• kucuk bir cocugun icinde bulundugu durum. bu yuzden belli bir yasa kadar anneler giydirir ve birgun isyan eden cocuk biliyorum anne ben giyinmeyi diyerek bunu buyuk bir adim olarak gorur.
  • giyimde belli basli kurallara uymayip haddini bilmezlik etmek.
    oysa biz siradan insanlarin isi degildir kaliplari yikmak. bu sektorde yikilmaz kurallar olmadigini isi pratige dokerek anlatmaya calismak isminizi en iyi ihtimalle kiroya cikarir. daha uc bes yil oncesine kadar spor ayakkabiyla giyilen kot pantolonun en buyuk kiroluk oldugunu, oysa donna karan diye bir cilgin istedi diye simdi spor pabuclarimizdan koleksiyon yaptigimizi fark ettiyseniz bunu kendinize saklayin. daha dun kiroydunuz bugun trend takiliyorsunuz biraz karisik bir parca paradoksal ama buna da alisirsiniz. nasil olsa ocunuzu alacak bir cilgin daha cikacaktir. bu cilginlar degil mi kadini daha erkeksi erkegi daha kadinsi gosteren sandaletleri butun dunyaya giydirenler, postal modasini cikarip erkegi ayak bilegine hasret birakanlar...onlardan hersey beklenir. takim elbiseyle beyaz corap mi giymek istiyorsunuz az daha sabredin.
  • yerine ve zamanına göre uygun kıyafetleri giymeyi becerememek. tabii bu uygunluk kime göre neye göre tartışılır.
  • (bkz: beğeni)
  • ben bu dertten çok muzdaribim arkadaş. bu gün bir daha kendime sinirlendim bu konu hakkında. az kalsın dayak yiyecektim bugün sırf bu konudan dolayı.

    aylardır kendime yazlık ince ,fermuarı ve yakası olan, markası gözükmeyen bir spor mont bakıyorum. bu saydığım dört özellikten biri yoksa o montu hayatta giymem. ben de böyle bir insanım işte, giyinme zevkim var ama giyinme becerim yok amına koyayım. bir giysiyi beğenmem için 40 giysiyi denemem lazım. internetten söylemeyi ise hayal dahi edemiyorum.

    dün kadıköyde dolaşırken yoldaki dükkanların birinde gözüme böyle bir mont ilişti. ulan dedim tam benlik, giydim üstüme de oluyor bastım 90 lirayı aldım attım çantaya. valla mutlu oldum lan. helal olsun diyorum kendime. bildiğin zafer havasındayım yolda yürürken. gökte aradığım montu yerde bulmuşum resmen. bu benim için cidden büyük başarı.
    eve geldim giydim aynanın karşısındayım bi baktım arkada kocaman ismini vermek istemediğim bir markanın logosu. buz kesildim. skseler giymem. çakma almışız. bugün tekrar gittim iade etmeye. girdim dükkana tabii ne fiş kesilmiş ne fatura tahmin ettiğim gibi adamlar değiştirebilirsin iade yok dedi.

    iyi dedim. geziniyorum dükkanda. bir tane giyebileceğim bir şey yok. 10 dakika bakındım bir şey yok. adamlar durumu anladı beni giydirebilmek için seferber oldular resmen. başımda üç tane kadıköy yarması var. üzerime pantolon t-shirt yağıyor. ama ben durumdan umutsuzum zaten belli etmiyorum. daha da kötüsü dükkanda soyunma kabini de yok. bir tane dar bir koridor var orada çıkarıyorum üstümü. dar paçalı kotu bacağıma sokarken bir yandan da çaresizlikle pazarlık ediyorum. " abi valla 70 lira verin gideyim hiç gerek yok" tek ayağımın üstünde yarı çıplak bi şekilde sekerken..
    rezil durumdayım. hem adamlara işkence hem ben kendime işkence ediyorum resmen. olmuyor uymuyor soktuğumun pantolonları. çıkarıyorum onu giyiyorum, diğerini beğenmiyorum, biri dar paça , birinin düğmesi kopuk. çıldırmak üzereyim. adamlar diğer müşterileri bıraktı beni izliyor hepsi. bakışlar üzerimde kimse ayrılmıyor başımdan.
    insafsız insan laf dinler mi? duymuyorlar sanki beni " al abi şunu dene bir de?" lafından başka laf yok. ulan diyorum nereden düştüm ben bu bataklığa keşke hiç gelmeseymişim. safi işkence çekiyorum verdiğim paranın üstüne. en son dayanamadım "tamam abi gerek yok ben gidiyorum mont sizde kalsın dedim" ...
    dedim de adamlar bunu gurur meselesi yapmış bırakmıyorlar beni. 50 dakika geçti. adam en son dayanamadı açtı çantama zorla üç tane t-shirt sıkıştırdı, tamam birader hadi güle güle giyin dedi.başım öne eğik, hafif ağlamaklı, gururu incinmiş bir insan olarak o dükkandan ayrıldım bugün. 5 yıllık solgun renkli montumu sırtıma geçirdim, yoluma devam ettim.
    ve siz siz olun size fatura kesmeyen bir yerden alışveriş yapmayın beyler, görülen o ki fatura kesmeyen mağaza adamın başka yerini keser. ben bugün bunu yaşadım, siz yaşamayın. sağlıcakla kalın.
  • başlık açamadığım için bu başlığa yazma gereği duydum.

    erkekleri klaslıktan uzaklaştı kadınsı giyinmeye başladı diye iç geçirirken bugün kızların/kadınların hiç giyinmediğini fark ettim. sabah kahvaltıya gittiğim mekanda gelen tüm kızların giydiği şort götünü gösteriyordu. hele bir tanesi boxerla gelmişti amk :d
  • renk körü olan şahsım için geçerli olabilecek durum. genellikle düz kıyafetleri tercih ettiğim için idare ediyorum sanırım.

    birinde annem “git şu tişörtünü değiştir. başım dönüyor baktıkça. bu pantolonun üstüne bu renk giyilir mi! “ demişti. :) hangi ikisinin giyilmeyeceği bile kalmadı aklımda. konuya bu kadar yakınım
  • kim gerçekten biliyor ki sorusunu akla getiren hede. herkes kopyala yapıştır birbirinin aynısı. özellikle sosyal medyanın çok büyük rolü var bunda. şunu giy, bunu giysene minvalinde sosyal medya hesaplarını takip ederek bile iyi kötü bir tarz yakalıyor belli bir kitle. işte tamda bu noktada iyi kötü işin ucundan köşesinden anlamakta, kendi vücut yapınızı vs tanımakta fayda var. birinin üstünde gördüğünüz ve offf çok iyi dediğiniz kıyafet sizin üzerinizde hayal kırıklığı olabilir.
hesabın var mı? giriş yap