3 entry daha
  • makineyle ilgili değil elektrik tesisatıyla ilgili bir durumdur. aksi halde makine içeriden alev alır. prizden alev aldığına göre binanın elektrik tesisatı makinenin çalıştığı gücü kaldıramayıp ısınmış.

    eski binaların elektrik tesisatlarında daha ince teller kullanıldığı ve topraklama olmadığı için bazen günümüz şartları için tasarlanmış cihazları çalıştırırken sorun çıkabiliyor. benzer bir olayı elektrikli kaloriferle yaşamıştım. bilhassa ısıtıcı özelliği olan aletler yüksek akım çeker. bu da ince kablolarda ısınmaya ve alev almaya yol açar. prizin alev almasına rağmen sigorta otomatik atmadıysa zaten o ev devamlı surette bir yangın tehlikesiyle karşı karşıyadır. konut sigortasının bu durumu karşılamaması da şaşılacak bir şey değildir.

    hep bir ağızdan "arçelik hölö hölö hölö" yapmadan önce bir araştırın.

    edit: mesajla küfreden herkese selamlar. şuna kâni oldum ki mesajlar fasilitesinde "yolla" butonunun yanına bir de "umurumda değilsin" butonunun konması elzem. sözlük yönetimini göreve çağırıyorum. cahil olmadığını iddia edip daha tanımadığı insanla iletişim kurma temellerinden bile yoksun at ağızlılara vermediğim cevapları üşenmeyip buraya yazacağım ki hem bilgilenin hem de mesaj atıp kafa sikmeyin.

    evvela arçelik'te çalışmıyorum. çalışsaydım muhtemelen işimden ve maaşımdan memnun olmaz, gelip burada çalıştığım şirketi savunmazdım. benim olayım yanarak ölmeyin, hem boşa karbon emisyonu hem de daha acısız yolları var, ne bileyim.

    üşenmedim, aletin kullanma kılavuzunu buldum. çektiği güç 1650 watt. ayrıca sigorta kutusunda maksimum 30 miliamperlik röleniz olması gerektiği yönünde uyarı da yapmışlar. bu değerlerin üzerine çıkmadığı sürece plastiğin alev alacak kadar ısınması mümkün değil. binanın yeni olması, her katında yangın söndürücü bulunması soruyu cevaplamıyor. soru: priz doğru bağlandı mı? benim cevabım: hayır.

    öncelikle dikkatinizi ilk görselde prizin üzerindeki kırık fayansa çekmek istiyorum. bu kırık kenar daha öncesinden bu prizin içerisinden kabloyla başka bir yere elektrik çekildiğini gösteriyor. panikle asılma anında fayansın orasının kırılmasına imkan yok çünkü prizler sıvayı yanlardan tutan vidalı klipslerle sıkıştırılır. yani böyle bir asılma durumunda fayansın o kısmı kırılmaz. bu da prizin daha önce en az iki kez açıldığı ve belki de doğru bağlanamadığı ihtimalini doğuruyor.

    ikinci konu prizin deliklerinden gözüken erimiş plastik parçalar. bu parçalar çocuk koruması. prizin dışından başladığı iddia edilen yangının içerideki üzeri tamamen kapalı parçaları eritmesine imkan yok. diğer bir nokta; iki deliğin ortasında kalan üçüncü delik. bu delik, plastik kapağı prizin iç aksamına bağlayan vidanın deliği. ortada vida da yok çünkü ya hiç takılmamış (mümkün değil) ya da ısıdan genleşip eriyen delikten kurtulup çıkmış. eğer ısı içeride başlamamış olsaydı alevler en az tezgah üzerindeki muhtemelen sunta malzeme dolapların kararmasına sebep olacak kadar büyümedikçe bu parçalar erimezdi.

    üçüncü nokta yangının başladığı yer olduğu iddia edilen fiş kafası. ısının kaynağı olan kabloların bulunduğu içeriden başlayıp dışa doğru erimesi gerekirken sanki üzerine pürmüz tutulmuş gibi dıştan içe doğru erimiş. bir diğer iddia ise arçelik'in yanlış ve kalitesiz kablo kullandığına yönelik. bu görselde görebildiğim kadarıyla (eğer arçelik kaos tandanslı bir sosyopat tarafından ele geçirilip görünürde kalın, içinde ince kablo kullanmıyorsa) kablo standart 16 amperlik bir kablo. çoğu topraklamayla çalışan cihazda kullanılanla aynı. üstelik bu işin hesabına göre gösterilen değerlerde 1,63 mm kalınlığında kablo kullanmak bile yeterli. bunun daha incesiyle kapı zili bağlıyorsunuz zaten. 16 amperlik kablo bu değerin iki katı kalınlıkta bir kablo.

    simbo'nun bile tüv sertifikalı kablo kullanıp arçelik'in bu standartta kablo kullanmadığına inanıyorsanız bu aletin (kazazedenin beyanına göre) üç yıl sorun çıkarmadan çalışıp neden şimdi bu sorunu yarattığını da açıklamanız gerek. ya da aynı partide üretilen diğer çay makineleri de 3+ yıldan sonra aynı sorunu çıkardılar mı? çıkardılarsa hiçbir kullanıcı arçelik'e başvurmadı mı? hiçbirinin şikayetini herhangi bir yerde görmedik mi? yahut arçelik'te bu kadar gerizekalı mühendisler mi çalışıyor da maliyetten kısabilecek onca parça varken en başına dert açabilecek olanı marka değeri pahasına ucuz seçiyor?

    yani insanlara "siktir, mal, gerizekalı mısın, ibne misin, arçeliği savunma orospu çocuğu" falan demeden önce kendinize bunları sorun.

    "bilmiyorsan bu boku git mektebini oku."

    bir de koro halinde çaydanlıktaki kireç lekesine laf etmişsiniz, kireç neticede içtiğiniz sudaki kireç. o kadar da pis bir şey değil. yalnız benim merak ettiğim, kazazede olay yaşandıktan sonra fotoğrafı çekmeden önce mi makinedeki suyu boşaltmış yoksa aleti minimum su seviyesinin altında suyla üstü açık biçimde çalıştırıp mı bu aleti yakmayı başarmış? yangınlar nasıl çıkıyor, evler nasıl yanıyor anlamak istiyorsa http://itfaiye.ibb.gov.tr/ adresine girsin, "güvenliğiniz için" bölümünde yangınların nasıl çıktığı anlatılıyor. su testisinin su yolunda kırılmasını beklemeye gerek yok.
77 entry daha
hesabın var mı? giriş yap