8 entry daha
  • lenovo'nun sponsoru olduğu bir başka etkinlikle* çakışmasından geç başlamış ve ertesi güne sarkmış cuma bilimkurgu gecesinde izlenmiş, değil izmir'e evden ikea'ya arabayla yola çıkarken bagajda yedek bir bidon benzin bulundurmayı öğretir avrupa bilimkurgusu.

    şu sıralar boşnak soykırımına karşı olumlu konuşmaktan geri durmayan, miloševic-sever peter handke'ye verdiği edebiyat ödülüyle meşruiyetini yitirme raddesinde olan nobel edebiyat ödülü jürisinden 1974'te ödülü almış harry martinson'ın şiiirinden uyarlanmış pella kågerman ve hugo lilja'nın yönettiği film.

    --- spoiler ---

    film her ne kadar yeşilçam'dakilerden farksız elim bir kaza sonucu uzayda savrulan başıboş bir gemi ile büyük ölçüde bir boşluk ve amaçsızlık hissine bir de nordik soğukluk hissini katmasıyla güzel bir şekilde başlamasına rağmen kısa sürede elini attığı birçok meseleden ötürü çorbalaşıyor. bunda filmin yıllar atlayan episodik yapısnın getirdiği süreklilik sorunu da filmi parçalayan başka bir mesele.

    bu meselelerin arasında tüketim toplumu eleştirisi - daha gaddarı amerikan standartlarında bile olsa elysium'da yapılmışken - oldukça kadük kalıyor. tabi burada kuzey avrupalıların elektronik müzik ve dans olmasa hayatta kalamayacakları eleştirisini saymamak gerek. hiçbir amaç olmadan sadece geçmesi dilenen zaman gibi müthiş bir cevheri işlemek yerine - ingilizlerin soap opera dediği - pembe dizi formatında yaşanan bir de lezbiyen aşk ile 'uzayda savrulanlarda yarın' tadında bir savrulmaya evriliyor. karakterlerin amaçsızlığına kenardan kıyın kıyın sirâyet eden çaresizlik fikrini pembe ve soğuk sunuyor film.

    --- spoiler ---

    her ne kadar sonlara doğru kişisel yıkımlar uzayın derin karanlığında kararmaya başlasa da eleştirmek istediği mezkûr meseleyi eleştirmekten uzak kalan, kişilerin dramını vermekte soğukluğu ile öne çıkarken buna derinlik katmada eksik kalan ve final sahnesiyle de çorbaya yeni ve tat vermeyen bir baharat ekleyen yapım.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap