20 entry daha
  • fatih akının 2004 yapımı filmidir. sanırım ilk kez 2005 ya da 2006'da izlemiştim, biraz nahoş bir tat bıraktığını hatırlıyorum. geçenlerde tekrar izlediğimde neden nahoş bir tat kaldığını anladım: karakterler oldukça sığ, olay örgüsü derinleştirilememiş ve tribüne oynayan bir film olduğu için (en azından bana göre) cahit'in neden o denli derbeder olduğu (bir kadın varmış hayatında tamam anladık ama sonra ne olmuş da o kadar dağılmış?? ), sibel'in hayattaki tek amacının neden ailesinden uzaklaşıp bir çok erkekle birlikte olmak olduğu (baskıcı bir aile ama bu yeterli mi ki??) ve her şeyden önemlisi ikisi arasında birbirlerini 'hayatta tutacak kadar' derin bir aşkın hangi koşullarda oluştuğu verilememiş filmde. bu tür tam olamamış aşk filmlerini izleyince bu konuda beni yüzde yüz ikna eden iki türk filmi gelir aklıma 1) selvi boylum al yazmalım 2) kaderve masumiyet(pardon üçmüş)
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap