• bir tanesini eskitip ikincisini almıştım (almıştım dediysem yalvar yakar, salya sümük aldırmaktan bahsediyorum). üretildiği yerler de farklı oluyordu. tüm ev halkının eğlencesi ve neşe kaynağı olduğu bir gerçektir. ufakken büyük bir sosyal ortamınız olması için biçilmiş kaftan olmanıza sebep verirdi. ama o süper oyuncağıyla sokağa inip 10 palenin arasında tek oynayıp kimseye vermeyen piç hiç olmazdım ben, kardeş kardeş oynardık. o yaşta bile rekabetin işe yaradığını savunuyormuşum demek ki.

    dayıoğlu'nda da vardı, multiplayer kablosuyla da commodore'u, amiga'yı bir kenara itmiştik haliyle. neden öyle yapmışız bilmiyorum ama tabii ki 6 yaşındaki çocuk ne anlar anasını satayım. gerçi amcaoğulları'nda renkli olan game gear vardı. bize geldiler mi çok sükse yapıyordu hıyarlar. tüm herkes onun başında. ama pili hemen bitiyordu. onlar pil ile uğraşırken ben kıs kıs gülüyordum içimden.

    ayrıca game boy oyun kartuşlarının kimisinde save özelliği vardı. yani pile ve alete bağımsızdı. kartuşu çıkarsan da kalıyordu save'ler. ama bu kartuşların üstünde ufak bir reset tuşu vardı. ona zevk için kim bastıysa (şimdi kardeştir abidir) fazla sert konuşmak istemiyorum onlar için..

    (bkz: gameboy kartuşuna üflemek/#18432016)
  • geçenlerde gittiğimde annemin evinde eski dergilerin arasında buldugum eski dostum.şarjını bulsaydım en azından içinde kalmış son kartuşla bir mario oynamak isterdim.
  • henüz 4 -5 yaşlarında bir çoçuk için 90'lı yılların başlarında mükemmel, süpersonik bir oyuncaktır. tetrisin hacı murat olduğu yıllarda mercedestir.
  • aradan yıllar geçti ama hala beşinci katın balkonundan düşerken göz göze geldiğimiz o kısacık anı hatırlıyorum... çok yaralayıcıydı be...

    edit: lan hayır düşen ben değildim.
  • geçenlerde bi eskici de gördüm ulan alsam mı gibi bir düşünce geldi aklıma sonra unuttum gittim ama düşündğmde ondaki yok tank oyunuymuş ,contraymış, marioymuş bi özlem doğdu içimde.hele o pokemonun oyunu en sevdiğimdi.
  • 90lı yılların türkiyesi'nde 4 kalem pili ile nice çocuğun yüreğini ısıtmıştır.
    nice mühendis, doktor avukat olacak, gelecek vaadeden çocuğun anadolu lisesi sınavında başarısız olmasına yol açmış capon komplo teorisidir.
  • an itibariyle aldığım ve pişman olduğum hede.

    o değil de renkli rakiplerine karşı bu kadar başarılı olmasının ana sebebi tamamen (bkz: tetris)

    muhtemelen tetris olmasaydı gameboy serisi bu kadar fazla dallanıp budaklanmadan bitecekti.
    tetris bir bağımlılık yarattı ve ürünü piyasada tuttu böylece rakipleri nal topladı.
  • kontrast ayarını bızıklarken ömür tükettiren oyungaç.

    gece oynamak zaten mümkün değil...
  • bir seri olarak ele almak gerek...

    haliyle serinin en güzeli serinin sonu -game boy micro'yu saymazsak- olan game boy advance sp.

    lakin onun da en büyük sorunu bence pili. tamam şarjlı olması iyi güzel de o pillerin bir ömrü var?
    bir süre sonra anca yarım saat sonra da hiç oynatmaz hale geliyor o pil. ara ki yenisini bulasın. hadi buldun yenisini o pil yine bitecek eh bir daha yenisini bulman imkansız hale gelecek...

    o yüzden bir öncesine geri dönüyor game boy advance'i en iyisi ilan ediyoruz. ama o da ne bütün game boy serisi boyunca -yine micro'yu saymazsak- şeklini şemalini aynı sürdüren game boy, advance'de garip gureba bir hale gelmiş!

    eh o zaman az daha geri gidelim game boy color... ama o da grafik yetersizliği çekiyor.
    geriye kala kala yine klasik seri game boy kalıyor.

    game boy pocket
    game boy light

    sanırım arka ışıklandırması ve nispeten küçüklüğü ile serinin en iyisi game boy light oluyor.
    tabi sadece japonya'da piyasaya sürüldüğünü varsaymazsak...
hesabın var mı? giriş yap