• yazları avrupa sahalarında oynandığı görülebilen bir basketbol çeşidi. ama sadece yazları.
  • set hücumları ve katı savunma yapıldığı için avrupa'da oynandığı iddia edilir. sorun şu ki, basketbolun temel amacı çemberi savunmak değil, topu çemberden sokmaktır. yani basketbol deyince insanların zihinlerinde alan savunması veya boyalı alanda gelenin geçenin tokatlanması gelmez. bir basketbol maçı 2-0 bile bitse sayı atıp öne geçme amacı doğrultusunda hareket edilir.

    55-57 biten bir maçtan keyif alınabilir elbette. seyir zevki ayrı bir meseledir ve tartıştılması da yersizdir.

    ancak öz hakiki basketbolun avrupa'da oynandığını iddia eden güruh tarafından nba'de oynanan basketbol hiçe sayılıp, orada oynanan gerçek basketbol değil deniliyor. sonra, dünya şampiyonası veya olimpiyat finallerinde bir avrupa takımı henüz hücum setini oturtmaya çalışırken gerçek basketboldan anlamayan amerikalılar uzak mesafeden peş peşe iki üçlük sokup bir de alley-oop bastıktan sonra henüz ikinci çeyreğin ortalarında final maçını bitirip, basketbolu gerçek yapan ünlü avrupalı katı savunmayla taşak geçiyor. adamlar aynı ciddiyeti korusa 60 sayı fark atacak, hala avrupa'da savunma var, işte gerçek basketbol diyorlar.
  • nba'de oynanıyor. çok merak eden varsa. avrupa'da oynanan avrupa yorumu. bu yorum olimpiyatlarda falan gerçek basketbol tarafından mütemadiyen tokatlanır. misal:

    (bkz: 21 ağustos 2016 sırbistan abd basketbol maçı)
  • nikos galistir,san epi faniodur,drazen petroviç hatta hüsnü çakırgildir,işte budur basketbol evlat.
  • nba vs avrupa basketbolu gibi bir karşılaştırmaya kurban gitmemesi gereken başlık. zira avrupa'da basketbol falan yok. kimse kendini kandırmasın. beşer tane hımbılın ağır çekimde süre tükettiği, 40+ amcaların halı saha mesaisine benzer bir hobidir avrupa'da basketbol uzunca bir süredir. nba'de havlu sallayamaya bile layık görülmeyen yeteneksizlerin, gelip çehresini değiştirdiği, şampiyonu belirlediği bir organizasyondur.

    sırtını kulüp taraftarlığına sırtını dayamış, ben bu kitleye ne verirsem zaten sorgulamadan satın alırlar anlayışını benimsemiş bir ticarettir.
  • seni sıkmadığı gibi üstüne içine çekebiliyorsa odur.

    hangi kıtada oynandığı farketmez, her iklimin ve içindekilerin kendilerine has tabiatı vardır ve bununla kendilerini gösterirler.

    memnuniyetsizlik ve sürekli bir ezme, yargılama içine girip, tat almak yerine sirke satmaya çalışmayın, az adam olun ya.
  • oyundan istediğiniz neyse ona göre tanımlanabilir.

    bazen budur;
    https://www.youtube.com/watch?v=01bldniogny

    bazen bu da olabilir;
    https://www.youtube.com/watch?v=p5wuontxwpw

    bu değildir.
    https://www.youtube.com/watch?v=jg_wclmluh8
  • defalarca anlattık farklı başlıklarda, yine ayrı bir başlıkta lafı geçmiş. yine anlatalım.

