suretlerine denk geldim.

    evet, neredeyse bir hafta once, ickili halimden yararlanan guru isimli "fasulyeden moderatorun" israriyla gece 4e kadar star wars izledigimiz tek salonlu mutevazi sinemada**, mevzubahis filmin galasi yapiliyormus. gozlerim senay dudekin celik beyazi saclarinin altinda parlayan erkeksi bakislarini ararken, isiga gelen aptal bir sivrisinek misali, bilincsizce elimdeki alisveris torbalarini silah olarak kullanarak en on siralara dogru "yardirdim". entrynin bundan sonrasini magazin haberciligi formatindan cikarip, ogrendigim ufak tefek birkac seyi sizinle paylasabilecegim efendi bir sekle sokalim:

    tesaduf de olsa, hayatimda ilk defa gala goruyordum * ve imza almaya musait on siralara nasil gidilecegi hakkinda en ufak bir bilgim yoktu. anladigim kadariyla, illa angelina jolienin dudaklarini koklayacak mesafeye gelinmek isteniyorsa, iki secenek var: ya manyak gibi 5 saat oncesinden bunlarin cikacagi yer ogrenilip, stratejik bir pozisyona corekleniliyor, ya da galaya davet edilenlerden pek de farkli olmayarak guzel giyinilmesi, elinizin yuzunun duzgun olmasi gerekiyor. ancak bu sayede on taraflara gecisi kontrol eden ilgili bodyguardlarin yakinina gidip dikilmek suretiyle kestirmeden on siraya alinabiliyorsunuz, cunku bu olayin fotograflarinda ciksa ciksa on siralardaki insanlar cikacagi icin, organizasyon sirketinin imajini "sarsmayacak" tipler onlere yerlestiriliyor. dahasi malumunuz celebritylerin bazilari da "kalitesiz" insanlarla cok muhattap olunca kapris yapip, organizasyon sirketini zor durumlarda birakabiliyorlarmis. (kullandigim tirnaklardan anlayin konuya bakis acimi)

    bizzat tecrubelenmistir ki iflas etmis ve intihari dusunen eski bir italyan mafya tetikcisine benzer pejmurde bir gorunus, ekmek ve domates dolu alisveris torbalariyla desteklendigi zaman, agresif bicimde on cephelerden uzaklastirilmaniza yolaciyor. jolienin dudaklarini isirma planlarimiz bu sekilde suya dusunce, itilmis ve kakilmis bicimde, arka taraflara yollandik ve hollywood alemlerinin en stand up ruhlu bodyguardindan bakin neler ogrendik:

    oncelikle bu tip olaylarda gorev olan bodyguardlarin en vasifsizi -ki bunlar unlulerin kisisel bodyguardlari degil, organizasyon ekibinin, uzaktan da olsa unlu gorunce ayilip bayilan kalabaligi sakinlestirmekle gorevli olanlari- saatte 25 dolar gibi bir ucret aliyormus. 4 saat kadar suren bu olayda, bunun gibi 30dan fazla calisan oldugunu dusunursek, 82.500 poundluk korkunc bir dis ticaret acigi hesapliyoruz (kaynak: stanford matematik kursusu)

    eger author misali, bir miktar birikiminiz var da bu 25 dolarlik ucretten etkilenmiyorsaniz, bir de profesyonel bodyguardlik lisansi alinca aldiklari ucrete bakin: . dusundum de bir anlik sok gecirmemeniz icin kisa bir giris yapayim, bu profesyonel bodyguardlik ne demekmis ogrenelim: efendim, bu isin son derece ciddi bir kursu varmis. ikili sosyal iliskilerden yakin dovus tekniklerine, diksiyondan zeka testine, ileri surus tekniklerinden silah kullanma becerisine kadar bircok alanda egitim verip, testlere sokup sertifikalar dagitiyorlarmis. bizim standupci ornegin, ertesi hafta silah sinavina girecek ve orta mesafeden bir hedefi, bir dakika icinde 13 kez vurabildigi takdirde sertifikasini alip, silah ruhsatina basvurabilecekmis. yani bodyguard deyip gecmeyin, hepsi birer kucuk jack bauer.

    bir kez bu silah ruhsati ve sertifikalar alindi mi, profesyonel bodyguard damgasini yiyip, calistiginiz sirketin kazandigi en has kontratlarda gorev alabiliyorsunuz. karsiliginda da saatine 125 dolar kazaniyorsunuz. tabii siz 125 aliyorsaniz, kim bilir sirket ne kadar aliyordur. sonucta size verilen para ayni ama herhalde bilmem kimin (gencler buraya en sevdikleri bling bling hiphopcusunun adini koysunlar) koruma icin odeyecegi parayla, bilmem kimin( burada da unlu olan ama hollywood yerine daha ziyade bohem bir yasam tarzi suren bir isim koyun) koruma harcamalari, talep edecekleri personel kalitesi ve sartlari bir olmayacak.

