37 entry daha
  • --- spoiler ---
    kelimelerin ötesinde bir anlatımı var bu filmin. karanlık ve bir o kadar da sessiz olmasına rağmen aslında içinde geçenleri büyük başarıyla sunuyor izleyenlere. smultronstallet veya det sjunde inseglet'daki gibi varoluşcu diyaloglara yer vermekten öte kişinin benliğinin derinliklerine bir yolculuğa çıkıyorsunuz. her sahnesi görsellik açısından inanılmaz. özellikle de filmin çekildiği yıl hesaba katılırsa. cesurca; ama bir o kadar da ürkekçe yaklaşımlar, vurgular, benzetmeler, göndermeler hepsi aslında buram buram bergman kokuyor. ve kendisinden sonra gelen birçok yönetmene ki buna woody allen ve david lynch de dahil neden örnek olduğunu daha iyi anlayabiliyor izleyen.

    iki kadının kendi iç dünyalarına yolculuk değil bu film sadece. birbirlerini nasıl tamamladıklarını, birbirlerinden nasıl uzaklaştıklarını, en başta güçlü hemşire-zayıf hasta düşüncesinin bizi nasıl yanılttığını gözler önüne seriyor. persona'nın afişlerinden birinde iki kadının suratı da bir puzzle parçası olarak bize sunulur ki, film hakkındaki en büyük ipucunu da belki de bu afiş vermektedir. persona'nın bir anlamının da maske olduğu düşünülecek olursa iki kadının da maskelerinden, gittikleri yazlıkta arındıklarını görürüz. filmin bir sahnesinde hemşire alma "benim hep çok iyi bir dinleyici olduğumu söylerler, ne garip burada hep ben konuşuyorum." der ki rollerin değişimini bir nevi özetleyen cümle de budur. yazlıkta hemşire kendi yaralarını sarmaya çalışırken, ona bakıcılık yapan elisabeth'in kendisidir aslında.

    filmin iki sahnesi çok önemlidir. bunlardan birincisi elisabeth'in alma'nın odasına geldiği ve iki kadının suratının ışık kullanımı ve duruşlar ile birleştiği sahnedir. burada özdeşleşen sadece iki kadının suratları değil, benlikleri, düşündükleri, yaşadıklarıdır. önemli olan ikinci bir sahne ise alma'nın elisabeth gibi giyinerek elisabeth'in karşısına oturduğu ve aileler, çocuklar hakkında konuştuğu sahnedir. sahnenin sonunda bergman iki oyuncunun suratını birleştirir. ve sahnenin tekrarlanmasından sonra ayrılma, uzaklaşma başlar. artık alma kendi benliğini kazanmak için ortak olan noktalardan uzaklaşmaya çalışmakta, ki bunların en başında alma'nın kürtaj ettirdiği bebeği ve elisabeth'in istemediği çocuğu gelmektedir, ve hemşire üniformasını giyerek eski dünyasına dönmek için uğraşmaktadır. son sahnede de artık maskelerini tekrardan suratlarına geçiren iki kadının hayatlarına devam ettikleri görülür.

    her şeyin ötesinde iki oyuncunun oyunculukları çok takdir edilesidir. ve ingmar bergman'ın filminin her karesine yaydığı buram buram bergman kokan sahneleri, sessizlik ve karanlıkla ifade etmeye çalıştığı duygular ile persona sadece dönemi için geçerli olmanın ötesinde sinema tarihi boyunca yeri tutulamayacak bir baş yapıttır.
    --- spoiler ---
442 entry daha
hesabın var mı? giriş yap