• (bkz: #11057758)
  • izledikten sonra cd yi kırıp parçalara ayırdıktan sonra ateşe vererek etrafında yerel afrika danslarından bir demet sunma isteği uyandıran anime bozması.hayao miyazaki olsam goro olacak zibidiyi ne stüdyoya sokarım ne de eline kağıt kalem veririm. yerdeniz serisini okumuş bir insan olarak, ya ben yanlış kitapları okudum galiba düşüncelerine sürüklemiştir beni bu nadide eser. sanırım goro oğlan kitapları eline alıp bi başından bi ortasından bi de sonundan bir kaç sayfa okuyup onları kafasında harmanlayıp yapmaya çabalamış animeyi. ha bir de yerdeniz hakkında hiç bir bilgisi olmayan bir arkadaşla seyrettim. ben bunaldım, o bayıldı. bu kadar yavaş işleyen bayık anime de görmedim
    (bkz: ellerin kırılsın goro)
  • yerdeniz serisini çok seven, satır satır beynine işlemiş ve bu filmi de az önce izlemiş birisi olarak diyebilirim ki, bu anime o kitaplara hakarettir. arren'e hakarettir, ged'e hakarettir, en çok da tenar'a hakarettir. kitaplarla filmin tek ortak noktası isimler. hiç anlamadım hikayeyi nasıl bu kadar değiştirip, böyle berbat bir hale sokmayı başarabilmişler. zor izledim, sebat ettim, inat ettim ama gedo'suna da senki'sine de küfrettirdiler. şu an saymakla bitiremem saçmalıklarını. arren'i baba katili yapmalarından mı, tehanu'nun iki güzel sağlıklı elinden mi başlasam. içime sıkıntılar bastı. kitapları okumayanlara ya da okuyup unutanlara güzel gelmiş olabilir ya da sadece bir anime gözüyle bakanlara. ama o karakterleri beyninin içinde bir yere oturtmuş herhangi bir yerdeniz okuyucusu için kabus gibi.

    kitapları okumayanlara uyarımdır; sakın bu animeyi izleyip kitaplar hakkında önyargı edinmeyin. bilinçli de yapılmış olabilir diye düşünüyorum bunu, kitapları okumayanlar izlerse, hiç fikir edinmesinler, spoiler olmasın diye düşünülmüş olabilir. yani hadi geçtim senaryoyu, bana kalsa anime açısından da gayet başarısız. kendimi kasıp kitapları unutmaya çalıştım, farklı bir şey izliyorsun dedim, yine olmadı. kendinden başka kim ifade etmeye kalksa eksik ve yanlış kalacak bir hikaye yarattığı için bu durum ursula le guin'in suçu da olabilir. ama bu kadar büyük bir hiddet duyuyorsam şu an içimde hikayelerin deforme edilmesi bile değil tamamen değiştirilmesi sebebiyle. başka bir yerdeniz, başka bir ged, tenar, tehanu ve lebannen izliyoruz. bu arada isimlerini paylaştım sizinle. sırrımız olsun.
  • filmin kitaplarla* alakası olmadığı gibi kitapların filme dönüştürülme ihtimalini de hiç etmiş filmdir. kısacası, artık kitabın bir filmi var diye başka bir filmi çekilmeyecek ve bu hüsran dolu film hiç izlenmemiş olduğu varsayılarak raflardaki yerine kaldırılacaktır.

    bunların haricinde film hakkında daha çok şey söylemek, kitapları okurken filminin hayalini kurmaya çalışmış ve kendi kendime zevkten dört köşe olmuş halime yapılan haksızlığın intikamını almak için eleştirinin dibine vurmak istiyorum ama benden önce söylenilenleri okuduğum zaman bile filmi izlediğim üç gün öncesine döndüğüm için hiç eleştirmemeyi yeğliyorum.

    sözün özü; kitapları okumayanların hiç bir halt anlamayacağı (anladıkları şeyler "yerdeniz' i anlamak" değil çünkü), kitapları okuyanların ise illa ki bir yerinde "ama böyle değil ki yaa" çığlıkları atacağı bir film olmuş.

