aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • insanoğlu varolduğu günden bu yana başını sokabileceği, sevdikleriyle bir dört duvar planladı.
    ev, içinde yarattıklarınıza, yüklediğiniz anlamla, kokusuyla, sizi bekleyenle veya beklediğinizle ev oluyor.
    onun dışında sadece 'kaldığınız yer'
    evim değil 'kaldığım yer'.
  • eve çok önem verenlerdenim... insanın kalbi gibi... güvenilir bir noktada, doğa ile iç içe inşa edilmiş bir evin, kalbimizle birlikte beraberinde huzuru da yakalama imkanı vereceğini ve insanı tüm olumsuzluklardan koruyacağını düşünüyorum...

    hemen evrene sipariş verelim...:)) gerçi sürekli veriyorum ama tekrar paylaşayım...:)) şöyle muhteşemlikte olsun... buradan
  • sıcak bir yuvadır insanı kendisine bağlayan.
  • (bkz: #63169824)

    3 sene evvel demisim ki "ama sevgiliyle yarattigimiz buyulu baloncugu birakip gidecegim bir yandan. dilini bilmedigim bir ulkede, anadilini konusamadigim bir insanla kurdugumuz evi hayatim boyunca ev kavramina en cok yakinsadigim anda, ardimda buruk bir sevgili ve hasta bir kedicik birakarak, yeni bir ev kurmaya yol alacagim."

    o yeni evi kurdum, bozdum, baska bir sehirde bir ev daha kurdum.
    onu da bozdum sonra.
    o ardimda biraktigim buruk sevgilinin yanina dondum, yakin zamanda evlendik.
    o dunya guzeli hasta kedicigimizi kaybettik. acisi hala icimi yaksa da aylar sonra baska bir kedicige yuva olmaya karar verdik, baska bir tuylu bebegin ev arkadaslariyiz bir suredir.
    o bilmedigim dili ogrenmeye basladim, epey ilerledim.

    bugun itibariyle ev kavrami cisimlesti. sevgilimle kok salacagimiz bir yerimiz var artik.

    ama ev tanimim hala ayni.
    agiz dolusu gulebildigim ve sebepsizce aglayabildigim her yer.
  • kış mevsimlerinde bir soğuk odası bir de sıcak odası bulunur. bu kesin bilgi; hatta çocukluğum da çevre etkeniyle öğrendiğim ve öğrendiğimin farkında olduğum ilk bilgi bu olabilir.

    edit:imla
  • "ev nedir? bu soruyu şöyle yanıtlayabilirim: ev, kafamıza göre hayallere dalabildiğimiz bir sığınaktır. ev, hayâl kuranı korur. ev, başkaları tarafından rahatsız edilmeden, huzur içinde hayâller kurmamıza imkan verir."

    gaston bachelard, mekanın poetikası.
  • "a year had passed, since those same spires and roofs had faded from their eyes. it seemed to them, a dozen years. some trifling changes, here and there, they called to mind; and wondered that they were so few and slight. in health and fortune, prospect and resource, they came back poorer men than they had gone away. but it was home. and though home is a name, a word, it is a strong one; stronger than magician ever spoke, or spirit answered to, in strongest conjuration." * *

    evin kesinlikle basit bir açıklaması yok. ev yatağınız, 2. raftaki fincanınız, her gün baktığınız sokak, koltukta içeri göçerttiğiniz yer, karanlıkta hiçbir yere çarpmadan ve el yordamı olmadan tuvaletin yolunu bulma kabiliyetinizin verdiği güvenden ibaret değil. ev bir uzuv gibi, aura gibi, kapıyı çekip çıktığınızda siz evin içinden çıksanız da ev sizin içinizden çıkmıyor. evimden 1200 km uzakta, 58 gündür bana elinden geldiğince ev taklidi yapan bir otel odasında gözlerimin beyazı bile ateşten yanarken ve ne yesem takriben 3 dakika içinde kusarak yatarken evi düşündüm. keşke evimde kusuyor olsaydım. ev insana hasta olmamayı değil, içinde hasta olmayı dileten bir habitat.
  • bir insan mi ya da bir cati mi? ya da evinde gibi hissettigin biriyle ayni cati altinda olmak mi..
  • yan odadan üst kattan alt kattan üniversiteli çığlıkları gelmeyen dört duvar arası, dinginlik, huzur
  • çok güzel bir yer!

    mesela koltuklar var, rahat... en önemlisi de ayaklarını uzatıp oturabiliyorsun. sonra televizyon var, istediğin kanalı seyredebiliyorsun, ben en son bayramda seyretmiştim ama insanın istediği an kullanabileceği böyle bir opsiyonunun olması güzel!.. efendime söyleyeyim; yatak var, üstünde minderiydi, kırlentiydi, pofuduk... mutfak ve buzdolabı gibi şeyler var, bunlar önemli şeyler... ve battaniye! battaniye çok güzel bir şey! kedi de var! kedimi çok özlüyorum hep!.. yanına gelip yatıyor, sıcak sıcak... bazen de oynuyor, tırmalıyor... e batticon da var tabii! ayrıca ayaklarında beş kiloluk botlarla dolaşmak zorunda kalmıyorsun, hem sıcak da...

    ev ev ev
hesabın var mı? giriş yap