2 entry daha
  • uydurmuş gibi olmayayım ama şöyle de bir hikaye vardır, içinde geçtiği;

    osmanlı'nın son dönemlerinde bir heyet bir vesileyle yurt dışında bulunuyormuş, o beynelmilel ortamda bir noktada her heyet sırayla kendi milli marşını okumaya başlamış, artık ortam bir tören nihayeti midir, içki masası mıdır bilemeyeceğim. lakin osmanlı'nın o güne kadar "işte milli marşımız budur" diyebileceği bir beste yokmuş, ihtiyaç hasıl olmamış zaar. bu gariplerim de "beyler n'apalım, bari salat-ı ümmiye'yi söyleyelim, yedirelim kefereye milli marşımız bu diye" düşüncesiyle işte ıtri'nin bu eserini terennüm etmişler.

    mevzubahis eser segah tekbir de olabilir. ancak böyle hayal ettiğimde heyetin aşka gelip bir de üstüne kırt kırt koyun kesmeleri canlanıyor gözümde, ondan salati ümmiye diyelim, hem daha uzun.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap