bu kulübün sahibi, kulüp üyesi yani "soci" dedikleri katalan taraftarlardır.
kulübün sahibi dev bir grup değildir. bir arap şeyhi hiç değildir.
şimdi bunların yazmamın tek sebebi, tarihe ileride "ben demiştim" demek için not düşmek.
biz burada çakma katalan olurken, 63 bin kulüp üyesi götünü kaldırıp başkanlık seçimlerinde oy vermeye gitmedi. 109 bin üyeden oy veren sayısı 47 bin. oran %43.
bunların 25 bini kulüp tarihinin en yolsuz, en haysiyetsiz ve şerefsiz başkanı olarak yazılacak
josep maria bartomeu'ya oy verdi ve onu başkan seçti.
15 bini johan cruyff'u örnek alan, alt yapı ve unicef'e inanan, kulüp değerlerine sahip çıkan, kulübü karla bırakan ve adı asla yolsuzluğa karışmamış
joan laporta'ya oy verdi.
yani bu ne demek? bu, kulüp sahiplerinin bir boktan anlamadığı, umursamadığı ve anlık başarı için kulübün geleceğini çöpe attılar demek.
bu başlığı da hem kendi götümün keyfi, hem de ilgilenen birileri de olur ve okur umuduyla mevcut başkanların icraatlarını yazarak bırakmak ve mümkünse bir daha uğramamak istiyorum. zira bazı yazılarımdan anladım ki burada yazdıklarımız hiç de öyle boşa gitmiyor.
laporta 2003'te ve 2006'da başkan seçildi. kulübü devraldığında enkazdan farksızdı. başarı yoktu, bir dünya borç vardı ve barcelona bir marka değildi. google'da küçük bir araştırma yaparak neler başardığı görülebilir.
barcelona 100 yıllık tarihinde cruyff ile 1 şampiyonlar ligi kazandı. laporta geldikten sonra 4 kez kazandı. 11 sezona 7 lig sıkıştırdı. bütün bunlar bir şans değil. kulübü marka haline getirmenin, cruyff'a inanmanın, alt yapıya önem vermenin, göreve doğru isimleri getirmenin sonucu. barça b'nin başındaki hocayı getirip futbol tarihinin en iyi 3 takımından birini yaratmak şansla olacak şeyler değil.
- laporta'nın yardımcıları rosell ve bartomeu daha fazlasını istedi. istifa edip, laporta'yı dava ettiler. yıllarca laporta kulübü batırıyor diye yalan haber yapıp medya ile saldırdılar. laporta'nın suçsuz olduğu yıllar sonra dava sona erince anlaşıldı.
- geldiklerinde renkli çıktı alacak para yok dediler, laporta'nın kulübü 10 milyon euro karla bıraktığı ortaya çıktı.
- rosell ve bartomeu başardı ve yönetime geldiler. rosell 4 yıl sonra yolsuzluk iddiaları yüzünden istifa etmek zorunda kaldı. yardımcısı bartomeu onurlu bir insan gibi seçime gitmektense göreve devam etme kararı aldı. kriz patlayıp mecbur kalıncaya kadar seçim kararı almadı. takım 3 kupa kazanmamış olsa, seçimi kazanma ihtimali %0'dı.
- onursal başkan cruyff'u kulüpten gönderdiler.
- 80 yıllık basketbol takımını mahvettiler.
- 100 yıl formasına reklam almamış kulübün formasını, köle işçiliği ve terörle anılan qatar'a sattılar.
- 115 yıllık kulübü ilk kez neymar transferi yüzünden vergi kaçakçılığı ve yolsuzlukla andırdılar, dava edildiler.
- guardiola'yı kulübün dışına ittiler, oscar garcia ve onun gibi la masia hocalarını kulüpten kaçırdılar.
- pep, tito, tata gibi hocaların yıllarca transfer isteklerini "para yok" diyerek geri çevirdiler, ne zaman ki seçim zamanı oldu, her oyuncuyu kulübe getirdiler.
- kanserle savaşan abidal'e kontrat sözü verdiler, bu sözlerini tutmayıp kulüpten gönderdiler.
- laporta'nın kovduğu holigan grup ultras'ı, tekrar camp nou'ya soktular.
- thiago gibi la masia cevherlerini, çerez parasına sattılar.
- fifa'nın uyarısı üzerine 13 ay hiçbir şey yapmadılar, sonunda la masia oyuncularının anlaşmaları yüzünden fifa'dan ceza yediler.
- douglas gibi oyuncuları nedensiz aldılar, aslında birilerini zengin ettiler.
- kulübü en zengin 2. kulüpten, 4. kulübe düşürdüler.
- formaya reklam almıyoruz diyerek yalan söylediler. qatar foundation yazısını hatırlarsanız, onlar da unicef gibi yardım kurumu diyerek herkesi uyuttular.
- messi'yi satar mıydınız diye üyelere anket yaptırdılar. eskiden %2 olan evet oyunu, %16'ya çıkardılar.
- dünyanın en büyük işçi sendikası qatar'la anlaşmayın diye yalvardı, seçim zamanı qatar'ın imajımıza zarar verdiğini gösteren bir çalışma yok dediler.
- ne tür bir kirli anlaşmaları var ise, barcelona gibi bir kulüp - elinde messi/neymar/suarez - olan, qatar'dan başka reklam vermek isteyen yok diyerek yalan söylediler. başka bir aday ertesi gün bir şirket bulunca, "aslında olabilir neden olmasın" diye yan çizdiler.
