aynı isimde "müslüm" başlığı da var
748 entry daha
  • ben her güzel şeyde, her iyi şeyde bu iflah olmaz türk insanının kavgasını görmekten bıktım. eğlenmeyi bilmemesinden, takdir etmeyi yük sınmasından, değişime öcü muamelesi yapmasından, bir şeyin iyi yanlarına değil de oradan nasıl bir ayrıştırıcı unsur çıkar diye yırtınmasından. yıldım.

    ademoğlu müslüm gürses'in hayranı olduğunu söylüyor ve başlıyor 'eey siz ikiyüzlüler, önceden şöyleydiniz şimdi sevmeyin, dinlemezdiniz şimdi izlemeyin, popüler oldu da ondan da samimiyetsizsiniz de'. inanılmaz ya. ya da bu ülke için inanılır. bir müzik adamı, bir gönül adamı, şarkılarını duyurmak için bağıran bir sanatçı. ve sen bu insanın seveni artıyor diye, önce anlaşıldığından daha fazla anlaşılıyor diye, sesi daha çok kişiyle buluşuyor diye kıyameti koparıyorsun.

    kardeş vallahi billahi sen iyi nedir bilmiyorsun, sen insan nedir kafa yormuyorsun, sen çoğalmayı hep tehdit görüyorsun. sen her şeyi hep aynı, hep ezber, hep sabit istiyorsun. baba gibi bi adama hayran olduğunu iddia ediyorsun ama onun sahip olduğu meziyetlerin çeyreğine, değil sahip olmak sen daha onu bile anlamıyorsun. diyorsun ya izlemeyin, bizi boşver sen izle önce. izle de gör bak bakalım sevdiğin adam kim, sen kimsin.

    filmle ilgili birkaç şey söylemek gerekirse.

    --- spoiler ---

    film memleketim kokuyor, saygı kokuyor, özen kokuyor, insan olmanın erdemi kokuyor.

    hayatta kötü olmak için bahanemiz çokken, tüm haklı bahanelerine rağmen insan olmaya çabalayan birini izledim. hayatı iyisi kötüsüyle kabul etmiş, kötüsüne denk gelse de iyisini es geçmemiş bir güzel adamı. ömürlük aşık olmayı mesela. yaşamadan ölmemiş, hayat ne kadar onun yakasından tuttuysa o kadar yakasından tutmuş adamı. peşinde derviş olmayı seçtiği müziği milyonlara duyurmak gibi mesela. hatalarıyla doğrularıyla, iyi ki mükemmel değil, günahıyla sevabıyla insanoğlu insanı.

    ağladım. garibanlığın çaresizliğine ağladım. ailesiyle mutlu anlarını kafasında canlandırırken, tek bir andan(şarkı yarışması sonrası motosiklet üzerindeki gülüşmeler) fazlasını barındıramayan o yoksulluğa, yoksunluğa. şükrettim iyi insanların varlığına, her bir acı tanesine rağmen bu dünyadan geçmelerine, biraz olsun yaşadığım toprakla aramda bağ bırakanlara.

    çekimler, geçmiş zaman detayları, vermek istediği duyguyu aktarışı on numaraydı. her detay düşünülmüş, inanılmaz özen gösterilmiş, babaya duyulan saygı her sahnede belliydi. oyunculuklar (özellikle şahin kendirci ve timuçin esen) çok iyiydi. timuçin esen işinin hakkını öyle bir vermiş, dersine öyle iyi çalışmış ki. şarkıları öyle şahane yorumlamış ki. böyle bi rolün altından kalkmak zaten hayli zorken bi de bu performansa sesini eklemek. hayran kaldım, doyamadım. düzenlemeler uçmuştu zaten, burhan bayar etkisi elbette. özetle çok güzeldi. hem kalbimizi hem varlığımızı bir kez daha hatırladık.

    canı gönülden dilerim ki çok izlensin, bir saygı duruşu gibi zamanın sonsuzluğunda hep bi yerlerde kalsın.

    ''kaçtığın için mi geldin yoksa kovaladığın için mi?''

    --- spoiler ---
1036 entry daha
hesabın var mı? giriş yap