    hakkını da yememiş gözükmek için; kitapları okuyanlara tek artısı, ged' e aşık bünyelere, çizdiği yakışıklı ged* portresi ile bir aleo vera ferahlığı olacaktır. üzgünüm sanat, üzgünüm izafilik.
  • yerdeniz büyücüsü'nün televizyonlara düşmüş yeni hayal kırıklığıdır. daha önce sci-fi kanalı için çekilen ve danny glover'ın büyücü oninon'u oynadığı rezaletten sonra ursula çıkıp ne kadar berbat olduğunu belirtmişken, miyazakin'nin oğlunun çıkıp serinin geri kalanını bu şekilde berbat etmesi herşeyin tuzu biberi. tehanu gibi bir karakter heidi'den çıkmış gibi, arren ise japon futbol animesindeki karakterlere benziyor. ged ve tenar'a ise hiç değinmiyorum. en uzak sahil kitabının belki de en etkileyici karakterlerinden biri olan kuğu'nun kadın olması ve yerinin değiştirilmesi ise başlı başına ayıp. izledikçe içim sızladı, dinledikçe haykırasım geldi: böyle muhteşem bir seri, böyle filmlerle nasıl bu hale getirebilir?
  • ged, "en uzak sahil" de, lebannen'i kaçıran köle tacirlerinin kaptanına " bir daha da söylemeye değer birşeyler bulana kadar konuşma istersen " diye bağlama büyüsü yapmıştı. ben de buradan yerdeniz ile ilgili başka uyarlamalar yapmayı planlayan potansiyel yönetmenlere bir büyü öreyim bari : "yerdeniz ile ilgili hayata geçirmeye değer doğrulukta bir projeniz olmadığı müddetçe bu dünya ile ilgili film çekmeyin"
  • kitaplardan ne kadar uzak olsa da, sırf ged'i görmek, sesini duymak için bile değer izlemeye. ne yalan söyleyeyim, bu müziklerle güzel konuşmaların geçtiği sahneleri izlemek çok güzeldi. kitapları okumayanların zevk alamayacağı zaten belli. okuyanlar beklentisiz izlerse zevk alacaktır elbet. ben çok çok mutlu oldum izlerken.
    --- spoiler ---

    "he camed and rescued me, and let me into the light" der tenar ve gökyüzünde bir atmaca görür, ardından da "one man, all alone. he brought me out of the tombs of atuan." der, ged'in yaptıkları hatırıma gelir. kesinlikle.

    ve tehanu'nun karamsar lebannen'a söyledikleri:

    "you're afraid to live the only life you have! you think your life belongs to you? tenar gave me life. that's why i have to live, to give life to someone else. lebannen... that's the only way we live forever."

    böyle yazmakla olmuyor bu alıntıları biliyorum, ama.

    --- spoiler ---
  • far far above the clouds
    soaring with the wind
    a falcon flies alone
    silent as the sky.
    i hear his lonely cry
    never can he rest.
    i walk with you
    along an empty winding road.
    we’re far from the ones we love
    never can return
    never can we see again
    the countries of our bird.
    when will i ever find a place to call my home?
    sadness circling like a falcon in the sky
    when will i ever find a way to speak my heart
    to someone who knows what it is to be alone?
    far far above the clouds
    against the setting sun
    a falcon flies alone
    silent as the sky.
    i hear his lonely cry
    never can he rest.
    i long to spread my wings
    and fly into the night.
    open this lonely heart to one who understands
    when will i ever find a way to speak my heart?
    when will i ever find a place to call my home?
    sadness and loneliness a falcon in the sky
    when will i ever find a way to speak my heart
    to someone who knows what it is to be alone?
  • ben bu filmi ilk izlediğimde gayet beğenmiştim. tabi "ghibli'yse güzeldir" önyargımın etkisi vardır bu ilk izlenimde. ancak kitap serisini okuduktan ve film gramerini az buçuk anladıktan sonra filmi tekrar izlediğimde işlenişi çiğ, hikayeyi çarpıtılmış buldum.

    kendi sentezini ortaya çıkarmaya çalışmış goro miyazaki, sanki yerdeniz evreninin "paralel evreni"ni çizmiş. olayların ya da karakterlerin kitaptakilerle alakası yok. bu, kitabı çok sevmiş biri olarak beni çok rahatsız etse de bunun bir uyarlama değil de esinlenme olduğu düşüncesiyle kendimizi pekala avutabiliriz. lakin goro'nun hikayesi kopuk ve yüzeysel işleniyor filmde. kimin ne olduğunu anlamadan hikaye sonuçlanıyor. bu goro'nun acemiliğinin bir göstergesidir bence. çünkü hayao miyazaki'nin filmleri hep kalabalık bir kadroya sahip olmalarına rağmen her karakterin hakkını veriyor. (ki bence sprited away bunun en iyi örneğidir: "mutfak camına çıkıp sigara içen kurbağa-aşçı" gibi bir detay var filmde daha ne olsun.)

    görsellikle ilgili sorunsa bambaşka. konunun kopukluğu, sahnelerin sürekli dissolve'la birbirine bağlanmasından anlaşılıyor. bu kadar çok dissolve geçiş filme amatör bir hava katıyor.

    bir de hatırladığım kadarıyla tehanu'nun yanıkları sadece yüzünde değildi. bir eli de oldukça deforme olmuştu. ama herhalde "çocuk izleyecek bunu çocuk" anlayışıyla korkunç görünebilcek bu detayı koymamışlar.

    bunun dışında filmin bir de iyi tarafı vardı benim için: kitabı okurken ejderhalar ile insanlar arasındaki bağ çok açıklanmadan anlatılıyordu. film özellikle bu konuya bir açıklık getirmiş:

    --- spoiler ---

    kitapta insanlarla ejdarhaların bir zamanlar aynı soy oldukları söyleniyordu ama tehanu gibilerin "kavmi" tam olarak ne menem bir şeymiş anlaşılmıyordu.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak izlenmesi tavsiye edilebilir. iyi bir film. sıkı bir ghibli hayranı değilseniz gayet sevebilirsiniz de. ancak bir miyazaki filmini bitirdikten sonra damakta kalan o tadı bu filmde bulamayacaksınız, baştan duyrulur.
hesabın var mı? giriş yap