geceye bir şiir bırak
-
...yorulduğun zaman söyle
susalım, hiç konuşmayalım istersen
sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
açık denizler gibidir zaten elimde
her zaman, ama her zaman bir kıyıyı sezdiren
hatırlıyorum da kelimelerini bir bir:
şairlerin flaşları kalpleridir
dışarıya da parlamalı biraz
kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum
sensin, iyi anlarsın beni...
edip cansever - flaş -
ıslanmış taşlığında suskun bir bekleyişin
yutar yalnızlığın buzdan ayını,
akşamsefaları içinde karanlık gözlerin.
döker çiçeğini sararan rengiyle,
yaralı bir aşkla seğiren derin.
ve aklın seni sürgüne gönderir
yüzüne iğreti gelen isminle,
en yalnız köşesinde donmuş yüreğinin.
metin altıok -
ve neden sonra tekrardan duyduğun gün adımı gökkubbede,
hatırlaki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum -
çok yalnızım, mutsuzum
göründüğüm gibi degilim aslında
karanlıklarda kaybolmuşum
bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
aradıkça batıyorum karanlik kuyulara
kimse duymuyor çığlıklarımı
duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
bense insanların bu ilgisizligi karşısında ilgiye susamışım
ümidimi yitirmişim
biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim herşeye
veda edeceğim
"en yakın yabancı sendin,
daha sürülmemişken ışığın biberi
yaramıza,
yaslanırken boşlukta duran bir merdivene
henüz.
...
güzdü sonsuz bir çöle takılan bakışımız,
ilkyaz derken -kışı gözden kaçıran
yüzlerce eller yukarı, saygı duruşlarımız
en güçsüz kollarla-
çözüldü aşkın zarif ilmeği
bulandı aynalar duruluğu.
çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda
bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık
olduğunu...
yabancıların en yakınıydın sen! "
ey iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! -
........
yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
yürüsem rahmet boşanacak.
ve sana bir karşılık vereceğim
sana bir karşılık vereceğim
toprağı deşen boğuk sesimle
sana bir karşılık vereceğim
amansız kum fırtınası altında
sana bir karşılık vereceğim
birbiri üstüne yığılırken günler
ey taşan suların imkanı
ey taşan suların bekareti sana
bir karşılık vereceğim.
ismet özel- yaşamak umrumdadır -
bir kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın
urban içinde üşüyüp üşüyüp kaldığımızın
bir kalır yanık yağlar yataklarda o oteller
meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer
o çok yalınç gerçekli gelip gitmeler
bir kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
bir kalır yılgın adamların hep "evet" dedikleri
çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
bir kalır uzun kitaplarda anısı çok üşüdüğümüzün ..
(bkz: turgut uyar) -
elleri vardı, siz bilmezsiniz
ben tek başımaydım, onlar ise yalnızdı
şubattan kalan bir gece yarısıydı sanki bütün caddeler
yine yenik ve gazetesiz ayrılıyorduk bir çağdan
çağın canı cehenneme
cennet nereye düşer şimdi
annesinden dayak yerken sorunca çocuk
ellerin vardı, sen de bilmezdin
hatırı sayılmak kimsenin aklına gelmeyen bir yoksul gibi
karşında duruyordum
senin için ıslak mendilleri kurumuş evlerin önemi yoktu
patrona halil, ilk posta teşkilatı ve
çekinerek kızının evinde ayaklarını uzatan babaların
kaldım, bir yanım alacaklı tarih diğeri aşk.
radyoların canı cehenneme
ben birşey demesem allah yine de anlıyordu
elleri vardı, demedim kimseye
başına ne gelirse hepsi yaşamaktan
ve bir çocuğun oyuncağının ardında yitip giden elleri
iki keder arasında gülmek doğru sayılmaz
bir parkın yoldaşıydım sanki
hiçbir richter tespit edemese de
richter’in canı cehenneme
titriyordu elleri
elleri vardı, siz bilmezsiniz
bir gülse kansere ve bana
yani durmadan çocukluğundan bahseden bana çare bulunacaktı
birkaç damla kan sızardı gözlerinden
bolşevikler tövbeye dururdu
aylardan şubat
güneşini avuçlarında saklayan bir uçurum gibi sessiz
yaşamın canı cehenneme
gözlerin doluyordu -
herkesin özlem duyduğu ortak zamanlardır çocukluk.
-çocukluk- /cahit sıtkı tarancı/
affan dede'ye para saydım,
sattı bana çocukluğumu.
artık ne yaşım var ne adım;
bilmiyorum kim olduğumu.
hiçbir şey sorulmasın benden;
haberim yok olan bitenden.
bu bahar havası, bu bahçe;
uçurtmam bulutlardan yüce.
havuzda su şırıl şırıldır.
zıpzıplarım pırıl pırıldır.
ne güzel dönüyor çemberim;
hiç bitmese horoz şekerim! -
sen gittin ya
yokluğun dokunmadı kapkara gecelerde
sesin yankılanmadı ıssız sokaklarda
gülüşün düşmedi aklıma
gözlerini aramadım insanlarda
sen gittin ya
yalancı bir adam oldum çıktım sevgilim..
mlsszfurfur -
bana hissettirdiklerini seviyorum
sanki her şey mümkünmüş gibi
sanki yaşamaya değermiş gibi...
cahit zarifoğlu
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap