20 entry daha
  • yabanciligin toplumsal bir yaratim oldugunun altini cizer camus.. insanlar tam anlamiyla aslinda 'sekil yapan' varliklardir.. hicbirimiz dogal, yaratilmis halimizle yasamayiz, tirnaklarimizi keser, saclarimizi tarariz kendimize bir anlamda sekil veririz..

    isin asil aci tarafi ise sadece gorunus olarak degil davranis olarak da insanoglu kendi ozunun disinda davranir.. bu noktada id-ego-superego iliskisi gibi bir durumdan degil, normal sartlarda da hayata verdigimiz o sekilden bahsediyorum.. tum bunlarin bizi kendi ozumuzden her seferinde biraz daha uzaklastirmasina ragmen kendimizi buyuk bir hizla toplumun bize her firsatta gosterdigi hayattaki 'cool' olan taraflara dogru cekmeye calisiyoruz..

    meursault bunlari bize carpici bir sekilde adeta bir ayna gibi gosterir.. ilk bakildiginda gercek bi yabancidir, kimsenin beklemedigi cevaplari ve tepkileri verir.. olaylar ve durumlar karsisindaki bakis acisini gozlemlerken sasirirsiniz.. daha da iyisi meursault bunlari bizim bugun gunluk hayatta gordugumuz bazi dallamalar gibi ilgi cekmek icin yapmaz.. gercekten dusundugunu soyler ama, garip ve anlamsizdir bizim icin tum bunlar en basta..

    kitabin ortalarina dogru bu kritik soruyu sormaya baslarsiniz.. asil yabanci meursault mu yoksa kendine yabancilasmis toplumun parcasi olan bizler miyiz? meursault'nun tum davranislarina anlam vermeye calisirken "bi saniye yaa" diyip sonra kendi davranislarimizi sorgulamaya baslariz.. asil yabanci kim.. meursault mu yoksa kendi ozune yabancilasmis toplumun insanlari mi?
276 entry daha
hesabın var mı? giriş yap