• eksikliğini hissedip de kelimelere dökemeyenler için gelsin;

    ''yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.'' **
  • genetik filan pek kafamin bastigi seyler degil ya, baya genetik bir seymis gibi geliyor bu meret. ve nasil da gidip, hayat enerjisi, dunyada gordugum en yuksek insanlardan biri olan anneme cekecegime, gide gide, hayat enerjisi dunyada gordugum en dusuk insanlardan biri olan babama cekmisim, insan gercekten hayret ediyor. ulan bari ortalamayi alip 4.5'tan 5 diyerek sinifi geceydim, fitratimi opeyim. gerci tam olarak ne oldugunu nasil ifade edecegimi de bilemiyorum bu hayat enerjisinin. genel bir bosvermislik hali desem, tam derdi ifade etmez aslinda; cunku bosvermislikte nahos bir taraf var, sanki hicbir seyin elinden tutmazsin hicbir seyi onemsemezmissin gibi gorunen. halbuki sorumluluk duygusu, bir seyleri yapma durtusu filan eksik degildir. gerci bir bosvermislik de yok degil simdi, ama nasil bir bosvermislik? misal, hicbir seyi gozde buyutemeyecek, ballandira ballandira anlatmaya deger goremeyecek denli bir bosvermislik. dunyanin en guzel kentlerini de gorsen, dunyanin en lezzetli seylerinden de tatsan, dunyanin en keyifli meclislerinde de olsan ne o deneyimlerin kendisinin ne de o deneyimleri hikaye etmenin pek de anlamli olmadigina inanan, anlamli da demeyeyim aslinda da, dunyanin ve hayatin genel akisina nihayetinde pek de tesiri olmadigini-olmayacagini icin icin bilen boktan bir bosvermislik. bazen, benim gercekten de yakinimda olup beni azami taniyan insanlar, "birak la coollugu" ya da "birak la tevazuyu" filan diye takilirlar. dilim de donmez ki, anlatamam, vaziyetin dusundukleri gibi olmadigini. cok da ozenirim aslinda, sahip olduklarini sikir sikir gosterebilen, ballandira ballandira anlatabilenlere. hos bir yanim "bu ne artizlik yaw boyle? peki peki anladik, sen neymissin be abi!" turkusunu mirildanirken diger yanim "helal la valla, nasil da guzel enerjisi var canina yandgm, bize de ogretse ya su mereti az" diyiverir sessizce. ne diyeyim, boyle bunun hapi mapi, pompasi enjeksiyonu filan var da genetik olarak dusuk hayat enerjisini yukseltebiliyorsa, acilinden soyle birkac kutu lazim cok fena canlar.
  • eğer normal koşullar altında, geçmişte hayat enerjisi yüksek bir insan idiyseniz;

    istediğiniz kadar psikopata çatın, berbat şeyler yaşayın, özel/iş hayatınızda mutsuzluklar yaşayın..

    herhangi bir yerde dönüp sizi bulacaktır.

    herşey bitmiş gibinize gelebilir, korkmayın.

    içinizde, size ait. trust me
  • vücudun içinde her zaman umut dolu,dinamik,hayattan zevk alan,itici gücü olan,her an mutluluğu çağıran ve herkeste olmayan enerji...
  • size gerçekleri söylediğini ısrarla belirtme gereği duyan insanlar tarafından sömürülen bir enerji türü.

    yalan dolan bir hayat yaşamayı önermiyorum. daha çok ; eğer bazı gerçekler canınızı sıkıyorsa canınızı sıkmayan gerçeklerle ilgilenebilirsiniz diyorum. böylelikle hayat enerjinizi daha verimli bölgelere yönlendirerek geri dönüş alabilirsiniz.
  • yaşamı güzel kılan enerjidir. yüksek hayat enerjisine sahip insanlar hayatı daha eğlenceli hale getirir. gülmenin, mutluluğun güzelliğini hatırlatırlar hep. ama değerleri hep ortadan kaybolduklarında anlaşılır ne yazık ki. ve çoğu insan anlamaz bu enerjiden. kendilerinde olmayan enerjiyi kıskanırcasına sizi de sömürmek isterler. ya ayak uyduramazlar ya da eleştirirler. bahaneler de hazırdır. böyle ortamlardan kaçar yine mutlu olur o insan. iş, sosyal ilişkiler, trafik hatta market sırası... negatiflik varsa her türlü kaçar o insan. çünkü herkesin derdi yarası vardır, o güleryüzlü insan da bir başına ağlamıştır. onu da üzmüşlerdir, o da haksızlığa uğramıştır ama sarmıştır yaralarını. atlatmıştır. derdini yansıtmıyor gülüyorsa eğer başkalarının kendini çekmesine de izin vermez. tüm negatifliğe inat gülmek gerek. özellikle şu devirde. en absürt şeylere de en samimi şeylere de... dünya hayatı üç beş güzel andan ibaret o kadar. umut, güleryüz, mutluluk ve iyilik hep var olsun.
  • bana bundan lazım.
  • manik depresif kişiler için bu enerjinin grafiği aklınıza gelmeyecek noktalara kadar çıkabilir; yarım saat bile kaldıramayacağınız noktalara kadar inebilir.

    hayatımın en uzun manik döneminden sonra tabii ki de en ağır depresif dönemi geldi, bu dönemin yakınlaştığını hissedip kendimce tedbirler aldığımı düşünsem de aklımın ucuna bile gelmeyecek bazı olaylar silsilesiyle hayat enerjimin sıfır noktasına indiği, beslenmek için dahi hareket etmek istemeyeceğim ve hayata dair tüm çabaları anlamsız bulduğum üç dört aylık bir süreç yaşadım. bu süreç içerisinde yardım beklemiyor olsam da yardımcı olan insanlar olduğu gibi yardım beklediğim halde isteyerek ya da istemeyerek -ki umrumda olan kısmı bu değil- beni daha fazla yoran insanlar da oldu.

    bi şekilde tekrardan manik döneme geçiş yaptığım şu süreçte hayatımda hiç sahip olmadığım kadar özgüven ve hayaller silsilesi içinde kendimi bulmuş olsam da bu hayat enerjisi grafiğinde çok tepelere çıkmamaya çalışıyorum, ne kadar tepeye çıkarsa çakıldığımda toparlanmam daha zor oluyor.

    hayat enerjinizi kaybettiğinizi her düşündüğünüzde açabileceğiniz bir kapıya sahip olmak sizi kurtarabilecek tek şey. benim kapılarımsa anlamsızca kapandı, bunlar arasında en güvendiğim kapı en anlamsız kapanan olsa da ne zaman eşiğinde dahi dursam bana yardımcı oluyor.
  • "umut, uyanık insanların rüyasıdır." demiş, aristoteles. umudunuz varsa hayata dair inancınız ve bir şeyleri yapma isteğiniz olur. dolayısıyla enerjiniz de!
  • ruhun enerjisideir biyolojik yasi iplemez 80 yasinda bir kiside 20 yasindaki bir genc gibi hayat enerjisiyle dolu olabilir. bu enerji nasilmi arttirilir? konuskan olmak cok gülmek insanlarla iyi iliskiler kurmak zaten bu nese kendine güveni getirecektir ve bizi üzen olaylara aldiris etmememize neden olacaktir iste ondan sonra hayat enerjisini kullanmaya baslarsiniz hayattan tat alirsiniz. oturupta yamege bakip ya nasil dusunsemde bana daha lezzetli gelse diye dusunmeyin aksine atin kendinizi aleme konusun cevre yapin eglenin...
hesabın var mı? giriş yap