- kulüpte para yok derken 1 "milyar" euro'ya yaklaşan yeni stadyum ve projelerle geldiler. paranın kaynağı neresi söylemediler. stadyum inşasında 1200 işçiyi öldüren qatar olmalı ki, ileride qatar camp nou diye bir şey görebiliriz.
- kurul üyesi freixa, qatar teklifi geldiğinde kurul üyelerinin tamamının karşı olduğunu, sadece rosell ve bartomeu'nun sıcak baktığını söyledi.
- nike'a izin verip, 155 yıllık kulüp formasını hiçe sayarak, tarihinde ilk kez enine çizgili forma tasarlayıp sattılar.
- katalan formasını 2. sene de kullanacağız deyip, eylül ayından sonra takıma asla giydirmediler.
- ne katalanlar ne de katalunya'nın bağımsızlığı asla umurlarında olmadı.
- 2. ligi ilk 3'te bitiren b takımını, küme düşürmeyi başardılar. bartomeu çıkıp "b takım hakkında az konuşmalıyız. bence oyuncuları a takımla hazırlık maçları bile oynamamalı" gibi akıl almaz laflar söyledi.
- tito'nun thiago'yu oynatmamasının sebebi, yönetimin isteği üzerine olduğu anlaşıldı. kontratında belli bir sayıda maçın altında oynarsa, serbest kalma bedeli düşüyordu.
- bartomeu başkan olmadığı halde, seçim zamanı geçici kurula baskı yaparak gelmeye zaten meraklı arda'yı 10 gün bekletmemiş, zorla 41 milyona satın aldırmıştır ve bu transferi oy kazanmak için kullanmıştır.
- rosell eski nike yöneticilerinden, brezilya bağlantılı biridir. zamanında kulübe ronaldinho'yu getirmiştir. kulübün bunca başarısı, messi/neymar/suarez'e rağmen manchester united'ın yarısı kadar para alması gibi rezillikler, bu nike bağlantıları sebebiyledir.
- bu başkanlar yüzünden nike ve qatar anlaşmaları asla sorgulanmayan, kopması imkansız iplerle çevrili gözükmüştür.
en güzelini en sona sakladım;
- rosell ve bartomeu'nun neymar'ı transfer etmesinin asıl sebebinin, messi'yi satmak ve yerini neymar ile doldurmak olduğu ortaya çıktı. malum anketlerin de nedeni belli oldu.
- messi'nin standart bir prosedürde imzalanan anlaşmasını 6 ay beklettiler, messi'yi çileden çıkardılar ve paragöz konumuna düşürdüler.
bunlar sadece zihnime ilk anda gelen icraatları.
şimdi bütün bunlar bana fıkra gibi geliyor ama değil. kulübün gerçek sahipleri, yani katalan gazetelerinin ve radyolarının sahipleri yani güçte olan kişiler medya yoluyla insanları manipüle etti ve bütün suçlarına rağmen güçte kalmaya devam ettiler. (tanıdık geldi mi?)
diğer adaylar en çok oyu 18-24 yaş arasından alırken, bartomeu en çok oyu 50 yaş üstünden aldı.
diğer tüm adaylar en çok oyu erkek seçmenden alırken, bartomeu kadın seçmenden aldı.
ve sonuç olarak 1 ay önce yapılan seçimler, düzeltilebilir görünen geleceği, tekrar çöpe attı. barcelona kulübü için bu bir sürpriz değil. zira nunez gibi bir başkan 22 yıl görev yaptı, sonu hapiste bitti. nunez, gaspart, rosell ve şimdi bartomeu. istifa etmek zorunda kalmaz, hakkında hala devam eden mahkemeyle rosell ile birlikte hapse girmezse, 2021 yılına kadar başkan kalacak.
3 kupaya aldanan katalanlar için yolun sonu, psg ve manchester city'e dönüşmek. fakat onların milyar euroları olmadığı için başarısız, messi'siz, alt yapısına kilit vurulmuş, kimliğinden ve tarihinden kopmuş sıradan ruhsuz bir takım olarak kalacaklar.
hikayenin sonu.
bu entry sadece genel bir fikir olması amacıyla yazılmıştır. "ya koca barcelona bilmiyor sen biliyorsun", "bunlar sakat vermaelen'i niye aldı lan", "douglas kim şimdi", "dünyada niye bi bunlar transfer cezası aldı" gibi sayısız şeyler okuyorsunuz, bunlara bir ışık tutmaya çalıştım.
şunu söylemeliyim ki, hagi'den bu yana 90 dakika futbol maçı izlememiş ben, bu kulübü oynadığı futbol keyif verdiği için izlemeye başladım ve yıllardır büyük bir sevgi ve saygı duydum, sahiplendim. kulübün değerlerini ve güzelliğini de, camp nou'nun yanında oturup oy atmaya götünü kaldırmayan katalanlardan daha çok önemsiyorum. laporta başkan seçilseydi, kulüp üyeliğini dünyadaki herkes için mümkün hale getirecekti ve ben de onlardan biri olacaktım. böyle çakma katalanlık, kulübe daha çok fayda sağlardı, eminim.
ve şimdi imkanım olsa, kazanılan 3 kupayı çöpe atıp laporta'yı başkan görmek için 1 saniye bile düşünmezdim. bir kimliğe sahip olmak (
mes que un club) ve alt yapıdan yetişip efsane olmuş bir xavi, her sezon şampiyonlar ligi kazanmaktan daha değerlidir.
son.
------------
not: bundan sonra her türlü düzenleme yapma ve milyon tane yeni bilgi ekleme hakkımı saklı tutarım.