27 entry daha
  • gitmek gerek.
    hiç yolunun kesişmediği, belki sen daha dünya denen alemde yokken koca bir ömrü tamamlayan insanlarla bir köprü kurmak, gönül almak, hala bu dünyada olduklarına delil bir ses vermek için,
    bugünden yarına senden ne kalacağını görmek için,
    nelerin gidici nelerin kalıcı olduğuna şahit olmak için,
    bayramın ilk gününe uğradı seneler sonraki ilk gidişim. giderken otobüste dünyalar tatlısı, masmavi gözleriyle etrafı adeta panter gibi süzen cin gibi bir bebe gördüm. etrafa sanki her şeyin farkında gibi bakıyordu. yolculuğun bitiminde otobüsten inip darülaceze'ye girdikten bir müddet sonra onca insanın arasında bir dedeye rastladım. gözler masmavi, otobüsteki küçüğün bakışlarının aynısı sanki: aynı muzip, kendinden emin ama biraz daha yorgun bakışlar. sanki zaman makinası o körpe çocuğu alıp birkaç dakikada buranın eşiğine bırakıvermiş. belki de ne kadar yaşadın desem bir göz açıp kapatıncaya kadar der. belli başlı yol ayrımlarının silinmeyen anısı dışında kim iddia edebilir ki hayatın her bir anının bize kalacağını.
    gitmek lazım
    kendini nasıl hatırlamak istediğini bilmek için. yunus'u hatırlamak lazım, o gitmeden de farkındaydi çünkü;
    hani ol şirin sözlüler? /hani ol güneş yüzlüler? / şöyle kayıp olmuş bunlar, / hiç belirmez nişanları. /bunlar bir vakt beyler idi, / kapıcılar korlar idi. / gel şimdi gör bilmeyesin, / bey hangidir, ya kulları? /bir gün senin dahi yunus, / benim dediklerin kala. / seni dahi böyle ede, / nitekim etti bunları.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap