24 entry daha
  • askerde usta birliği için gittiğim yerde ilk başta bilgisayardan anlayan var mı diye sorulduğunda atılıp evet demediğim için bilgisayarda evrak kağıt kürek işlerine alınmadım ve dışarıda sıradan erlerle sıradan sıradan yaprak ot bok topladım. 1 hafta sonra ilçelere dağıtımımız gerçekleştikten sonra gittiğim ilçe karakolda iletişimci olduğumu söyleyip santrale girdim. olumsuz tarafı; garip, eski bir faks makinesi gibi makineyi öğrenip rapor yazmam gerekiyordu. ayrıca her şeyin kaydının tutulması bok püsür biraz kafa karıştırıcıydı ama çözülüyordu. olumlu tarafı; gece nöbetleri hariç, gündüz nöbetlerinden, içtimalardan ve diğer hemen her şeyden ama her şeyden (kömür taşımaktan tutun, pazar günkü karakol temizliğine, sıradan erlere yaptırılan hemen her şeye kadar) muaftım. dışarının eksi 40-45 derecesinde santralde kalorifer peteğine yapışık oturmanın mutluluğunu tarif edemem. bonus olarak kahvaltınızı herkesten erken yapıyorsunuz, öğlen yemeğiniz santrale getiriliyor, akşama kadar da hiçbir komutanla uğraşmak zorunda değilsiniz. bu kadar imtiyaz niye? santraldeki aletleri ezberleyip kullanmak her babayiğidin harcı değil de ondan. ;)

    ancak bu tabii istisna. büyük şehirde orduevinde falan bilginizi gösterip rahatlıkla kafede kasiyer, internet kafede görevli falan da olabilirsiniz. veya çok gıcık şeyler de çıkabilir. şans...

    not: bölümüm olan iletişimle (iletişim-tasarım), santraldeki iletişim arasında en ufak bir bağlantı yok. :d yani benim yaptığımı mühendis biri bile yapabilir hatta çok daha rahat yapabilir, çünkü hakikaten 80’lerden kalma gibi daktilo benzeri bir cihazda rapor yazıyordum. hani bölümümle alakalı olabilmesi için poster tasarlamam ve komutanın gelip, “logoyu bir tık büyütelim mi?” falan demesi gerekiyordu. :d
451 entry daha
hesabın var mı? giriş yap