    şahsen ben geçtiğimiz yıla kadar tutkulu bir nba fanıydım. oyuncuların karakterlerinden, hobilerine kadar tüm detayı bilirdim. o kadar okula işe rağmen sabahladığım dönemler de çok olmuştur. bunu neden anlatıyorum, nba bildiğimi göstermiş olayım. fakat artık avrupa basketboluna daha yakınım ve daha çok seviyorum.

    hiç bir zaman avrupa basketbolunun nba'den daha iyi olduğunu iddia etmedim. kimse de edemez. hatta iddiamı bir tık öteye taşıyayım, en kötü nba takımı, en iyi euroleague takımını gayet rahatlıkla yenebilir. ancak, aradaki bu bariz fark nba basketbolunun doğruluğunu göstermez.

    2016 nba basketbolunun temelini, çılgın mesafelerden çılgın sayılarda üçlük atılması oluşturuyor. bunun yanında atletizm çok önemli. oyun fastbreak ve transition hücumları arasında değişiyor. misal şu tarz bir hücumu nba'de en fazla 1-2 takımda görebilirsiniz. o da şanslıysanız. ben şahsen şu hücumdan aldığım hazzı, curry'nin orta sahanın 3 adım ilerisinden attığı üçlükten, deandre jordan'ın potanın 20 cm üstünden koyduğu bloktan ya da lebron'un potayı kırarcasına vurduğu smaçtan alamıyorum.

    belki avrupa basketbolunun böyle olmasının sebebi, atletik özelliklerin nba kadar olmamasıdır. belki zorunlu bir şekilde buna yönlenmiştir oyun bilemiyorum. ancak avrupa'da oynanan oyun bize basketbolun temellerini daha iyi yansıtıyor. mesela avrupa basketbolunda yeteneğin ve iq'un yoksa ana rotasyon oyuncusu olamazsın. ancak nba'de takım yıldızı bile olabilirsin. ben şahsen ortada bir felsefe, bir dizayn, bir mentalite görmek istiyorum. bu yüzden nba basketbolu ne kadar iyi, ne kadar güçlü olsa da gerçek basketbol değildir. tamamen bireysele dayalı, tamamen atletizme dayalı, tamamen şova dayalıdır. daha eğlencelidir. belki de bu eğlence yüzünden insanların aklı gidiyor bilemiyorum.

    ancak ben şunu istiyorum. sanırım mimar arkadaşların pek sevdiği less is more kalıbı daha uygun olamaz derdimi anlatabilmem için.
  • bu başlığı görünce aklıma hemen drazen petrovic geldi. tey tey teeeey, liseliler bilmez.
  • bi de şeye ayar oluyorum. amına koduğumun klişesi ya. nba'de set çizilmiyor agaa, asıl seti obrağğğdoviç çizer.

    lan olm nba'de set çizilmiyor olur mu ya, biraz kendinize gelin. avrupa'da çizilen setlerin daha iyi olduğu su götürmez ama akıl var mantık var, topu alan üçlük sallıyor falan gibi bi yer mi zannediyorsunuz nba'i? hiç izlemiyorsanız da çaktırmayın ayıp değil. popovich, kerr, carlisle, riley, jackson, rivers falan bunlar hademe mi aq. ya carlisle gibi koç avrupa'da var mı? adam dallas'ı şampiyon yaptı lan. neyse bu tartışmaya girmeyelim yoksa bilmemkimiç'li koçlar saymaya başlayacaksınız üzüleceğim.

    şunu diyebilirsin katılırım: nba bana heyecan vermiyor, avrupa basketbolundan daha çok heyecan duyuyorum. çünkü bizim coğrafyamıza özgü ve taraftarı olduğum takım mücadele ediyor. napsın amk ben fb ülker'liyim nba'de mi oynayalım diyebilirsin bana, ona eyvallah. ama gelip de, ben setten zevk alıyorum, nba'de bu yok, curry gelip üçlük sallıyor dersen bozuşuruz.

    ha bir de, bir yerde bu kadar düzene aşırı bağlı, bireysel özgürlüğü olmayan bir oyun oynanıyorsa, bireylerin kalitesizliği veya oyunun genel olarak kazmalığındandır. bunu da bi düşünün derim.
hesabın var mı? giriş yap