819 entry daha
  • nba çok iyi pazarlanmıştır. bunu burada bazı genç arkadaşlar allayıp pullayıp süsleme olarak görüp eleştiriyorlar ama aslında bu iyi bir şey. elinde iyi malzeme varsa bunu pazarlamakta zorluk çekmezsin. lebron james'e mi vitrin yaratmak kolay, vesely'e mi? mesela michael jordan 15 yıldır basketbol oynamıyor ama nba hala ekmeğini yiyor. bu michael jordan'ı abartılmış mı yapar? kesinlikle hayır, sonuna kadar hakediyor. michael jordan'ı asla abartamazsınız.

    burada defalarca anlatılmış ama bir kere daha fazladan yazılırsa belki anlama problemlerine yardımcı olabilirim:

    - nba'de 6 ay maç yapılır, 6 ay yapılmaz. eğer final oynarsanız bu 8 aya 4 ay olur.

    - her takım bir sezonda 82 maç yapar.

    - her takım kendi division'ındaki takımlarla 4 maç, aynı conference'ta olan fakat farklı division'daki takımlarla 3 maç, diğer conference'taki takımlarla 2 maç yapar.

    - deplasmandaki maçlar için ciddi uçuşlar söz konusudur. mesela new york - los angeles uçuşu 5 saattir.

    - takımların sık sık back-to-back fikstürü (2 günde 2 maç) olur. hatta bu maçlar alakasız deplasmanlarda olabilir. mesela bir gün denver'da 1500 rakımda maç yaparken sonraki gün miami'de maça çıkmanızı engelleyen bir düzenleme yok bildiğim kadarıyla.

    - mesela galatasaray futbol takımı antremanlarını geniş geniş florya tesislerinde yapabilirken back-to-back fikstüre sahip bir takımın bu kadar geniş antreman yapamayacağı barizdir. yani ben elbette futbol antremanıyla nba antremanını karşılaştıracak kadar eblek değilim ama burada gündeme gelmiş o yüzden dikkat çekeyim dedim.

    - maçlar 48 dakikadır. euroleague'de bu süre 40 dakikadır.

    - nba'deki basketbolcular çok çok daha elittir. nba'de maça çıkana kadar bir dolu seçmelerden geçerler. lisedeki en iyi sporcuları üniversiteler kapmak için yarışırlar. üniversite takımlarının maçları da gayet ciddidir. ncaa (üniversite ligi) maçlarını izleyen sayısı bile, büyük olasılıkla euroleague'den daha fazladır. burada duke'ün ncaa takımı bile euroleague'de başarılı olur denmiş. katılmamak elde değil. nihayetinde nba draft'ında seçilemeyen duke oyuncuları avrupa'ya gelip takımlarının yıldızı olacak.

    - nba'deki bir takımın bütçesiyle, euroleague takımının bütçesi kıyaslanamaz bile.

    - nba'deki normal sezon maçları ikincil öneme sahiptir ancak gazozuna da değildir. çoğu sezon, sıralamalar son maça kadar netleşmez. aynı şekilde euroleague'de de play-off mantığı vardır. nba normal sezonuna gazozuna diyen birinin euroleague'deki final four harici maçlar hakkında görüşü şiddetle merak edilmektedir.

    - nba 40'lardan beri düzenli olarak yapılan oturmuş bir organizasyondur. lakers, celtics, spurs, bulls, sixers gibi inanılmaz geçmişe sahip takımlardan oluşur. bir çok efsanevi sporcu bu takımlarda mücadele etmiştir. yine efsane sayılabilecek, hikayesi olan onlarca play-off eşleşmesi, final serisi olmuştur. larry bird - magic johnson, jordan-thomas, jordan-barkley, lebron-anthony gibi bir çok sayısız çekişmeler ve jordan-pippen, malone-stockton, bryant-o'neal, robinson-duncan gibi efsane ikililer nba için her daim hikaye üretmiştir. euroloeague'in de elbette tarihi, efsaneleri vardır ama belki kişisel fikir olacak ama nba yanında sönük kalmaktadır. nerede hakemleri bile hall of fame'e sokan, yıllardır inanılmaz istatistik toplayan ve forma emekli etmek gibi bir adeti olan nba, nerede euroleague.

    - nba'de parayı basıp şampiyon takım kuramıyorsunuz. maaş limitleri var. bu limitler geçildiğinde ciddi vergiler var. draft ve takas sistemi sayesinde takımı yeniden yapılandırmak mümkün. bu sene en düşük galibiyet oranına sahip olan takım, doğru yapılanmayla 5 yıl içerisinde final oynayabilir. euroleague'de her sene en başa oynayacak takımlar üç aşağı beş yukarı belli.

    elbette euroleague'den keyif alınabilir. bir insan euroloeague'i nba'den daha çok sevebilir. yeri gelir insan mahallenin halı sahasındaki turnuvayı izlemekten de inanılmaz keyif alabilir. ama aradaki sıklet farkı devasa. sportif açıdan bu iki ligi karşılaştırmanın hiç bir mantığı yok. arada avrupa milli takımlarının amerikan milli takımını ezdiğini falan iddia eden entriler gördüm. bir kaç örnek dışında bahsi geçebilecek bir avrupa üstünlüğünden söz etmek mümkün değil. bir kere avrupa'da basketbolu geçtim, spor amerika'daki kadar takip edilmiyor ki. amerika'daki spor kültürü gerçekten çok farklı.
386 entry daha
hesabın var mı? giriş yap