• “pek çok ressamın benden iğrendiği bu şehirden ayrılıp, güneye gitmeliyim” diyerek paris'i terkedip güney fransa'ya, arles'e taşınan vincent van gogh'un büyük bir tutku, sevinç ve iyimserlikle çalıştığı seri.

    van gogh, ilk görüşte aşık olur arles'e: “etrafı sarı ve mor çiçeklerle bezenmiş tarlalarla çevrili küçük bir kasaba; tamamen – görmüyor musun? – sanki bir japon rüyası”; “çiçeklenmiş ağaçlarını kaçırmamak için bir an önce şu hayran edici güzellikteki meyve bahçelerini resmetmek istiyorum.” deyip birbirinden güzel tablolara imza atar. bence bunlar resim tarihinin en güzel meyva ağaçları. ressamın; sahip olduğu bunca iyimserlik, bunca ümit, bunca tutku tükenip de canından cayacak kadar dünyadan bezeceği bir sürece girmesi ne kadar hazin.

    seride en sevdiğim tablo pembiş pembiş çiçekleriyle şeftali ağacı souvenir de mauve ki van gogh da bu tabloyu büyük bir tutkuyla yaptığını söyler.
hesabın var mı? giriş yap