    anlayacaginiz, jennifer lopezli bir gala organize etsek, sirf koruma maliyetinin finansmani, ermeni kiskirtmasiyla iyice azitan batililarin bize kullandirtmadigi ucsuz bucaksiz bor rezervlerimize malolucak. oysa ki bir russell crowe, bohem olmamakla beraber, onune geleni dovebildigi icin pek fazla bodyguard istemeyecek. (en son yine bir otel gorevlisini, kendine telefon hatti baglamadigi icin bizzat odasindan resepsiyona inip, o kullanamadigi telefonu suratina atmak suretiyle telef etmis. giderek daha yaratici oluyor)

    eger ki, "bana saatine 125 dolar versinler, birak brad pitt'i, russell croweun kaldigi otellerin resepsiyonistlerinin bile bodyguardligini yaparim" diyorsaniz, gelin goruselim, biseyler ayarlariz. yalniz su gibi durumlara da tahammul edebilmeniz lazim. stand upci zenci korumamizin anlattigina gore, birkac ay once, britney spearsin resmi fan clubinin son derece kidemli bir uyesi (evet, kidemli uye, ne guluyorsunuz? ustelik ismi bende sakli; aciklarsam kiyamet kopar, hukumet duser, darbe olur) ablamiza guzelce paketlenmis bir hediye sunmus. bodyguardlar da "nasil olsa bu herifi taniyoruz, kacinci kez birseyler getiriyor, gidip verelim" diyerek bu koca paketi kadina veriyorlar. britney kardesimizde bunu hic tereddut etmeden, birkac konugun onunde aciyor ve tablo filan beklerken, 160 tane uzun boy kullanilmis prezervatifle yazilmis olan adiyla karsilasiyor, ki bu da bir nevi tablo degil de nedir?

    son derece iffetli bir kiz oldugundan, britney buyuk bir sok geciriyor ve bodyguarlara gunlerce kapris yapmakla, kopek muamelesi cekmekle kalmiyor, sonunda onlari isten de attiriyor. hediyeyi veren eleman ise cabucak tutuklaniyor.

    iste buna benzer bilgilendirici derin sohbetler esliginde jolie ve pitt ciftinin sinemaya girislerini izlerken, arkadan duydugum turkce konusan bir sesle irkildim. bu sesin sahibi, kirk yillik dostum (resimlerden dostum) deniz akkaya cikmasin mi? vallahi buralar boyle iste sekerim, igne atsan bir unlunun, hadi en kotu ihtimalle onun korumalarindan birinin ayagina saplaniyor. butun bu ilgi, uzerimde patlayan flaslar ve kisa bir sure once supermarkette bulunan en dolgun ve sulu domatesleri almis olmam beni simartmadi elbette; jedilarin da bildigi gibi celebrity mind trick ancak zayif akillara etki eder.

    dolayisiyla tum vakurlugumla, turk misafirperverligine uygun olarak, kendisine ekmek ikram ettim, o da kisaca kepekli ekmekten yana oldugunu belirtti. kalabaligin arasinda bir hengamede vuku bulan bu olayi o hatirlamayabilir ama ben omrumun sonuna kadar unutmayacagim. zira her allahin gunu kepek ekmek yiyen ben, sirf o gune mahsus normal ekmek almistim. eger her zamanki gibi kepek ekmegi tedarik etmis olsa idim, ona bunu ikram etmis olsam, o da bana mutesekkir kalsa, hayatinda yedigi en taze kepek ekmegini kendisine tattiran bu esrarengiz italyan mafya tetikcisini daha yakindan tanimak istese, birbirimizin gozunun icine bakip "ben mi seni yerim, sen mi beni yersin" diye ufak bir muhasebe yapsak, akabinde birer hamburger yeseydik beraber....ooof of, son pismanlik neye yarar, herseyin bir sebebi var deyip geciyoruz.

    peki gala nasil bitti, kalabalik nasil dagildi? vallahi daha adamlar sinemaya girer girmez, organizasyon sirketi, kurduklari binlerce megawattlik sahne isiklarini, platformlari, kirmizi halilari sokup kaldirmaya baslamisti. yani orada 1-2 saatligine kurulan yalanci dunya bitmis, jolienin tek bir catlak bulunmayan dudaklarindan yayilan ve bana dogru yonlendirildigine gonulden inandigim sicacik guluslerin yerini, sadece birkac dakika icinde yerlere atilmis yiyecekler, elektrik kablolari, birbirine bagirip cagiran isciler ve bos bos bakakalan binlerce cift goz almisti. boyle de bariz bir kurguya dalip gitmisiz, elimizdeki kepeksiz ekmeklerin sogumasina, domateslerin agirlik yapmasina aldirmadan. reha muhtar ilk ve son kez, ucundan hollywood'a teget gecen westwooddan bildiriyor.

    edit: gurunun 64 bit celebrity merakliligina deginmedigimi farkettim, zira onun oncesinde bunun yerinin zaten burasi degil, surasi oldugunu farkettim: (bkz: guru/#7521619)

    edit2: (bkz: ucundan teget gecmek) (bkz: geronimo hollywooddan bildirmek)
145 entry daha
hesabın var mı? giriş yap